Connect with us

Genel

Sarıyer Belediyesi’nde işçi kıyımı! İşten atılan Özen: Sarıyer Belediyesi’nde böyle organize kötülük yaşanmadı

Published

on

blank

Sarıyer Belediyesi’nde Kartal ekibinin işçi kıyımı devam ediyor. Son olarak işten çıkartılan Ramazan Gökalp Özen, “Sarıyer Belediyesi’nde böyle organize bir kötülük yaşanmamıştır. Mücadelemi hem hukuki, hem siyasi, hem de sosyal platformlarda arayacağımın bilinmesini isterim.” ifadelerini kullandı.

Kartal Belediyesi’nde belediye başkan yardımcısı olarak görev yaptıktan sonra, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek’e yakın olduğu için 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde CHP’nin Sarıyer Belediye Başkan Adayı olan ve seçimi, CHP adayı olduğu için kazanan Mustafa Oktay Aksu, yerel seçim öncesinde Sarıyer Belediyesi’nde sayıları 30’u bile bulmayıp, Sarıyer dışından gelen az sayıda işçi ve memura kafayı takmış, seçildiği takdirde Sarıyer Belediyesi’ne Sarıyer dışından bir kişinin dahi gelmeyeceğinin sözünü vermişti.

Aksu, göreve gelir gelmez ise ana kadrosunu ağırlıklı olarak Sarıyer dışından ve özellikle de Kartal ekibinden oluşturmaya başladı. Kartal ekibinin göreve gelmesiyle birlikte de, özellikle belediye içinde çalışan bazı CHP’li ve diğer sol partilere destek veren bazı çalışanların mobbinge maruz kaldığı öğrenildi. Son dönemde ise Kartal ekibinden başkan yardımcısı olan Sergül Doğan tarafından sebepsiz yere işçilerin çıkartılmaya başlandığı öğrenildi.

ATTIĞI İŞÇİLERİ TANIMIYOR

Kartallı Başkan Yardımcısı Sergül Doğan’ın yaptığı işçi kıyımı büyük tepki toplarken, Doğan’ın çevresine attığı işçileri tanımadığını, kendisine gelen talimatı uyguladığını söylediği ifade ediliyor.

Son olarak uzun yıllar Sarıyer Belediyesi’nde çalışan ve işten atılan Ramazan Gökalp Özen, konuyla ilgili açıklama yaptı. Özen, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Sarıyer Belediyesi’ndeki iş akdim usulsüz ve hukuksuz bir şekilde sona erdirildi. 12 yıldır Sarıyer Belediyesi bünyesinde Mali Hizmetler Müdürlüğünde Koordinatör olarak görev yapmaktaydım. Son 2 yıldır iş yeri Sendika temsilcisi olarak seçildim ve görevimi ifa ettim, görev süresi boyunca emek ve alınteri için mücadele ettim, son yıllardaki ekonomik sıkıntılar nedeniyle yaptığımız toplu iş sözleşmesindeki rakamlar işçinin geçimi için yeterli olmadığını düşündüğümüz için belediye yönetimi ile 2 adet ek protokol yaptık. Bu ek protokollerin toplam tutarı 15.000 TL idi. Amacımız işçilerimizin yaşam standartlarını yükseltmek, bunun sonucunda da Sarıyer’e yapılan hizmetin kalitesini arttırmaktı. 2 yıllık temsilcilik sürecimiz bittikten sonra görev yerlerimize geri döndük. Ben de doğal olarak mali hizmetlerdeki görevime geri döndüm.

“AKSU SEÇİLDİKTEN SONRA MOBBİNG YAPILMAYA BAŞLANDI”

31 Mart seçiminden sonra belediye başkanlığı görevini Oktay Aksu devraldı, Mali Hizmetler müdürü de değişti. Ben görevime başladıktan sonra benimle hiçbir yönetici iletişim kurmadı, sistemli bir şekilde tarafıma görev verilmeyerek Mobbing yapılmaya başlandı, yapılan sendika temsilciliği seçimine katılmam sendika şube yönetimi tarafından engellendi, bu engellemeyi mahkemeye taşıdım ve mahkeme devam etmekte. Bu arada Mali hizmetler bünyesinde yapılan hizmet içi eğitim kurslarına katılmam bizzat mali hizmetler müdürü tarafından engellendi. Bu sürede iş verilmemesi, muhattap alınmamam galiba belediye yönetimine yetmedi. Bu Mobbing arkadaşları tatmin etmedi ve başka bir yol açmak ve beni yıldırmak için tarafıma görevlendirmeler yapılmaya başlandı.

”SENDİKADAN DERDİMİZİ ANLATACAK MUHATTAP BULAMADIK”

Müdürlüğümü değiştirmek, görev tanımı uygun olmayan işler verilmek suretiyle mobbinge maruz kaldım. Ben de bu süreçte verilen görevlerin benim iş tanımıma, ünvanıma iş kanununa ve toplu iş sözleşmesine uygun olmadığını kendilerine yazılı olarak bildirdim; fakat itirazım ve talebim, sebebini bilmediğim bir şekilde dikkate alınmadı, bu sürede ne sendikadan ne de yönetimden derdimizi anlatacak muhatap bulamadık, yaşadığımız sıkıntıları meclis üyelerine, siyasi muhataplarına, kanaat önderlerine ilettiğimiz halde hiç kimse bizimle ilgilenmedi ya da güçleri yetmedi.

”EKMEĞİMİZ, EMEĞİMİZ, ALIN TERİMİZ YOK SAYILDI”

Son olarak da yine hukuksuz bir şekilde ne iş kanunu, ne de toplu sözleşmeye uymayan bir usülde 12 yıllık kıdem tazminatımı alamadığım işsizlik maaşına başvuramayacağım, herhangi bir sosyal hakkımı alamayacağım şekilde işime son verildi. Bunun usül bilmemenin üstünde kötü niyet taşıdığını düşünmekteyim. Amaçlar, öncü işçileri baskı altına alarak bundan sonra yapacakları Hukuksuz, Mesnetsiz, Kuralsız işten çıkarmalara itiraz edilmesinin önünü kesmek. Bizim ekmeğimiz, emeğimiz, alın terimiz yok sayıldı, şunu söylemek isterim, bizim ekmeğimiz kimsenin lütfu değildir. Hiç kimse bizim onurumuzu, gururumuzu ve geleceğimizi oyuncak haline getirip kendi ikbal kaygılarını bize dikte edemez, yönetici dediğiniz objektif olmak zorundadır, hukuka kanuna etiğe dikkat etmek zorundadır. Bizler, alın terimiz karşılığında belirli ücretlerle çalışan emekçileriz ve şimdiye kadar Sarıyer Belediyesi’nde böyle organize bir kötülük yaşanmamıştır. Son olarak mücadelemi hem hukuki, hem siyasi, hem de sosyal platformlarda arayacağımın bilinmesini isterim.

Sarıyer işçisine bir sözüm olacak, korkmayın, emeğinizin ve alın terinizin arkasında durun. Biz birlikte olursak hem Sarıyer işçisini, hem de Sarıyerliyi mutlu bir gelecek kucaklar.