Damla Aytaç
Damla Aytaç Duymaz: TOPLULUK ÖNÜNDE KO-NU-ŞA-MI-YO-RUM!!!
Published
5 yıl agoon
Korkmaya, endişelenmeye hiç gerek yok! Eğer bu söyleyeceğim taktiklere kulak verirseniz bu kabustan kurtulabilirsiniz!
***
İlk kural; öncelikle yapacağınız konuşmanın konusunu çok iyi araştırmalı ve çok hakim olmalısınız. İyi bir taslak çıkarmalı, hangi sırayla gideceğinize çok iyi karar vermelisiniz. Ayrıca, ilgi çekici ve hayattan örnekler ya da konunuzla ilgili yapılmış bilimsel araştırmalar eklediğinizde konunuzu anlatım seyrindeyken başka kimselere kalmadan doğruluğunu da ispatlamış olursunuz.
***
Konunuza etraflıca çalışırsanız konuşmanızın sonunda karşılaşacağınız birçok soruya da rahatlıkla cevap verebilirsiniz. Bazen bir stand-up tadında konuşmak -dozunu aşmamak kaydıyla – size gülen, memnun, konuşmaya katılan ve de can kulağıyla dinleyen bir topluluk katar. Konuşmanız anında geri bildirimleri bu şekilde kolaylıkla alabilirsiniz. O sebeple konuşmanızın içine birkaç küçük espiri de katabilirsiniz. Unutmayın, özellikle de şu günlerde biraz rahatlamaya ve de gülümsemeye çok ihtiyacımız var.
***
Bir diğer önemli unsur ise, hitabet ve de pozitif enerji. Topluluk karşısına çıkmadan önce ayna karşısında güleryüz ve de gülen ses tonunuzla birçok kez tekrar yapın. Ve tabi sonrasında bunu konuşmanızda da mutlaka gerçekleştirin. Gülen ses tonu ne mi? Kendinden emin ve de mutlu bir ses tonu esasen. Bu arada artikülasyon da çok önemli elbette, yani kelimeleri doğru telaffuz. Bununla birlikte düz bir ses tonu kullanmak yerine, arada sesinizi önemli yerlerde özellikle kısıp yükseltebilirsiniz. Böylelikle uyuyan bir topluluk olmaktan çıkar dinleyicileriniz.
***
Kelimeyi yanlış mı söylediniz hiç utanmaya ya da sıkılmaya gerek yok. Bununla dalga geçebilirsiniz ya da düzeltip gülümseyerek hiçbir şey yaşanmamış gibi devam da edebilirsiniz. Ses tonumuza da çalıştıktan sonra gelelim vücut dilimize… Konuşmanızı gerçekleştirirken tek bir noktaya odaklanmayın, mutlaka önde, arkada, sağda, solda, ortada birçok seyircinin gözüne bakın. Ama asla takılı kalmayın. Bir nevi göz gezdirmek gibi olsun. 2 saniyeden fazla takılı kalmayın tek bir dinleyicide. Bu seyircinizle kontak halinde olduğunuzu ve kendinize güveninizi gösterir. Olduğunuz yerde sallanmayın, sabit de durmayın. Arada birkaç adım atıp yer değiştirmek iyi olur, ancak durduğunuz yerde sallanmak kendine güvensizlik göstergesidir, o sebeple durduğunuz yerde de ayaklarınızın yere sağlam bastığını mutlaka gösterin.
***
Kollarınızı bağlamayın, mutlaka iki yana açık dursun. El hareketlerimiz, yani jest ve mimiklerimiz konuşmamızı gerçekleştirirken bize yardımcı olacaktır. Çok fazla kullanıp anlam kayması yaratmadan olmalı tabi.
***
Sunumunuzda dikkat etmeniz gerekenlerden biri de, teknolojiden faydalanmak. Harika sunum teknikleriyle yine ilgiyi konuşmanızda tutabilirsiniz. Ağırlıklı olarak görsel, önemli kişilerin konuyla ilgili sözlerinden alıntılar, konu başlıkları ve çok kısa ana fikri şeklinde kısa yazılar kullanmalısınız. Uzun yazılar ve slaytlar insanları sıkar. Zaten konuşacağınız şeyi slayttan okumalarının hiçbir anlamı yoktur. Bir de sadece Powerpoint kullanmanıza da gerek yok, artık internetten bulabileceğiniz birçok sunum programı mevcut, mutlaka onlara da bir göz atmanızı öneririm.
***
Son olarak da, konuşmanızdan 2-3 gün önce konuyla ilgili uzman kişilerden destek alın. Konuşma metninizi gönderin, konuşmanızı onların karşısında yapın. Böylelikle gelebilecek soruları birlikte gözden geçirebilirsiniz.
***
Hadi biraz cesaret, harikalar yaratacaksınız. Kendinize güvenin.
***
İyi sunumlar 🙂
You may like
Click to comment