Connect with us

Genel

SASİDER Başkanı Ali Genç: SASİDER Olarak Seçimlerde Gereken Tavrımızı Ortaya Koyacağız

Published

on

blank

Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Sarıyer Sivaslılar Derneği Başkanı Ali Genç, Sarıyer’de seçimin favorisi olmadığını, temsilde adaletin olması gerektiğini dile getirdi.

İşte SASİDER Başkanı Ali Genç ile gerçekleştirdiğimiz çok özel röportajın tamamı:

– Öncelikle bize SASİDER’i anlatır mısınız? Ne tür çalışmalar yapmaktasınız?

Sarıyer, yaklaşık 80 bin Sivaslı seçmen kitlesinin bulunduğu bir ilçedir. Yaklaşık 40 bini Sivas doğumlu olduğunu söylüyor. Belki bu kadar veya daha fazla İstanbul doğumlu olan Sivaslılar da bulunmaktadır. Yani yaklaşık 80 bin seçmeni bulunan bir derneğiz. Sarıyer Sivaslılar Derneği olarak sosyal sorumluluk projeleri de dahil olmak üzere, her türlü aktivitenin içerisinde yer almaktayız. Sarıyer için güzel olan ne varsa yapmaktayız. Sarıyer siyasetinde partiler üstü ve önder olmaya, yol gösterici olmaya gayret ediyoruz. Siyasete bulaşmamaya dikkat ediyoruz.

– Sarıyer’in en etkin derneği olduğunuzu söyleyebilir misiniz?

Bunu bizim söylememize gerek yok. Kime sorarsanız, herkes bunu size söyleyecektir. Derneğimiz, büyük bir arayla Sarıyer’deki derneklerin başında gelmektedir. Sarıyer’de en aktif derneğiz.

– Sarıyer, yoğun bir Sivaslı nüfusuna sahip bir ilçedir. SASİDER Başkanı Ali Genç olarak, Sarıyer’deki yerel seçimleri kazanacak partiyi belirlediğinizi söyleyebilir misiniz?

Bunu son iki belediye seçiminde gördüğümüzü söyleyebilirim. Ama bunu görmek istemeyenlerde var. At gözlüğüyle bakarsanız, görmezden gelebilirsiniz. Ancak son iki yerel seçimde Sivaslıların oyları, Sarıyer’de seçimin sonucunu belirleyen önemli bir etken olmuştur. Dolayısıyla, bugün Sarıyer’de daha da güçlüyüz. Birlik ve beraberlik içerisindeyiz. Mahallelerdeki Sivaslıların önemli kısmıyla temas halindeyiz.

“SARIYER’DE SİVASLILAR YETERİ KADAR TEMSİL EDİLMİYOR”

– Sarıyer’in yerel siyasetinde Sivaslıların yeteri kadar temsil edildiğini söyleyebilir misiniz?

Bunun olmadığını siz de biliyorsunuz. Maalesef Sarıyer’de Sivaslılar yeteri kadar temsil edilmiyor. Diğer hemşehri gruplarında da aynı sıkıntılar bulunmaktadır. Sarıyer’de, temsilde adalet olmalıdır. Sarıyer siyasetinde Rizelilerin ve Trabzonluların kendi yoğunluklarının 10 katı kadar siyasette ağırlıklarının olduğunu görmekteyiz. Durum böyle olduğu zaman, Kastamonulu da açıkta kalıyor, Giresunlu da, Samsunlu da… Sadece Kuzey Karadeniz’in iki iliyle Karadenizlilerin de temsil edilmediğini görüyoruz. Zaten bir yerden fazla olursa, öbür yerin hakkı oraya gidiyor, demektir. Dolayısıyla, biz sadece Sivaslıların değil, tüm hemşehri gruplarının yerelde adaletli bir şekilde temsil edilmesini istiyoruz. Adaylık listesinde herkese eşit mesafede yaklaşılmalıdır.

– Her yerel seçim döneminde bir partiden belediye başkan adayı olacağınız konuşuluyor. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?

