Bilim ve Teknoloji
35 YILIMIZ KALDI
Published
7 sene agoon

Akademisyen ve yazar Ömer Madra iklim değişikliğini ve dünyamızın başına gelecek olan olayları anlattı.
Akademisyen Ömer Madra küresel ısınma ve iklim değişikliğine dikkat çekerek bu şekilde devam ederse dünyamızın sonunun yakın olduğunu vurguladı.
Yeryüzünün bütün rekorları kırıldı 2015 yazında. Hazirandan başlayarak, özellikle temmuzda. Beş kıtada birden. Belli bir yaşın üstündeki binlerce insan öldü. Pakistan’da 800 kişi, Asya genelinde 2 bin 500 hayatını kaybetti. Morglarda yer kalmadığı söylenmeye başladı. Tayland’da 41 dereceye ulaştı ki, kayıtlar tutulduğundan beri şimdiye dek hiç görülmemiş bir rakam. Avrupa’da bütün rekorlar kırıldı. Heathrow Havaalanı’nda 37 derece ölçülmüş, yağmuruyla serinliğiyle ünlü İngiltere’de. Bandar Mahşar İskelesi denilen yer İran’da, hissedilen sıcaklık 70 derece ölçüldü. Daha önce Suudi Arabistan’da 81 dereceye ulaşmış 2003’te. Bütün rekorlar 2000’li yıllarda peş peşe kırılıyor. Her yıl diğerinden daima daha sıcak oluyor. Adana ve Mersin’de de bütün sıcaklık sınırları aşıldı. Bu yaz, Türkiye’de 18 kişinin serinlemek için en yakın suya, göle, kanala, denize atlayıp boğulduğunu biliyorduk, şimdi Guardian’ın yeni bir çalışmasında gördük ki 100’ü aşmış bu sayı.
IRAK’TA GÖSTERİLERE NEDEN OLDU
Myanmar’da (Burma) bir milyon kişi seller nedeniyle tahliye edildi. Bunlar artık olağan hale geldi. Yeni normal diyorlar buna. Yeni norm bu olmuş durumda. İklim değişikliği doğrudan ölümlere yol açar hale geldi. Bu sıcak dalgası Irak’ta büyük gösterilere yol açtı. Bazı yerlerde elektrik üç-dört saat veriliyormuş. Klima, buzdolabı hiçbir şey çalışmayınca sonunda insanlar da yolsuzlukların üzerine gitmek için sokağa döküldü.
YERİNE KONAMAYACAK ORMANLAR YANIYOR
Dünyanın her tarafında bütün ormanlar yanıyor. Türkiye de dahil, her tarafta yangınlar var. İnanılmaz sonuçları olacaktır bunun. Bütün rekorlar kırıldı orada da. Artık orman yangını mevsimi diye bir şeyden bahsedilemiyor. Bu konuyla çok ilgilenenlerden biri de Kaliforniya Valisi Arnold Schwarzenegger mesela. Kaliforniya’nın büyük bir sorunu çünkü bu. O söylüyor, artık orada da bu işin bir mevsiminin kalmadığını. Orman yangınları iki yönlü bir durum. Orman yandıkça karbon atmosfere karışıyor ve küresel ısınmaya yol açıyor. Küresel ısınma arttıkça da orman yangını artıyor. Kendi kuyruğunu yiyen yılan durumu. Türkiye’de de özellikle Güneydoğu’da orman yangınları yaşandığı ve güvenlik sebebiyle müdahale edilmediğine dair bölük pörçük haberler geliyor. “Burası terörist yuvası, yanarsa yansın” mantığı… Alaska’da günde 120 bin hektar orman yanıyor. Komşu Kanada’da da toplam 4 milyon hektar. Zaten asıl sıcaklık artışı kuzeyde yaşanıyor. Endüstri çağından bu yana dört derece artış yaşandı. Yerine ağaç dikmekle filan yenisini koyamayacağınız ormanlar bunlar.
