Genel
Derya Avcı: Korku İmparatorluğu
Published
4 yıl agoon
Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası (TEÇ-SEN) İstanbul İli Avrupa 1 Nolu Şubesi Başkanı Derya AVCI, gazetemiz Sarıyer Son Baskı’da, “Korku İmparatorluğu” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
İşte Derya Avcı’nın, “Korku İmparatorluğu” başlıklı o yazısı:
İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü başta olmak üzere okul ve kurumlarda sendika üyeliği için baskıların, zorlamaların olması nedeniyle korku imparatorluğu oluşturulmuştur.
***
Sendika üyelerimize ve üye olacaklara İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ile kurum ve okullarımızda bulunan idareciler tarafından baskı, zorlama uygulanmaktadır.
***
Malumunuz Yetki Belirleme Zamanı. 10 Ay Boyunca Kapımızdan İçeri Girmeyenler, Bizleri Hatırlamayan Sendika Yetkilileri 2 Aylığına Bizleri Hatırlayacaklardır. Bu dönemde yapılan “Yok seni en iyi bölümde çalıştırırız, yok senin lojmanda kalmana izin veririz, yok senin atamanı yaparız, yok seni sınavdan geçiririz” gibi vaatler ile Ocak ayından itibaren sayı belirleme dönemine kadar yoğun bir biçimde kurum ve okullardaki idareciler ile sendika başkanları ve yetkilileri tarafından yetkili sendika üye yapmaktadırlar ve ikiye bölmektedirler. Özellikle ilçelerimizde yeni göreve başlayan arkadaşlarımızın sendikayı, kurumu ve bakanlığı daha tanımadan göreve başlama yazısıyla birlikte üyelik formunu da imzalattırıyorlar.
***
Sendika hakkının Anayasal bir hak olduğunu varsayarak kurum ve okul idarecileri tarafından baskı ve zorlamayla yapılan sendika üyeliği Anayasal bir hak ihlalidir ve bu ihlali yapanlar ise suç işlemektedirler.
***
Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası (TEÇ-SEN) olarak bizler arkadaşlarımıza sendika yasal bir haktır. Sendikasız olmaktansa uygun gördüğünüz bir sendikaya üye olun ama beklenti ve isteklerinizi de iletin, takip edin, kim kimler neler için çalışıyor bakın ona göre de yalanı gerçeği ya da başarılıyı başarısızı ayırırsınız diyoruz. Sendikanın görevi çalışanın temel özlük, sosyal ve ekonomik şartlarında, iş hayatında huzura, güvene ve gelişimine ayırım yapmadan katkı sunmak olmalıdır, tehdit, torpil veya baskı olmamalıdır.
***
Bu nedenle bu tür baskı, uygulama ve ayırımcılığın her zaman karşısında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Arkadaşlarımızda birileri 100 üye yapıp, müdür olsun ya da yerini korusun diye değil, ya da bu tür anlamsız ve yasal olmayan basit baskılara göre değil aslolan hak ve sorumluluklarını dikkate alarak kendilerini ve gelecek nesillerini düşünmek durumundadırlar.
***
Birileri Yetkili Olacak Diye, Kendimizi “SAYI VE DOLGU MALZEMESİ” Yapmayalım. Unutulmuş ve Unutturulmuş Olan Ortak Sorunlarımızı Çözebilmek, Yaralarımızı Sarabilmek, Umutlarımızı Paylaşabilmek ve Yarınlara Birlik ve Beraberlik İçinde El Ele Yürüyen Eğitim Çalışanlarının Var Oluş Mücadelesini Sürdürmek, Üvey Evlat Muamelesi Görmelerine Son Vermek İçin, Gelin Birlik ve Beraberlik İçinde Olalım. Gelin Herkesin Gıpta ile Bakacağı Eğitim Çalışanı Ruhunu “BİZ” Olarak Yaşayalım. Korkulara, Yıldırmalara ve Baskılara Son Vererek Mücadelemize Devam Ederek Dik Duruşumuzu Gösterelim.
***
Değerli Arkadaşlarım ve Meslektaşlarım, bugün sizlerle bazı gerçekleri ve ilkeleri paylaşmak istedim. Sizlere Güveniyorum. Başarılar Diler, Saygılarımı Sunarım.
***
“Menfaatleri Bitene Kadar Değil, Yürekleri Yetene Kadar Sizi Terk Etmeyenler Gerçek Dosttur!”