Parti teşkilatlarından ilçe başkanlığına, il başkan yardımcılığına kadar siyasette önemli bir emeğimiz vardır. Bu alanda 40 yıllık bir geçmişimiz bulunmaktadır. Ama 2003 yılından beri de, siyasetin dışında yer almaktayız. Ancak geçmişinizde bu kadar siyasetin içerisinde yer alan biriyseniz, Sarıyer’de Sivaslılar Derneği gibi büyük bir dernekte başkansanız, insanlarda sizi ilkeli görüyorsa, bu tür düşünceler ister istemez konuşulmaya başlanıyor. Öncelikle beni bu göreve layık gören herkese çok teşekkür ederim. Eğer bir yere aday olacaksam, bu zamana kadar hiçbir derneği kullanarak olma tarafında olmadım, olmam da. Bu, çok da yanlış bir şey olur. Yani bulunduğunuz derneğin başkanısınız. Onun makamı üzerinden bir yerlere gelmeye çalışmanız, öncelikle dernek üyesi olan bütün hemşehrilerinize haksızlıktır. Tabi şunu da belirtmek isterim; sizin şayet bir gücünüz varsa, bunu kullanarak da bir yerlere gelebilirsiniz. Ancak beni bilen bilir. İsteseydim de, 10 sene, 20 sene önce siyasetin bir yerlerinde aday olurdum. Ve hatta kazanırdım da. Ama bugüne kadar hiç arzu etmediğim ve düşünmediğim bir olaydı. Biz, dernek başkanı olarak derneğimiz için elimizden gelenin en iyisini yapmaya, derneğimizin en iyi şekilde temsil edilmesini sağlamak için çalışmaktayız. Burada yanlış olan bir şey varsa eğer, orada uyarıcı olan görevimizi kullanırız. Bölgecilik yapılıyorsa, bunu dile getiririz. Sivaslılar Derneği olarak, bölgeciliğe ve hemşehriciliğe sonuna kadar karşıyız.

“TEMSİLDE ADALET OLSUN”

Geçmiş dönemlerde siyasetin içerisinde yer alan bazı kişiler, belli yerlerden aday olabildiler ve belirli yerlere kadar gelebildiler. Ve de Sarıyer’i görmezden geldiler. Birisi partiyi ele geçirince, “benim hemşehri grubum olsun ya da benim mezhebimden olsun” anlayışına kapıldı. Bunların hepsi çok yanlıştır. Hiçbirinin olmaması lazımdır. Sarıyer’de Sivaslı da olsun, Erzincanlı da, Ardahanlı da, Samsunlu da, Rizeli de, Ordulu da olsun. Dediğim gibi, temsilde adalet olsun. Bu, bütün partiler için geçerlidir. Yani örnek verecek olursak, siz zencisiniz ve yüzünüzü tebeşir tozuyla beyaza boyuyorlar. Daha sonra ise bakın bu da beyaz diye yutturmaya çalışıyorlar. Bunun olmaması lazım. Neticede herkesin babasından, dedesinden ötürü geldiği yerler var. Daha önceden burası Rumlar ile Ermenilerin sayfiye yeriydi. Dolayısıyla İstanbul’da sanayileşme olduğu zaman bir göç oldu ve gerekli olan bu işçi taşradan geldi. Karadeniz’den gelen insanlar daha çok sahil kesimlerine yerleştiler. İstanbul’un iç kesimlerine ise daha çok, Karadeniz’in iç kesimlerinden, İç Anadolu, Doğu Anadolu tarafından gelenler yerleşti. Bunların babaları, dedeleri göç etti. Nasıl biz Türklüğümüzden övünüyoruz, aynı şekilde Sivas’tan geldik ve Sivaslılığımızla da övünüyoruz. Şimdi benim çocuklarımda İstanbulluyum derse, ne yazar. Aslen Sivaslıdır. Aslen babaanne tarafından Erzincanlıdır. Anne tarafından Trabzonludur. Yani buna bu şekilde bakmak lazımdır. Kimse hemşehrilik yoktur, falan diye de konuşmasın. Zaten hemşehricilik yapılmasın diyenler, kendi hemşehrilerinin burada az olduğu kişilerdir. Siyaset, azınlığa göre mi dizayn edilir, yoksa çoğunluğa göre mi! Şimdi partiler bunu düşünecektir. Burada birçok hemşehri grubu var ve hepsi adil bir şekilde değerlendirilmelidir. Kimse uyanıklık yapmaya çalışmasın. Eğer yaparlarsa da, Sivaslılar da bunun hesabını sorar.

“4 Partiden Teklif Aldım”

– 31 Mart yerel seçimlerinde adaylık düşünceniz var mıdır? Varsa, hangi partiden aday olmayı düşünüyorsunuz?