DENİZ SEVİYESİ ÜÇ METRE YÜKSELECEK!
Önümüzdeki 35 yıl içerisinde, dünyanın her yerinde deniz seviyeleri buzların erimesine bağlı olarak üç metre yükselecek. Karadaki buzların erimesi çok kritik. Bu yıl ya da gelecek yıl uzaydan çekilen fotoğraflarda tarihte ilk defa beyaz Kuzey Kutbu görmeyeceğiz çünkü tümden erimiş olacak. Eylülden sonra havalar soğuyunca tekrar buz tutacak ama bu ilk defa olacak, gelecek yıl kesin deniyor.
TÜRKİYE DAĞLARININ BUZULLARI YOK OLDU
Ege Üniversitesi’nin NASA’yla beraber yaptığı bir araştırma var. 1970’teki durum ve şimdiki durum olarak Türkiye’nin uydudan çektikleri fotoğraflarını kıyaslıyorlar. Türkiye’nin dağlarındaki buzulların yarısından fazlası yok olmuş. Dağlık bölgelerin beşinde tamamı gitmiş, üçünde de dörtte üçü yok olmuş. Yani toplam sekiz noktada büyük kayıp var. Biz de haritada baktık, Süphan Dağı’nda beyaz yok artık. 40 yıl içerisinde sıfırlanmış. Yani 12 bin yıllık miras 40 yıl içerisinde yok olmuş.
TORUNLARIMIN FIRTINALARI
James Hansen de Torunlarımın Fırtınaları adlı kitabında fırtınaların hem çoğalacağını hem de şiddetinin artacağını ortaya koyuyor. Nitekim önceki sene Filipinler’in orta bölgesini Haiyan Tayfunu vurdu, muazzam bir yıkıma yol açtı. O esnada dendi ki, bu 100 yılda bir görülen bir tayfun. Ertesi sene aynı yeri aynı büyüklükte bir başka tayfun vurdu. 100 yılda bir gelir dedikleri tayfun iki yıl üst üste, üstelik aynı yeri vurdu. Ve Filipinler teslim bayrağını açtı.
BANGLADEŞ, HOLLANDA MIAMI SULAR ALTINDA
Dünyanın bazı bölgeleri sular altında kalacak. Mesela Bangladeş, Hollanda, Florida’nın bir bölümü. Miami filan gidecek. Keza New York için tehlike söz konusu. Bangladeş’in 100 milyon nüfusu var ve deniz seviyesinin altında bir ülke. Hollanda gibi. Fakat hem teknik hem de maddi olarak Hollanda’dan çok geride. Bangladeş’te 100 milyon insanın göç etmesi gerekecek. En önemli yan sorunlardan biri de bu. Göçler. Hindistan’a gitmeye çalışacak bu insanlar. Hindistan duvar örüyor şu anda. Tam 4 bin kilometre! Gelmesinler diye. Bu muhtemelen savaş demek.
Dede, yeter artık anlatma!
Küresel ısınma ve iklim değişikliği bir yana sonsuz bir tüketim söz konusu. Cep telefonlarını altı ayda bir değiştirelim, otomobilleri iki yılda bir yenileyelim. Lüzumsuz beslenelim. Bütün madenleri tüketelim derken insanlığı büyük bir kaosun beklediğine dair yakın zamanda yayımlanan çok önemli bir araştırma var.
