Damla Aytaç
Damla Aytaç Duymaz: Oyunlaştırsak mı ne yapsak
Published
4 yıl agoon
Gamification… Nam-ı diğer oyunlaştırma…. İnsanoğlu yaşı kaç olursa olsun daima oyun oynamayı sever. Adı üstünde Homo Ludens, oyuncu insan. En özgürlükçü, en rekabetçi, en hırslı, en gururlu, en kızgın, en mutlu olabilme hallerini oyun oynamanın içerisine sığdırabilmek ve en sonunda da yüzümüzdeki muzur gülümsemeyle kapanışı yapmak gibisi yok. Bizler öğretmenler olarak yıllardır hangi yaş grubuna olursa olsun oyunlaştırarak öğretmenin keyfinin bir başka olduğunun savunucusuyuz her zaman. Sadece sınıf içerisinde yeni bilgileri öğretmek, öğretirken de eğlendirmek için değil, kendi kişisel gelişimlerine de birçok katkı sağlamak için önemli olduğunun bilincindeyiz. Şu sıralar teknoloji sayesinde birçok keyifli uygulamalar sunulmakta ve de gün geçtikçe eğitimin içerisine daha da entegre edilmekte, özellikle uzaktan eğitim dönemine geçildiğinden beri bu uygulamalar geliştirilmeye başlandı. Örneğin, normal bir sınav yapmak yerine, labirentin içerisinde soruları çözerek son soruya doğru ulaşmayı hedeflemek gibi örnekler mevcut. Bu da aslında sınav yaparken uymamız gereken %10 çok kolay, %20 kolay, %40 orta, %20 zor, %10 çok zor
yüzdelik kurallarına da hizmet eden cinsten. Yani belirli bir yerde tıkanan son soruya erişemeyecek. Hem sınavlarda, hem de sınıf içinde bu ve benzeri birçok oyunla kişilerin öğrenme merakını da yükseltmek mümkün.
***
Oyunlaştırma sadece eğitim sektöründe değil, son zamanlarda birçok kurum da hem eğitimlerinde hem de şirket içi aktivitelerinde oyunlaştırmayı kullanmakta. Oyunlar içerisinde skorlar, rozetler, seviyeler, iş birlikleri, liderlik durumları, anlık geri bildirimler bulundurarak farklı durumlar hedefliyor. Takım çalışmasını güçlendirmek için iş birlikleri, kendini daha iyi geliştirmek için anlık geri bildirimler, belirli bölümleri tamamlamadan ya da belirli rozetleri toplamadan başka bir bölüme geçirmeyerek bilgide sağlamlığın kontrolü, başarı ve de tatmin duygusu için çeşitli skorlama uygulamaları, liderlik durumlarında ekstrem bir olayla karşı karşıya kalındığında sakinliğini koruyarak neye nasıl tepkiler verip, ne tür kararlar aldığının ve de bunun sonucunda kendisinin ve takımının maruz kaldığı durumlarla kendi öz eleştirisini yapıp liderlik vasfının yanı sıra iş yaşamındaki birçok davranışını da değiştirmeye çalışması, yarışmalar düzenleyerek de kişinin bildikleriyle kendi denkleri arasında nasıl bir yerde olduğunu görmesini kolaylaştıran bu oyunlar, kişileri rencide etmeden tamamiyle kendi serüvenleri için, kendilerini geliştirebilecekleri eğlenceli platformlar haline dönüşüyor. Bunlar çalışanlar arasında çeşitli gelişimler, uyum, çalışma ahengi, verimlilik getirdiği için iş için de mutlak başarıya dönecek bir aracıya sebebiyet veriyor.
***
Diyeceğim o ki, eğitim kurumları da dahil olmak üzere birçok kurum oyunlaştırma sayesinde hem öğrencilerini/çalışanlarını hem de kendilerini eğlenceli bir yolun içerisine koyarak başarıyı kucaklayacaklardır.
You may like
Click to comment