Genel
Flaş iddia: Erdoğan AKP başkanlığını bırakabilir
Published
4 yıl agoon
Gazeteci Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğal gaz bulunduğunu ilan ettiği tören için “bir halef ilan etme törenine mi tanık olduğumuz izlenimine kapıldım” yorumunu yaptı.
Erdoğan’ın kendisinden sonrası için, yani halef olarak damadı olan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı işaret etmiş olabileceğini sadece kendisinin değil iş dünyasından isimlerin de düşündüğünü yazan Murat Yetkin “Bu tür toplantıları yakından izleyen, bazen de katılan kaynağım, ‘Siz de fark ettiniz mi?’ diye sordu, ‘Ben Tayyip Bey’in kendi konuşmasına ara verip bir başkasının konuşmasını bitirmesini beklediğine ilk defa şahit oluyorum.’ Kast ettiği Enerji Bakanı Fatih Dönmez değildi, Albayrak’tı, zaten Dönmez’e de o söz vermişti” dedi.
Erdoğan’ın o törende Albayrak’ı övdüğüne de vurgu yapan Murat Yetkin; “2021’e ertelenen AK Parti kongresinde Erdoğan’ın parti başkanlığından ayrılabileceği, bir süredir Beştepe’ye yakın olan kalemlerce de ifade ediliyor; doğru olup olmadığı yakında ortaya çıkar. Ama 21 Ağustos gaz töreni ardından doğru çıkma olasılığının arttığı söylenebilir” yorumunu yaptı.
Yetkin yazısında ayrıca MetroPoll araştırma şirketinin iş dünyasındaki abonelerine gönderdiği ve “AK Parti’nin başında Erdoğan’dan başka birine onay verip vermeyecekleri” sorusunun sorulduğu rapora da yer verdi.
Murat Yetkin’in yetkinreport’ta yayımlanan yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Karadeniz’de doğal gaz bulunduğunu ilan ettiği töreni izlerken, bir yandan da adeta bir halef ilan etme törenine mi tanık olduğumuz izlenimine kapıldım. Tabii ne Erdoğan sultan ne Hazine ve Maliye Bakanı damadı Berat Albayrak veliaht prens, Anayasamız hâlâ laik, demokratik sosyal hukuk devletinde yaşadığımızı yazıyor. Bir yandan dikkatimi Türkiye’nin şimdiye kadarki en büyük doğal gaz keşfinin ayrıntılarına vermişken, aklımdan geçen iki düşünceden biri bu halef ilanı meselesiydi, diğerine de birazdan geleceğim.
Ama halef, yani kendisinden sonra yerine geçmesini istediği kişi olarak Albayrak’ı işaret etmiş olabileceğini yalnızca benim düşünmediğimi iş dünyasından bir kaynağımdan gelen telefonla anladım. Bu tür toplantıları yakından izleyen, bazen de katılan kaynağım, “Siz de fark ettiniz mi?” diye sordu, “Ben Tayyip Bey’in kendi konuşmasına ara verip bir başkasının konuşmasını bitirmesini beklediğine ilk defa şahit oluyorum.” Kast ettiği Enerji Bakanı Fatih Dönmez değildi, Albayrak’tı, zaten Dönmez’e de o söz vermişti.
Enerji projesinde enerji bakanı gölgede
Oysa, Erdoğan’ın bir başkasını bu kadar övmesine de tanık olmamıştık. Yeni enerji stratejisine Albayrak’ın 2017’deki Enerji Bakanlığı sırasında, onun önayak olmasıyla geçildiğini söyledi Erdoğan. (Nitekim, Erdoğan 2018’de Hazine ve Maliye bakanlıklarını birleştirip başına Albayrak’ı getirdiğinde, yerine Albayrak’ın müsteşarı olan Dönmez’i atamıştı.) Sadece Erdoğan için değil, siyasi liderler için parlak fikrin ilk kendi aklına gelmediğini söylemek pek sık görülmez. Zaten projenin sahibi olması gereken Enerji Bakanı adeta yan rolde kalırken, başrole Albayrak çıkarılmıştı.
Zamanlama da önemliydi. Erdoğan’ın Albayrak’ı böyle öne çıkarıp övmesi, Albayrak’ın döviz krizi ve ekonomideki diğer sıkıntılar nedeniyle sürekli ve sert eleştiri altında olduğu bir zamana rastladı. Doğalgaz kaynağının daha açıklanmadan -bir başka iletişim fiyaskosuyla- 800 milyar metreküp olarak sızdırılıp 320 çıkması beklenen kur rahatlamasını getirmedi, daha da azdırdı. (Erdoğan müjdeyi vermeden önce 7,22 lira olan 1 ABD doları bu satırların yazıldığı sırada 7,36 idi.)
Dolayısıyla Erdoğan’ın 21 Ağustos’taki gaz töreninde Albayrak’ı böyle öne çıkarmasının, kim ne derse desin arkasında olmanın ötesinde, yerine halef gördüğü şeklinde yorumlanması doğaldı.
Peki, AK Parti ne diyecek?
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı için Albayrak’ı yerine halef düşünmediği kolaylıkla varsayılabilir. Albayrak’a AK Parti ve MHP seçmeninden, velev ki Erdoğan ve Devlet Bahçeli aday gösterse dahi, ciddi fire çıkacağını Erdoğan elbette bilir. Geriye AK Parti kalıyor. 2021’e ertelenen AK Parti kongresinde Erdoğan’ın parti başkanlığından ayrılabileceği, bir süredir Beştepe’ye yakın olan kalemlerce de ifade ediliyor; doğru olup olmadığı yakında ortaya çıkar. Ama 21 Ağustos gaz töreni ardından doğru çıkma olasılığının arttığı söylenebilir.