Ruskin Üniversitesi’nin yaptığı bu çalışmada kıtlık çıkacağı ve milyonların, hatta milyarların aç kalacağı söyleniyor. Üstelik bunun 30 yıl içerisinde olacağı ortaya koyuluyor. Yani 2045’te. Torunum 2000 doğumlu ve dünyanın çöküşünü gördüğü zaman 45 yaşında olacak. Tabii ben bunları anlatınca, anlatma artık diyor ama kaçış çok kolay değil. İklim değişikliği hayatın her noktasını etkiliyor. Savaşı da, barışı da, sporu da, turizmi de… Sular altında kalıyor bazı turizm alanları. Mesela futbol. Dünya kupalarının tarihleri tartışılıyor. Kayak merkezlerinin işi bitti. Suni kar yapıyorlar. Mazotla kar üretiliyor. O da ısınmaya neden oluyor. Bu ahmaklıkla gidilirse bütün sınırların çok kısa sürede aşılacağı ortada. Ama kapitalizmin mantığı bu. Amaç kâr etmek. Torununun geleceğiyle ilgili değil. Çiğdem Toker’in yaptığı ilginç bir mülakat vardı. İstanbul’da üçüncü havalimanı projesini yürüten şirketin CEO’su Yusuf Akçayoğlu, “Dünyanın neresinde iş yaparsanız yapın uygarlıkla doğanın çelişkisi var ve bunun önüne geçilemez” diyor. Çok gerçekçi söylediği. Kapitalizmle bu iş olmaz, diyor aslında. O böyle demiyor da, ben altını çiziyorum. Yüzde yüz doğru. Kapitalizmle bunun önüne geçilemez. Mutlaka bir devrim gerekiyor. İklimi değil, sistemi değiştirmek gerekiyor. Mevcut sistem küresel ısınmanın önüne geçmeye izin vermiyor.
Yerel hareketler çok güçlenmeye başladı. Türkiye’nin çeşitli kesimleri bir araya gelmeye başladı. Ama böyle olması lazım. Çünkü durum fevkalade ciddi. Daha önemli hiçbir şey yok. Yükselen bir mücadele var. Özellikle de kadınların başını çektiği bir mücadele… Yaşadıkları yeri, doğalarını koruyorlar. Doğu Karadeniz’de gördük. Ve her yerde. Bütün dünyada bu mücadele yükseliyor. Zaten tek umut bu. Başka bir umut da yok. Aslında en büyük sınıfsal mücadele bu. Çünkü okkanın altına gidenler daima yoksul kesimler. Çevre mücadelesi aslında dünya çapında bir sınıf mücadelesi.
Hiper androposen çağı nedir?
Bilim insanları şu anda içinde bulunduğumuz çağa androposen çağı diyorlardı. İnsan etkisi çağı. Jeolojik çağlar binlerce yılın evriminden bahsederken şimdi 200 yıl içerisinde oluyor her şey. Kömürün bulunup çıkarılmasıyla beraber dünya artık bambaşka bir noktaya doğru gitmeye başladı. İlk defa tek bir tür, gezegenin bütün kimyasını ve atmosferini değiştirdi. Şimdi yeni bir terim var. Hiper androposen çağı. Yani hiper yeni insan. Bu yeni insan geldi ve dünyayı bitiriyor.
Feedback loop nedir?
Bir fizik kanunu bu. Bir noktadan sonra kontrol imkansız hale geliyor. Tepeye kadar bir bilyeyi çıkarırsanız, öbür taraftan düşmeye başladığında hareketi engelleyemiyorsunuz. Yani bir süre sonra insan etkisinden bağımsız olarak kontrolden çıkıyor. Küresel ısınmanın en büyük problemi bu. Örneğin buzların erimesinin önüne geçilemeyecek. Küresel ısınma şu anda dursa bile yapacak bir şey yok, bir miktar daha eriyecek o buzlar.
Bunların yapılması Türkiye’nin sonunu getirir
Kömür dünyadaki en kirli fosil yakıt. Hiç tartışmasız. Küresel ısınmaya yol açan sera gazı salınımının bir numaralı sorumlusu. Aynı sigara gibi, bu işle uğraşan şirketler bu bilginin yaygınlaşmasını engelliyor. Türkiye’de de 80 yeni termik santral açılması planlanıyor. Bir kısmına başlanmış, bir kısmı henüz proje. Afşin Elbistan’daki termik santral büyütülüyor ve yeryüzünün gördüğü en büyük termik santral haline getirilmesi planlanıyor. Türkiye’nin kesinlikle sonunu getirir bunların hepsinin yapılması. Halbuki bütün dünyada kapatılmaları tartışılıyor. Avustralya da böyle. Orası da dünyanın en büyük kömür şirketlerinin etkisi altında. Mercan resiflerinin ortadan kalkması umurlarında bile değil.