Bu süreçte 4 partiden adaylık teklifi aldım. Ben hepsine teşekkür ediyorum. İsim de zikretmiyorum. Hatta sizinle gerçekleştirdiğim röportajın öncesinde bir partinin temsilcileriyle görüşmüştüm. Akşam saatlerinde de yine başka bir partinin temsilcileriyle yemek yiyeceğiz. Az öncede belirttiğim gibi, bizleri bu görevlere layık gördükleri için hepsine teşekkür ediyorum. Bizler demokratız, Atatürkçüyüz, milliyetçiyiz ve sosyal adaleti savunuyoruz. Ülkemizi ve bayrağımızı severiz. Ülkemizi ve bayrağımızı seven herkese de, en derin saygılarımızı iletiriz. Partilere baktığımızda ise hepsi birbirine yakındır. Merkezin sağında ve solunda olan partiler vardır. Aslında oradaki sıkıntı, partilerin tam merkezde olamamasıdır. Merkezde bir parti boşluğu olduğuna inanıyorum. Bende görüş olarak tam merkezdeyim. Atadan, babadan ben şu görüşteyim demeyi de samimi bulmuyorum. O zaman sizin bir çıkarınız var, demektir. Dünya değişiyor, değişime ayak uydurmak gerekir. 40 sene bir yere aday olmayı ya da aynı şeyleri söylemeyi de doğru bulmuyorum. Gençlerin önünü açmak gerekir.

– Peki, adaylık sürecini değerlendirmeyi düşünüyor musunuz?

Arkadaşlarımızdan ve dernekten aday olmam konusunda çok büyük bir baskı var. Sarıyer’e baktığımızda, Cumhuriyet Halk Partisi’nden belediye başkanı Şükrü Genç’in yeniden aday olacağını görüyorum. Şu an aday adayı ama adaylaşacaktır. AK Parti’nin adayı da Salih Bayraktar’dır. Eğer ittifaklar olmasaydı, açıkçası aday olmak isterdim. Yani bu iki partinin dışındaki üçüncü bir partiden aday olmak isterdim. Bazı dengeleri bozardım. Ortada bulunan seçmeni yanıma çekerek, artık Sarıyer’in iki partinin etkisinde olmadığını gösterirdim.

– İttifaklar olmasaydı, hangi partiden aday olurdunuz?

Açıkçası, çok önemli değil. Hepsi bizim partilerimizdir. CHP ve AK Parti ülkemizin en değerli partileridir. Keza MHP, DSP, Büyük Birlik Partisi, Saadet Partisi ve İYİ Parti de aynı şekilde büyük değerlerimizdir. Ama az öncede belirttiğim gibi, ittifaklar olmasaydı eğer, biz bunu değerlendirebilirdik. Kazanamasak bile, en az 15 tane meclis üyesi çıkartabilecek bir yapı oluştururduk. Bunlar da, partilerin çok kıymetli insanları olacaktı. Her partiden birer temsilci olacaktı. Zaten her partinin içerisinde Sarıyer’de sembol olan çok kıymetli isimler vardır. Hepsiyle de dostluğumuz vardır. Onları da ikna etmemiz halinde, kendilerine listede yer verebilirdik. Kaybetseniz bile, burada en az 15 tane meclis üyesi çıkartabileceğiniz bir yapı oluşurdu ve bu da Sarıyer’deki tüm dengeleri alt üst ederdi. Ayrıca kazanma şansımız da yine yüksek olurdu. Sarıyer’de CHP’nin ve AK Parti’nin aldığı oylara bakarsanız eğer, ortada duran 60 bin seçmenin aldığı oylarla oylarını yukarı tırmandırıyorlar. Yani o ortada duran seçmen, kim daha başarılıysa ya da kim seçimi kazanabilirse sadece bu iki partiden birine yöneliyordu. Ama bu 60 bin seçmene hitap edebilecek bir parti ortaya çıkardığınız zaman, tabanda da birliği sağladığınızda, Sarıyer’in hemşehri gruplarıyla iyi çalışmalar yapıldığında buradan ortaya çok daha iddialı bir yapı çıkabilirdi. Ancak yine de bu heyecanı benim yerime daha genç adayların yaşamasını isterim. Seçime girecek olan partilerinde bunu göz önünde bulundurması gerekir. Meclis üyeliği listesi ahbap çavuş ilişkisine göre yapılmamalıdır. Genç ve nitelikli adaylar ön plana çıkarılmalıdır. Geçen dönem ne yazık ki bunu göremedik.

