Connect with us

Genel

Hasan Saim Öztürk: Güzel yemek yapmak

Published

on

blank

Güzel yemek yapmak bir sanattır. Birkaç kişiye aynı miktarda malzeme verseniz ve adını söyleyerek bir yemek yapmasını isteseniz farklı lezzette sonuçlar alırsınız. Herkesin bir el becerisi, farklı pişirme tarzı, malzemeleri kullanmadaki öncelikleri, zamanlaması vardır. Malzemeyi kullanmadaki ustalık değişik lezzetlere ulaştırır sizleri.

***

Güzel yemek yapmak bir kültürdür ve tarihsel geçmişimizle bağları vardır. Mesela Osmanlı’dan gelen bir saray geleneği ve lezzet anlayışı bu kültürün yaşam tarzının belli ölçülerde zenginliğin sonucudur. Ekonomik düzenin, çeşitli dönemlere göre Yüzyıllar boyu üretilen ve elde edilen mahsullerinin, keşfedilen yeni ülkelerden getirilen çeşitlerin zenginlik ve varlıklı olmanın getirdiği bir kültürdür bu…

***

Bugünlerde sokağa da çıkamayan halkımız ne bulursa yiyip karnını doyuruyor. Kimi itibarlı kişiler levrek, bonfile ve ejder meyvesi (pitahaya) yemekte, kimileri ayçiçek yağıyla yapılmış makarnayla çorbaya talim etmektedir. Zaten işi gücü olmayan ya da gündelik işlerde çalışanların çoğuna, sosyal güvenceden yoksun olan Eski Roma’nın çağdaş kölelerine, asgari ücretli insanımıza bu satırlarda en az yarım kilo kıymayla, pirinçle, baharatla, soğanla, yumurtayla yapılan tekrar una ve yumurtaya bulanıp kızartılan kadın budu köftenin tarifinden bahsetsem küfür gibi gelir.

***

Fakirliği ve yoksulluğu kader zanneden, durumunu siyasi iktidarların beceriksizliğine ve çarpık ekonomik düzene bağlamakta sorun yaşayan insanımızın, giderek yemek zevki ve çeşitleri de azalıyor. Sonuçta un şeker ve varsa yağ ile sınırlı kalıyor. Hani demişler ya çobana bir gün zengin olursan ne yersin diye… Onunda gözleri parlamış “soğanın cücügünü (en lezzetli orta kısmını) yerim” demiş… Değerli okurlar, güzel bir hafta dilesem ne yazar. Karantinada…

Sağlıklı kalın bari…