Hasan Saim Öztürk: Toplumsal sorumluluğun esasları

Ülkemizde çok misafir sever ve yardımsever insanımız var. Zor zamanlarda, felaket anlarında insanımız seferber olur adeta.. ncak son kırk yılda yardımseverliğin yanında açık gözlerimizde çoğaldı. Hani bu 24 Ocak 1980 kararlarıyla küresel sermayenin ülkemize taşıdığı neo-liberal ekonomi modeli var ya, işte o düzenin ve anlayışın ürettiği bir insan tipi var… Fırsatçılar, stokçular, dolandırıcılar yolsuzluk heveslileri ve bir anlamda hırsızlar bunlar…

***

Hani sizde meydanı boş bırakır ve yetersiz vurdumduymaz bir yönetim anlayışıyla yola çıkarsanız, halkımızın ve insanımızın kazıklanması olasılığı çok yüksek oluyor bu durumda…

***

Son zamanların Corona pandemisinde kullanmamız gereken maskelere dair fırsatçıların tam da bu tanımlamaya uygun olduğunu düşünüyorum. Sen dağıttın ben dağıttım, satarsın satamazsın diyerek geçti günlerimiz… Üç beş açıkgöz kişide bundan yararlandı ve konuyu kazanca döndürmek üzere istismar etti ne yazık ki…

***

Sohbetimizin başında toplum olarak misafirperverlik ve yardımseverlik gibi güzel hasletlerimizden bahsettim. Bir iki konuda da toplumsal anlayış ve eksiğimizden bahsetmek istiyorum… Dayanışmada ki yetersizliğimiz ve kurallara uymadaki disiplin eksikliğimizden… Dayanışma konusu yardimseverliğin devamındaki organizasyondur.

***

Allah’tan bu konudaki açığımızı siyasi iradenin mevzuata aykırılık iddiasıyla engellerine rağmen son zamanlarda Sosyal Belediyecilik yapan ve yeni seçilen Belediye Başkanlarımız başarıyla kapatıyorlar. Bunun yanında maalesef toplumu ilgilendiren ciddi konularda bireysel hareket edip kendimizi kurtardığımızı zannedip tehlikeleri hafife alabiliyoruz.

***

Bugün 21 Mart’tan beri ilk kez çıktığımız sokakta Corona pandemisini hafife alan epey maskesiz yurttaşımızla karşılaştık… 24 saat yayına rağmen hala işin şakası olmadığını kavrayamayanlar var. Bu da, çok üzücü ne yazık ki. Hem kendilerini hem de yakınlarını riske atıyorlar. Bakalım yakın gelecekte bizi neler bekliyor…