“MEVCUT MECLİS ÜYELERİ SARIYER’İ TEMSİL ETMİYOR”

Mevcut meclis üyelerinin içinde kıymetli insanlar var; ancak çoğunun Sarıyer’i temsil ettiğini söyleyemem. Sarıyer’e maalesef faydalı olamadılar. Muhalefet kanadı olsun, iktidar kanadı olsun mecliste güzel projelerle görmek isterdim. Kavga yerine, medeni tartışmalarla Sarıyer’in menfaatleri çerçevesinde iyi bir meclis oluşturulmalıdır. Biz bunu beklemekteyiz. Hep eskilere yer vererek yol alamazsınız. Hep kavga ederek sonuca varamazsınız. Biz bunları 80 öncesinde de yaşadık ve akabinde ihtilal oldu. Ülkemizi geriye götürmeyelim.

– 10 yıldır Sarıyer’i yöneten Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in çalışmalarını yeterli buluyor musunuz?

Şükrü Genç, öncelik olarak bir 5 senelik belediye başkanlığı dönemi geçirdi ve ardından ikinci dönemi kazandı. Demekki ortada bir başarı var ki, ikinci dönemde de seçimi kazanıyorsunuz. Şimdi bu açıdan bakarsak, Şükrü Genç başarılı bir belediye başkanıdır. Yaptıklarıyla da zaten başarısı ortadadır. Ancak şunu da unutmayalım; siyaset bir takım oyunudur. Ekibinizi iyi kurmanız gerekir. Hatır ilişkileriyle yapılan meclis üyeliklerinden başkana fayda gelmiyor. Muhalefete de gelmiyor. Kavga odaklı siyaset yaparak öne çıkmaya çalışıyorlar. Bu da Sarıyer’e zarar veriyor. Belediye başkan adaylarının iyi bir takımla halkın karşısına çıkması gerekir. Kazandıktan sonra tüm yükü bir kişinin üstüne bırakamazsınız. Bıraktığınız zaman o kişi, ya hemşehri gruplarının, ya da rant gruplarının baskısı altına giriyor. Eğer dert hizmetse, ortaya kaliteli bir ekip koyarak bunu gerçekleştirebilirsiniz. Umut ederim ki, Şükrü Bey kaliteli bir meclis listesi ortaya koyar. Aynı şekilde bunu Salih Bey içinde söylemek istiyorum. Bu yapılacak kaliteli ekiplerle Sarıyer kazanacaktır. Zaten biz, Sarıyer’in menfaatleri için her zaman taşın altına elimizi koyuyoruz.

– AKP’nin Sarıyer Belediye Başkan Adayı Salih Bayraktar oldu. CHP’de ise mevcut Belediye Başkanı Şükrü Genç ile yola devam edileceği söyleniyor. Seçim öncesi iki partinin ittifaklarını da göz önünde bulundurursak, 31 Mart akşamı Sarıyer’de nasıl bir seçim sonucu bekliyorsunuz?

Her iki başkan adayına da, aynı şeyler söyleniyor; “Sen bu işi bitirdin.” Salih Bayraktar, 31 Mart akşamı kendini belediye başkanı olarak görüyor. Şükrü Genç’te aynı şekilde 31 Mart akşamı kendisini belediye başkanı olarak görüyor. Herşeyden önce bu durum, seçmenin iradesine saygısızlıktır. Seçmenler size 31 Mart akşamı neden oy verecek? Önce projeler ortaya konulmalıdır ve devamında ise halkın hanginize daha fazla inanacağıdır. Daha kaliteli bir ekiple en iyi projeleri sunacak olan partinin bir adım önde olacağını söyleyebilirim. Seçimin favorisi olduğunu düşünmüyorum. Ama öyle bir şey de olabilir ki, çok farklı bir sonuca da gidilebilir. Bu, başkanların yapacağı tercihlerle ilgilidir. Biz SASİDER olarak da, meclis üyeliği listeleri açıklandığında ortaya gereken tavrımızı koyacağız. Sarıyer’in menfaatleri neredeyse, orada yer alacağız. CHP’nin ve AKP’nin içinde siyaset yapan kıymetli arkadaşlarımız vardır. Bize meclis üyeliği konusunda bir soru sorulursa eğer, en iyi kimse onun olması için yol gösterici oluruz. Sarıyer’e kim katkı sağlayacaksa, mecliste onların olması gerekir. Önemli olan, Sarıyer’in kazanmasıdır.

Click to comment

Bir Cevap Yazın