SON FIRSAT PARİS İKLİM ZİRVESİ
Paris’te bu yılın sonunda Birleşmiş Milletler’in büyük bir İklim Zirvesi var. Çok önemli. Artık son şans neredeyse. Orada fosil yakıt tüketimine bir kısıtlama getirilemezse ve yenilenebilir enerjilere yatırım kararları alınamazsa iki derecelik sıcaklık artış eşiğini aşabiliriz diyorlar. Dünyada sera gazı yoğunluğu şu anda 402 ppm, yani milyonda 402, parçacık sayısı olarak. Uzmanlar en fazla 350 olmalı diyor. Ayrıca korkunç bir artış var. Eskiden yılda 1,5 parçacık eklenirdi, şimdi iki parçacık ekleniyor.
(Cumhuriyet-Eray Özer)
You may like
Bilim ve Teknoloji
Facebook güven kaybediyor… Apple’den ret kararı geldi
Published
3 sene agoon
23 Mayıs 2021
Apple, Facebook uygulamasına gelen olumsuz yorumları kaldırmayı reddetti. Facebook ve Instagram bir süredir uyguladıkları sansür nedeniyle eleştiri oklarının hedefi durumunda.
NBC News’e göre; Filistin yanlısı protestocular Filistin içeriklerine yönelik uygulanan sansür nedeniyle koordineli bir şekilde Facebook uygulaması hakkında olumsuz yorumlar bırakmaya başladılar. Bunun üzerine uygulama Apple’dan bu yorumların kaldırılmasını talep etse de isteği reddedildi.
Cumartesi günü Facebook uygulaması, geçen hafta aldığı dört yıldızdan sonra App Store’da beş yıldız üzerinden 2,3 puan aldı. NBC, tek yıldızlı değerlendirmelerin #FreePalestine veya #GazaUnderAttack gibi sansürlenen etiketlerden kaynaklandığını belirtiyor.
SANSÜRLENDİKLERİNİ VE SUSTURULDUKLARINI DÜŞÜNÜYORLAR
Facebook’tan kıdemli bir yazılım mühendisi, “İsrail ile Filistin arasındaki son yaşananlarla birlikte kullanıcı güveni önemli ölçüde düşüyor. Kullanıcılarımız durumu ele alış biçimimizden rahatsız. Kullanıcılar sansürlendiklerini ve susturulduklarını hissediyorlar. Sonuç olarak da 1 yıldızlı yorum bırakarak protesto etmeye başladılar” dedi.
Gelişmeler üzerine Facebook, olumsuz yorumların kaldırılması için App Store ile iletişime geçti; ancak Apple isteği reddetti.
YORUMLAR YANLIŞLIKLA KALDIRILDI
Filistin yanlısı aktivistler, bir süredir birçok sosyal medya sitesinin Filistin yanlısı içerik ve hesapları kısıtladığından veya sildiğinden şikayet ediyorlar.
Instagram, Kudüs’teki kutsal cami El-Aksa’ya atıfta bulunan hashtag’lerle paylaşımların “yanlışlıkla” şiddet veya tehlikeli örgütlerle ilişkili olarak değerlendirildiğini belirtti. Facebook ve Instagram adına yapılan açıklamalarda algoritmalarındaki bir aksaklıktan kaynaklı olduğu belirtildi.
