Genel
Hasan Saim Öztürk: Devlet itibarı
Published
4 yıl agoon
İnsan toplulukları yüzyıllardan beri devletle yönetilirler. İnsanoğlu kendi güvenliği, refahı ve geleceği için devleti oluşturmuş ve ona gereğinde güç kullanma yetkisini dahi vermiştir. Çağımızdaki uluslararası camiaya baktığımızda devletler, devletçiklerin ve devlet olmaya çalışanların varlığını görüyoruz. Devlet olmanın ya da itibarlı devlet olmanın koşulları nedir çağımız da, buna bir göz atalım isterseniz…
***
Devletin itibarını belirleyen faktörler arasında devleti kuran toplulukların tarihsel süreçteki geçmişleri güncel, ekonomik ve sosyal koşulları demokrasiye, hve insan haklarına bağlılık anlayışı ve saygısı belirleyici faktörler arasında yer alır. Biz bu yıl 50. yılını kutlamakta olan bir hukukçu olarak demokrasiye değinmekle beraber hukuk ve insan hakları bağlamında DEVLETİN İTİBARINA kısaca değinmek istiyoruz.
***
İnsanoğlunun güç kullanma yetkisini devlete(kamuya) terk ederken, bunun koşulsuz ve sınırsız olmadığı, temsilcileri vasıtasıyla evrensel hukuk kuralları nazara alınarak konulan mevzuata göre, devletin yönetilmesi gerektiği açık ve tartışmasızdır. Kulun kul ile arasındaki ya da kulun kamuyla(yönetenlerle) arasındaki sorunları ve ihtilafları çözmek üzere tarafsız etki altında kalmayan bağımsız yargı organlarına ve hakimlere ihtiyaç olduğu kuşkusuzdur. Hakim bir kamu görevlisidir. Devlete dahil yargı organlarında(mahkemelerde) hukuki uyuşmazlıklara bakar; ama memur değildir, onlardan farklı bir statüye sahiptir.
***
Günümüzde bağımsız yargı, bağımsız hakim ve bağımsız mahkemelere ait kriterleri çağdaş toplumlara yön veren uluslararası kurum ve kuruluşlar kararlarıyla ve ilkeleriyle belirlemiştir. Bunlar arasında AİHM Sözleşmesi’ni uygulayan Avrupa insan Hakları Mahkemesiyle(AİHM) Avrupa Konseyi’ne danışmanlık yapan Venedik Komisyonu Yargı kriterleri ve Birleşmiş Milletler Bangolor Yargı etiği kriterleri yer alır. Fazla teferruata gerek yok, eğer bu kriterleri tutturmuş iseniz yargınız bağımsızdır, insan hakları karneniz kırıklarla doluysa demokrasi ve insan Hakları konusunda itibarınız maalesef yok demektir. Bir başka yazımızda bağımsız yargı kriterlerine girer, onu nasıl oluşturmamız gerektiğine değiniriz. Bu konuda hem ülkemizin deneyimleri, hem de mukayeseli hukuktan örnekler veririz.
***
Ben bugünü fazla tartışmayı ve sorunları sürekli lastik gibi uzatmayı sevmiyorum. Eğer bu konuda halkın düşüncesi ve onun ötesinde uluslararası camianın bizimle olan sorunları demokrasimiz, hukuk devletimiz hakkında S.O.S veriyorsa artık geleceğe bakmamız gerekiyor.
***
Maalesef son yirmi yıllık süreçte demokrasi ve hukuk kültürümüzün yetersiz olduğu var olan pek çok özelliğimizi yitirdiğimiz ve bu açıdan her geçen gün kan kaybettiğimiz aşikar oldu. İnsanlığın ulaştığı bu günkü teknolojik olanaklar, ülkelerin hiçbir şeyi saklanamadı, her türlü yolsuzluk ve suistimal gizleyemediği bir noktaya getirdi. 30-35 km üstümüzden geçen bir uyduyla, Kıbrıs’taki bir hava üssü ile bütün Ortadoğu’yu dinleyenlere karşı yapılması gereken şey şu, halkınızı uyutsanız bile Dünya’yı uyutamazsınız. Devletin itibarını ve saygınlığını arttırmak için yapılması gerekenler bellidir.
***
Demokratik esaslara göre inşa edilmiş bir Hukuk Devleti, üreten ve adil paylaşan bir ekonomi, kültürlü, eğitimli, etik değerleri yüksek, bir sosyal düzen ve toplumdur. Lütfen kimse hukuka ve adalete saygısı olmayan antilaik ve çağdışı bir anlayışla devletin itibar kazanacağı hayaline kapılmasın. Yaşananlar ortada…