Connect with us

Genel

BAĞIMSIZLIK MEŞALESİNİN YANDIĞI GÜNDÜR 19 MAYIS! İŞTE ATATÜRK’ÜN O MEKTUBU…

Published

on

blank

Tam 98 yıl önce, Mustafa Kemal Paşa’nın Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkmasıyla, ulusal bağımsızlık mücadelesinin başlangıcının temelleri atıldı.Sarıyer Son Baskı ailesi olarak, tüm ulusumuzun 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlarız.

Tüm yasaklamalara ve baskılara rağmen ülkenin dört bir yanında büyük bir coşkuyla kutlanmaya devam eden 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Atatürk’e son dönemde yapılan hakaretler neticesinde her geçen yıl daha da önemli bir hale geliyor.

Mustafa Kemal’in, tam 98 yıl önce ulusal bağımsızlık mücadelesini başlatmak için Samsun’a çıkmasının ardından, annesi Zübeyde Hanım’a Ağustos 1919’da yazdığı mektup şöyle:

Muhterem Valideciğim,

İstanbul’dan mufarakatımdan beri sizlere birkaç telgraftan başka bir şey yazmadım. Bu sebeple büyük merak içinde kaldığınızı tahmin ediyorum. Bilhassa hakkımda gerek ötekinden berikinden ve gerek gazetelerden işittiğiniz natamam haberler şüphesiz merakınızı tezyit etmiştir. Halbuki şimdi vereceğim izahatla mutmain olacağınız veçhile şayan-ı endişe hiçbir şey yoktur.

Malumunuzdur ki, daha İstanbul’da iken ecnebi kuvvetlerin devleti, milleti fevkalade sıkıştırmakta ve millete hizmet edebilecek ne kadar adamımız varsa cümlesini hapis ve tevkifve bir kısmını Malta’ya nefy ve tazip etmekte pek ileri gidiyorlardı. Bana nasılsa ilişememişlerdi. Fakat 3. Ordu müfettişi olarak Samsun’a ayak basar basmaz İngilizler benden şüphelendiler. Hükümete benim sebebi izamımı sordular. Nihayet İstanbul’a celbimi talep ve bunda ısrar ettiler. Hükümet beni iğfal ederek İstanbul’a celp ve İngilizlere teslim etmek istedi. Bunun derhal farkına vardım. Ve bittabi kendi ayağımla gidip esir olmak doğru değildi. Padişahımıza hakikat hali yazdım. Ve gelemeyeceğimi arz ettim. Zat-ı şahane de evvela buna muvafakat etti. Fakat daha sonra İngilizlerin tazyiki ziyadeleşti. Nihayet o da İstanbul’a avdetimi irade etti. Bu suretle artık resmi makamımda kalmaya imkan göremediğim gibi askerliğimi muhafaza ettikçe İngilizlerin ve hükümetin hakkımdaki ısrarına mukabele edilemeyecekti. Bir tarafında bütün Anadolu halkı tekmil millet hakkımda büyük bir muhabbet ve itimat gösterdi. “Seni bırakmayız” dediler. Filhakika vatan ve milletimizi kurtarabilmek için yegane çare askerliği bırakıp serbest olarak milletin başına geçmek ve milleti yekvücut bir hale getirmekle hasıl olacak kudret ve hareket-i milliyeyi hüsn-i istimal eylemekten başka çare mutasavver değildi. Binaenaleyh ben de böyle yaptım. Elhamdülillah muvaffak da oluyorum. Pek yakında netice-i maddiyeyi bütün cihan görecektir. Ben bu suretle hareket edince İngilizler derhal yalvarmaya başladı. Ve beni kazanmaya çalıştı. Her şeyi inkar ettiler. Ve bütün kabahati bizim hükümete attılar. Hakikaten hükümet de benimle uğraşmak istedi. Fakat kuvveti buna müsait gelmedi. Ve gelemez. Daha bir zaman bu suretle Anadolu içinde çalışmakla her şey hallolacaktır. Kariben Meclis-i Mebusan toplanacak ve meşru bir hükümet mevki-i iktidara geçecektir. Ben de ihtimal o zaman İstanbul’a geleceğim. Sıhhat ve afiyetimi, katiyen hiç merak ve endişe etmeyiniz.

Salih Bey Fuat Bey’den alacağını alabildi mi? Bunu bilgi almak bakımından soruyorum. Yoksa her ne olursa olsun elhamdülillah hiç önemi yoktur. Siz müsterih olunuz. Ve bir sıkıntınız olursa derhal bana bildiriniz.

Bu mektubumu getirecek olan (…..) size benim hakkım da istediğiniz kadar bilgi verecektir. Kendisiyle bana bazı elbiselerimi gönderiniz …

Hemşiremin sıhhati nasıldır? Eve herhangi bir taraftan saldırıda bulunuldu mu? Hala orada mısınız? Çocuklar ne yapıyor, büyüdüler mi?

Salih Bey’le Madam Salih inşallah sıhhat ve afiyettedirler. Ben daima kendilerini yad ediyorum. Madam’ın benim hakkımda bir rüyası vardı. Galiba o çıkacaktır. İnşallah yakında kemal-i meserretle görüşeceğiz.

Ben birkaç güne kadar bir kongre için Sivas’a gideceğim.

Tekrar Erzurum’a döneceğim. Tekrar ediyorum. Her işittiğinize önem vermeyiniz. Pekala bilirsiniz ki ben yaptığımı bilirim. Netice görmeseydim başlamazdım.

Saygıyla ellerinizden, hemşiremin gözlerinden öperim. Salih’in (Bozok) gözlerinden öperim. Bana İstanbul havadisi vermeni beklerim.”

(Kaynak: Yaveri Atatürk’ü Anlatıyor, Salih Bozok. Hazırlayan Can Dündar)

Click to comment

Bir Cevap Yazın