Los Angeles Times; bazı kullanıcıların, Filistin ile ilgili gönderilerin kaldırılmaması için çevrimiçi algoritmaları kandırmak amacıyla noktalama işaretlerinden yoksun eski bir Arapça komut dosyası kullanmaya başvurduklarını bildirdi. Bazıları da “Filistin” veya “İsrail” gibi kelimeleri kasıtlı olarak yanlış yazdılar veya daha görünür kılmak için gönderilerinde COVID-19 temalı etiketler kullandılar.
Bilim ve Teknoloji
Whatsapp’tan gizlilik sözleşmesiyle ilgili flaş karar!
Published
3 sene agoon
8 Mayıs 2021
Tepkilere dayanamayan WhatsApp, gizlilik sözleşmesi ile ilgili yeni bir karar aldı. 15 Mayıs’ta hiçbir hesabın silinmeyeceği ve şirketin bundan vazgeçtiği belirtildi.
WhatsApp’ın tartışılan gizlilik sözleşmesi kararı gündemdeki sıcaklığını koruyor. Gizlilik sözleşmesinin kabul edileceği son tarih 15 Mayıs olarak açıklanmış ve kabul etmeyenlerin ağustos ayı itibarıyla hesaplarının silineceği belirtilmişti. Tepki çeken karar sonrası WhatsApp’tan yeni bir geri adım daha geldi ve hesapların silinmeyeceği ifade edildi.
Bilindiği üzere WhatsApp kullanıcıların verilerini Facebook ile paylaşacağı bir gizlilik sözleşmesi yayınlamış ve gelen tepkiler üzerine bu sözleşmeyi 15 Mayıs tarihine ertelemişti. 15 Mayıs tarihinden itibaren gizlilik sözleşmesini kabul etmeyenlerin hesaplarını sileceğini duyuran WhatsApp geri adım attı.
HESAPLAR SİLİNMEYECEK
Webtekno’nun Press Trust of India’dan aktardığı habere göre; WhatsApp’ın 15 Mayıs’ta hiçbir hesabın silinmeyeceği ve şirketin bundan vazgeçtiğini belirtti.
WHATSAPP YETKİLİSİ DOĞRULADI
Kullanıcıları zor durumda bırakmak istemediklerini söyleyen bir WhatsApp yetkilisi de söz konusu iddiayı doğrulayarak, 15 Mayıs’ta hiçbir hiçbir hesabın silinmeyeceğini ve tüm kullanıcıların 14 Mayıs’ta olduğu gibi uygulamayı kullanmaya devam edebileceklerini duyurdu. Önümüzdeki süreçle ilgili de konuşan yetkili, kullanıcılara bildirim göndermeye devam edeceklerini söyledi.
WHATSAPP BU KARARDAN TAMAMEN VAZGEÇEBİLİR
WhatsApp tarafından yapılan açıklamalarda kullanıcıların birçoğunun yeni koşulları kabul ettiği söyleniyor olsa da, kullanıcılar, WhatsApp’a olan tepkilerini göstermek için Telegram ve Signal gibi alternatif uygulamalara adeta akın ettiler. Geri adım sonrası WhatsApp’ın bu adımdan tümüyle vazgeçebileceği belirtildi.
GİZLİLİK SÖZLEŞMESİNİN İÇERİĞİNDE NE VAR?
WhatApp’ın güncellenen gizlilik ilkesine göre, uygulama diğer Facebook şirketlerinden bilgi alacak ve bu şirketlerle bilgi paylaşımında bulunacak. Diğer Facebook şirketleri ile paylaşılan bilgiler arasında; hesap kayıt bilgileri (telefon numaranız), işlem verileri, hizmetle ilgili bilgiler, hizmetleri kullanırken diğer kişilerle etkileşim kurma şekliyle ilgili bilgiler, mobil cihaz bilgileri, çerezler, konum bilgileri ve IP adresi yer alıyor.
Avrupa Birliği ülkelerindeki kullanıcılar, WhatsApp’in yeni gizlilik koşullarını kabul etmeseler dahi uygulamayı kullanabilecek. Yeni düzenlemeyi Türkiye’deki kullanıcılar ise kabul etmek zorunda.
