Genel
Hasan Saim Öztürk: Siyaset ve imaj değişikliği
Published
4 yıl agoon
Canlı ya da cansız bir nesnenin özüne dokunmadan harici alemdeki çevresine yansıyan şeklini değiştirmeye kısacası imaj değişikliği diyoruz. İmaj değişikliği genel olarak bir malın pazarlanması sanatında kullanılır. Bu değişiklik bazen bir eşyanın, bazen bir düşüncenin ya da ideolojinin veya siyasette yer alan bir siyasi partinin konusu olur. Pazarlamacılar ya da milletin yeter artık illallah dediği fırıldak, üç kağıtçı, madrabaz, yalancı tiplerle olur. Daha ziyade eşeği boyayıp Kayserili’nin babasına yutturması gibi bir hikayeye dönüşmeye başlar. Velhasıl imaj değiştirme siyasette de kandırma ve ikna etme sanatının bir parçasıdır.
***
Siyasette yapılan imaj değişiklikleri ve algı operasyonları daha ziyade seçmen bilincinin henüz yeterince gelişmediği, zarar görmedikçe ve tavuğuna kışt denilmediği sürece kıpırdamayan bireylerden oluşan toplumlarda daha çok iş yapar ve sonuçta satış pazarlamada usta olanlar hep kazanırlar. Onlar kazanır da, imaj değişikliğine ve algı
operasyonuna kapılanların sonu ne olur! Bu sorunun cevabı çok basit, perişan olurlar.
***
Geçenlerde sosyal medyada yazmıştım. Mustafa Kemal Atatürk laik Cumhuriyeti kurdu, padişahı ve halifeyi tasfiye etti ve halkın egemenliğini temsil eden TBMM’yi açtı. Ama bir türlü bu ülkede halk iktidarı ya da salt, onun çıkarlarını savunan bir iktidar ortaya çıkmadı ki, buna karşın şu oldu: Halka kendisini şirin gösterenler, onun diliyle konuşup beklentilerine, din duygularına hitap edenler iktidar olunca halk kendisinin iktidar olduğunu zannetti .70 yıldır ara
rejimler ve darbeler dahil her yönetim fiyaskoyla biten dönemler yaşattı halka… Peki; ama şimdi kuyruklar yok, yollar düzgün, dünya bizden çekiniyor diyebilirsiniz…
***
Size öyle zannettiriyorlar, algı yönetimleri ve imaj değişiklikleri ile… Moralinizi bozmadan tüyleriniz yolunuyor. Mutlu
olanlar yok mu, elbette ki var. Kim onlar peki; imaj değişikliğinde ve algı yönetiminde başarılı olanlar, onların yandaşları ve sizlere, halimize şükredelim dedirtenler. Yol var, geçmeden parasını ödeyenlerin, havaalanı var, uçmadan ücretini verenlerin, alınan birkaç maaşa sesini çıkarmayıp kendisi pazara çıkamayanların, dolarları ve
hazinesi peşkeş çekilenlerin Green Kart(ABD vatandaşlığı)alma başarısı gösterdiğinde havalara uçanların ülkesi, borca batırılanların ve imaj değişikliğine aldanıp yeniden bıçağın altına yatanların ülkesinde yaşamak gerçekten zor.
***
Yaşamak güzel şey aslında diyen bir şairimiz vardı.. O da, çok zorluklar çekmiş bu ülked;e ama yine de umutlarını
korumuş son anına kadar… Ha gayret değerli dostlar, az kaldı…