Genel
Hasan Saim Öztürk: Din ve Bilim
Published
3 yıl agoon
Cumhuriyetin kuruluş projesinin halk egemenliğine dayalı laik, üniter, tam bağımsız ulus devleti olduğunu sanırım bilmeyen yoktur. Ama yaşadığımız süreç ve son yıllardaki yönetim anlayışına bakıldığında aklı başında olanlar bunu sık sık hatırlatmak ihtiyacını duyuyor. Özellikle laik devlet seküler yaşam anlayışı ülkenin çok parçalı etnik ve mezhepsel yapısı için ulus devletinin oluşmasına katkı sunması açısından hayati önemi olduğunu hepimiz biliyoruz.
***
Ulusal birliğin ulusal bir ekonomiyle desteklenmediği sürece toplumsal dokunun gevşek olacağı ve bunun çözülmelere yol açabileceği ülkenin tam bağımsızlığının tehlikeye gireceği başta kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından her vesile ile dile getirilmiştir.
***
Cumhuriyetimizin çok partili rejime geçmesinden sonra giderek Batı eksenli bağımlı ekonomi ve borçlu devlet borçlu toplum çizgisi toplumu zayıf düşürmüş sanayi devrimi hikayesi olmayan tarım toplumu olarak bizleri Orta Doğu’nun çok asker besleyen Nato’nun askeri haline taşıyarak beka sağlama endişesiyle şekillendirmiştir. Bir sağdan bir
soldan adam asarak asayişi düzenlemeye ve terörü önlemeye çalışan 12 Eylül Cunta yönetimi küresel sermayenin neo-liberal politikaların kapısını açmış, kentleşme sonucu yetersiz politikalarla ve sermayeyle başarısız olmuş, tarım çökmüş ve borçlanan bir ülke olarak krizin birinden çıkıp diğerine girme faciaları ülkemize taşınmıştır.
***
Beceriksiz siyaset erbabının siyasal İslam anlayışıyla yönettiği ülkemiz krizin birinden çıkıp diğerine girerken fakirleşen
halkımız olan biteni yönetimlere değil onların yarattığı sanal bir düşman olan dış güçlere bağlamıştır. Yönetenlerin bilim ve akılla olayları değerlendirmek yerine yeni reçeteler ve pansuman tedavileri ile halkı uyutmaya devam etme teşebbüsleri devam etmektedir. Bununla da yetinmeyen yönetimlerin halkın din duygularına hitap eden kutsal
kitabın işlerine gelen söylemleriyle yola devam etme eğilimi taşıdıklarını görüyoruz. Halbuki aynı kutsal kitap yalan söylememeyi, kul ve kulların hakkını yememeyi iftira etmemeyi, israfı ve pek çok yasağı getirmişken bunlar kimsenin aklına gelmemiştir.
***
Madem ki küresel sermayenin peşine takıldınız, Devlet Babayı zayıflattınız, bari bunun gereklerini yerine getirin Bilimi ve aklı devreye sokun. Ama ne yazık ki yurttaşların çok büyük ekseriyetinin mutfağında yangın çıkaran, tenceresini boşaltan, üretimi bitiren,finans oyunlarıyla ayakta kalmaya çalışan bir uygulama içindesiniz, o zaman sizi terci edenlerde ,ne yazık ki halkımızda ve sizlerde bunun sonuçlarına katlanmak zorundasınız. Bu yönetim anlayışı
devam ettikçe… Değerli okurlar sıkıntılı günler bir süre devam edecek gibi gözüküyor.