Bilim ve Teknoloji
Tüm mutasyonları etkisiz hale getiren ilaç üretildi
Published
3 sene agoon
5 Mayıs 2021
Covid-19’a karşı geliştirilen bir antikor ilacının İngiltere, Brezilya, California ve Güney Afrika’da tanımlananlar da dahil olmak üzere çok sayıda corona virüs mutasyonunu “güçlü bir şekilde” etkisiz hale getirdiği açıklandı.
Kanadalı AbCellera ve ABD’li Eli Lilly Covid-19’a karşı birlikte geliştirdikleri ikinci bir antikor ilacının klinik denemelerine başladıklarını açıkladı. İlaç şirketleri, LY-CoV1404 adı verilen monoklonal antikor tedavisini hafif ile orta derecede Covid-19 hastalarında değerlendireceğini duyurdu.
TÜM MUTASYONLARA KARŞI GÜÇLÜ ETKİ GÖSTERDİ
Bununla birlikte, AbCellera LY-CoV1404’ün kilinik öncesi denemelerinde corona virüsün bilinen tüm mutasyonlarına karşı güçlü etki gösterdiği belirtildi.
AbCellera, antikor ilacının İngiltere, Brezilya, California, Güney Afrika ve New York mutasyonları da dahil olmak üzere corona virüsün şu anda bilinen tüm varyantlarını nötralize ettiğini ve ilacın corona virüsün başak proteininin mutasyona uğrayan bölgesine bağlandığını duyurdu.
BAŞAK PROTEİNİN MUTASYONA UĞRAYAN BİRKAÇ YERİNE BAĞLANIYOR
Başak protein corona virüsün insanların ACE2 enzimlerine tutunarak vücuda girmesine ve hastalığa yol açıyor. Araştırmacılar virüsün bu bölgesinde mutasyonlarla gelen değişikliklerin endişe verici olduğunu düşünüyor, çünkü aşılar da virüsün başak proteinin hedef alıyor.
PANDEMİDEKİ MUTASYON TEHDİDİNİ ORTADAN KALDIRABİLİR
Ancak, AbCallere geliştirilen antikor ilacının başak proteinin birçok kısmına bağlanabildiğini bu nedenle ilacın etkisini olası yeni mutasyonlar nedeniyle yitirmeyeceğini söyledi. Klinik testlerin son aşamasında bu durum kanıtlanırsa LY-CoV1404’ün corona virüs tedavisinde oyun değiştirici olabileceği ifade edilerek, varyantların yarattığı tehdidi ortadan kaldırabileceği ifade edildi.
Bununla birlikte, LY-CoV1404, iyileşen bir Covid-19 hastasından alınan bir kan örneğinden geliştirildi. Antikor, corona virüsü sivri glikoprotein reseptör bağlanma alanı (RBD) üzerinde yüksek oranda korunmuş bir epitopu hedefleyerek ACE2’ye viral bağlanmayı bloke ederek çalışıyor. AbCellera bu etkiyi, “güçlü nötrleştirme aktivitesi için iyi belgelenmiş bir mekanizma” olarak tanımladı.
AbCellera’nın CEO’su Carl Hansen, “LY-CoV1404 analizimiz, onun son derece güçlü olduğunu ve şu anda bilinen tüm mutasyonları etkisiz hale getirdiğini gösteriyor. LY-CoV1404’ün, Covid-19’un endemik hale gelmesi durumunda aşılara uzun vadeli bir tamamlayıcı sağlama potansiyeli bizi cesaretlendiriyor. LY-CoV1404, Covid-19 antikor tedavilerini hızla geliştirme, test etme ve küresel olarak tedarik etmede lider olan ortağımız ile birlikte , devam eden BLAZE-4 denemesinin bir parçası olarak geliştirdik” dedi.
