Connect with us

Genel

İmamoğlu’ndan AKP İstanbul İl Başkanı’na hodri meydan!

Published

on

blank

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, belediyede önceki döneme ait 39 yolsuzluk dosyayla ilgili yaptıkları girişimler için açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, “39 dosya kısır döngüde” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kurum tarihinin ilk “katılımcı bütçe projelerini” kamuoyuna tanıttığı basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Gazetecilerin İmamoğlu’na soruları ve İBB Başkanı’nın sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu:

Bütçeye ilişkin önemli projelerin de yer aldığı bir basın toplantısı yaptınız, bütçenin İstanbulluların istediği projelere harcanması için. Geçtiğimiz dönemde de bu konu çokça tartışılmıştı. Geçmiş günlerde AK Parti İstanbul İl Başkanı açıklamalar yaptı, bloke edilen, el konulan hesaplara ilişkin paraların iade edildiğini söyledi. Öncelikle bu paralar iade edildi mi ve son durum nedir? İkincisi de yine geçmiş dönemde bu belediye kaynaklarının harcandığı yolsuzluk dosyaları vardı. İçişleri Bakanlığı el atmıştı. Sizin tarafınızdan bir adım atıldı mı? Gündeme getiriyordunuz. “Eğer elinizde bu dosyaları varsa, son günü beklemeyin, savcılığa gidin çağrısı yaptı size…

“39 YOLSUZLUK DOSYASI KISIR DÖNGÜNÜN İÇERİSİNDE DURUYOR”

“İl Başkanı sanıyorum konulardan bir haber konuşmuş. Çünkü konularla ilgili süreç, tamamen bunu söylediklerinin dışında bir süreç. Öncelikle şunu ifade edeyim: 39 yolsuzluk dosyasıyla ilgili süreç; biliyorsunuz İçişleri Bakanlığı’nın gönderildiği müfettişler tarafından dosyalara el konuldu. Burada suç duyurusunda bulunmayla ilgili mekanizmada biz zaten eksik davranmadık. Ki bununla ilgili zaman içerisinde duyurularımızı da yaptık. Eee suç duyurusunda bulunuyoruz ancak bu da işlem yapılmazsa bir anlamı olmuyor. Suç duyurusunda bulunduğunuz insanların tamamı devlet memuru. Devlet memuru olunca da ya burada Bakanlığın ya da Valiliğin izin vermesi gereken, yani savcılık oraya başvurduğu zaman izin vermesi gereken süreçlerin devreye girmesi gerekiyor. Yani şöyle: Bir daire, İçişleri Bakanlığı, müfettiş, İçişleri Bakanlığı ve Valilik… Böyle bir kısır döngü. Bizim bu müdahale etmek istediğimiz 39 dosyanın tamamı, bu kısır döngünün içerisinde duruyor. Tabiri caizse, top çevriliyor. Ya da çevrilmiyor; olduğu yerde duruyor ve işlem yürümüyor. Madem bu kadar cesur bir çıkış yapıyor, ben İl Başkanı’na buradan çağrı yapıyorum suç duyurularımızın gereğinin yapılması hususunda. Ya da daha özgür bir biçimde bu dosyaların incelenmesi için tekrar dosyaların belediyemize iadesi hususunda adım atsınlar. Geçmişte bu işler nasıl yapılıyorsa, o şekilde yapılsın. Bu söylemlerinin arkası dolmuş olsun.”

“BLOKE EDİLEN PARALAR ÜZERİNDEN KUL HAKKI YİYORLAR”

“İkincisi paraların iadesi konusu. Bu da yanlış bir bilgi. Eksik bilgi. O da ne yazık ki İstanbullunun beş milyon liraya yakın parası bir yılı aşkın süredir bloke edilmiş bir biçimde hesapta duruyor. Yazıktır, günahtır. O 5 milyon lira, belki de binlerce insanın o gün acil yarasına merhem olacaktı. Bu engellendi. Kasıtlı bir şekilde engellendi. Siyasi bir akılla engellendi. Şimdi, ‘Yok efendim kime iade edildi?’ Yani zaten bu bloke. Bize bir şey iade edilmedi. Para hesapta duruyor. E yardımı yapanlara mı iade edildi? Öyle bir şey de yok. Çünkü para hesapta duruyor. Karar o biçimde duruyor. Kaldı ki, vatandaş parasını bize emanet etti. Biz -6 milyon liranın üzerinde bir paraydı- o zaman kullandık ve dağıttık. Nakit olarak dağıttık. O zaman suç duyurusunda bulunsunlar, yargılasınlar bizi yanlış bir şey yaptıysam. Bir sene geçti. Yargılasınlar bizi. Oradaki 5 milyonun o hesaplarda durması üzerinden ne bu dünyada ne öbür dünyada ne de hukuk önünde o işe imza atanlar hesap veremeyecekler. Kul hakkı yiyorlar şu anda. Niye? İki türlü yiyorlar: Bağış yapmak isteyen vatandaşların o vicdani hamleleri önünde suçlular. Yine ihtiyacı olan vatandaşların bir yarasına merhem olacak o paraların onlara ulaşmamasından ötürü de suçlular. Bu kadar net. Kamu vicdanı bu işin kararını vermiştir. Ben, Sayın İl Başkanı’na da tavsiye ediyorum. Biz, söz vermiştik birbirimize. Bir husus olduğunda bilgi almak için bir şeyi sormak için, bir talepte bulunmak için birbirimizle irtibat kuralım demiştim. Ben kendisini ziyaret ettim malumunuz. Her zaman bekleriz. Gelsinler biz de konuk edelim. Artı bu tür bilmediği hususlarda, bilgi isterler; telefonumuz her zaman açıktır. Biz, kendisine bilgi vermekten keyif alırız; İstanbul’un 16 milyon vatandaşına vermekten keyif aldığımız gibi.”