Peki AK Parti tabanı, Erdoğan’ın sözünden çıkmayan delegesi, Erdoğan onu işaret etti diye gözünü kapatıp Albayrak’ı seçer mi? AK Parti seçmeni acaba Erdoğan’dan sonra kimi başında görmek istiyor. Bu konuda yapılmış çalışmalar var. Bir tanesini hiç veremiyorum, çünkü bir üniversitenin bir anket çalışmasında “En sevdiğiniz bakan” sıralamasında çıkan yanıtların başlarını belaya sokacağına inandıkları için çalışmayı deyim yerindeyse çöpe atmışlar, yazılmaması kaydıyla haberim oldu. (Bir yandan üniversitelerin geldiği durumu da anlatıyor.)
Ancak kamuoyuna açıklanmasa da MetroPoll araştırma şirketinin iş dünyasındaki abonelerine gönderdiği raporlardan birisi elime geçti.
AK Parti kitlesinin tercihi Soylu
MetroPoll Genel Müdürü Özer Sencar’ı aradığımda “Kamoyuna açıkladığımız bir rapor değil” dedi, benim için yeterliydi. 20 Nisan ile 25 Nisan günleri arasında yapılmış ve Nisan 2020 sonu itibarıyla Türkiye’nin nabzını yansıtan çalışmada önce AK Parti’nin başında Erdoğan’dan başka birine onay verip vermeyecekleri sorulmuş.
Tablodan anlaşıldığı kadarıyla 2019’dan 2020’ye Erdoğan’ın yerine bir başkasının AK Parti Genel Başkanı olabileceğine destek artmış durumda.
Sonra da bu ismin kim olabileceği sorulmuş.
Görülebileceği gibi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açık farkla önde. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın durumunu Covid-19 salgınından kaynaklanan bir tanınırlık sıçraması sayabiliriz. O ay İçişleri Bakanının istifa edip hem Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem MHP lideri Bahçeli’nin kamuoyu önündeki ricasıyla yerinde kalması da bir etken sayılabilir. Ancak Soylu, sadece AK Parti tabanına sorulmayan sorularda da en popüler siyasetçiler listesinde ve yükselişte.
Soylu mu olur, Albayrak mı, başkası mı?
Sonuçlar gösteriyor ki, İçişleri Bakanı Soylu’nun AK Parti tabanı ötesine yayılan bir beğenilirlik düzeyi bulunuyor. Albayrak’ın ise AK Parti tabanının tamamını dahi tam kapsamayan bir beğeni düzeyi.
Bu durumda siyasetin içinde olmayan gözlemciler, Erdoğan’ın eğer kongrede genel başkanlığı devretmek istiyorsa Soylu’ya devretmesini akla yakın bulabilirler. Ya da son zamanlarda İstanbul Sözleşmesi ve benzeri çıkışlarla AK Partili kadınların bir kısmını dahi çileden çıkarsa da Saadet Partisi ve İslâmcı kesimlere sıcak mesajlar ileten Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş. Bir başka seçenek de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine (CHS) erken geçiş ve yerel seçimler nedeniyle koltuğunu erken bırakmak zorunda kalan Binali Yıldırım’ın, ya da bir başka “abi”nin partinin başına geçmesi.
Güçlü siyasetçilerin sonradan kendilerine katılan kişileri kendilerine yakın tuttuğu, onlardan azami yararlandığı, ancak yerlerine geçirecek kadar güvenemedikleri biliniyor. Soylu’nun DYP-Demokrat Parti’de, Kurtulmuş’un da Has Parti’de Erdoğan’a sert eleştiriler yönelttikten sonra AK Parti’ye geçtikleri biliniyor. Diğer yandaysa, bütün hatalarına rağmen ve ne toplumda ne partide diğerleri kadar beğeni düzeyine sahip olmasa da aile üyesi olma güvenine sahip Albayrak bulunuyor.
Gelelim diğer konuya
Bir soru daha var demiştik. Bu soru da Erdoğan’ın AK Parti’yi Albayrak, ya da bir başka isme devretmesinin Cumhurbaşkanlığını artık hiç bırakmak istemeyeceği yorumları. Bunun anlamı, bir daha seçime gidilmeyeceği bir düzenlemeden bir daha seçimi hiç kaybetmeden sağlığı el verdikçe iktidarda kalmasını sağlayacak düzenlemeyi gündeme getirmek isteyebileceği.
“Bu kadar da olur mu?” demeyin. Böyle dediğiniz neler oldu şimdiye kadar Türkiye’de ve dünyada? Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den 2036’ya kadar, yani fiilen ömrü elverdiğince başta kalacağı düzenlemeleri beklerdiniz belki. Ama bir ABD Başkanının üçüncü dönem de seçime girmeyi gündeme getirmesini bekler miydiniz? Donald Trump getirdi.
AK Parti’de Erdoğan’a Albayrak, Soylu, Binali Yıldırım ya da Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyelerinden bir başka “abi”nin halef olması AK Parti’nin sorunu. Diğeri ise hepimizin sorunu. Umarım o senaryo gerçekleşmez, zamanında olsun olmasın bir sonraki seçim adil, demokratik rekabet kuralları içinde yapılabilir.