TEK BAŞINA YA DA DİĞER ANTİKOR TEDAVİLERİYLE BİRLİKTE KULLANILABİLİR
Ek olarak, LY-CoV1404’ün diğer geniş ölçüde nötralize edici antikorlara kıyasla viral nötralizasyon deneylerinde önemli ölçüde daha güçlü olduğu görüldü. Bu nedenle ilacın tek başına veya viral varyantların yükselmesi nedeniyle etesevimab iya da ABD’de önceden onaylanan bamlanivimab da dahil olmak üzere diğer antikorlarla kombinasyon halinde kullanılabileceği açıklandı.
Diğer taraftan, Eli Lilly ayrıca Vir Biotechnology ve GlaxoSmithKline tarafından geliştirilen bir monoklonal antikor ile kombinasyon halinde bamlanivimab’ı değerlendiriyor. VIR-7831 adlı ilaç hafif ila orta derecede Covid-19’u olan düşük riskli hastalarda bamlanivimab ile kombinasyon halinde inceleniyor.
ABCELLERA TESİSLERİNİ BÜYÜTÜYOR
Öte yandan, Covid-19 ve diğer viral tehditlere karşı devam eden çabalarını desteklemek için AbCellera, kısa süre önce Vancouver’daki merkezini genişletmek için temel attı. Projenin, önümüzdeki birkaç yıl içinde mevcut 250 kişilik işgücüne yüzlerce çalışanı ekleyerek şirketin önemli ölçüde büyümesine olanak sağlaması bekleniyor.
Genişlemenin toplam 115 bin metrakelik iki tesisi kapsaması ve bu tesislerin 2023 ve 2024 yıllarında tamamlanması hedefleniyor.
Hansen, yaptığı açıklamada, “Dünyanın dört bir yanından biyoteknoloji ve ilaç ortaklarıyla yeni antikor tedavilerinin geliştirilmesini hızlandırmak için Vancouver’da son teknoloji tesisler inşa ediyoruz. Bu teknoloji kampüsünün, yetenekli insanların her yerdeki hastaların yararına antikor keşfini önemli ölçüde iyileştirmeye ve hızlandırmaya katkıda bulunabileceği bir yer olarak hizmet vermeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Özgür Özel’den Başkan Genç’e teşekkür

Sarıyer Belediyesi ekipleri Sarıyerliler için seferber oldu

İbrahim Temur özel kalem bütçesini eleştirdi

İBB’nin 2024 bütçesi açıklandı: 516 Milyar Lira

Erol Aydın Sarıyer Belediye Başkan Aday Adayı oldu

Çalışkan başkanlar, Ata yadigarı Büyükdere Fidanlığı’nı canlandırdı

CHP Sarıyer’de belediye başkanlığına talip ilk kadın aday adayı Dilek Karafazlı oldu

AKOM fırtına ve yağışlı hava için uyardı

Halkın başkanı Şükrü Genç, Sarıyer için yeniden aday

Başkan Genç’ten Sarıyerlilere davet
Popüler
- Genel4 hafta ago
Dr. Erhan Toy: HPV (Human Papilloma Virüs)
- Genel4 hafta ago
Garipçe’de bir genç uçuruma düştü
- Genel4 hafta ago
Sarıyer Belediyesi’nde en düşük maaş 26 Bin Lira oldu
- Genel4 hafta ago
İmamoğlu muhtarlarla bir araya geldi
- Genel4 hafta ago
Sarıyer’de Edis’e umut oldular
- Genel3 hafta ago
Başkan Genç ve İmamoğlu Sarıyer’de buluştu
- Genel4 hafta ago
Sarıyer-Kilyos tüneliyle Sarıyer’e ulaşım süresi 5 dakikaya inecek
- Genel3 hafta ago
İYİ Parti Sarıyer İlçe Başkanı Temur, Naci Görür ile bir araya geldi