Connect with us

Kültür

Akademi Öğrencilerinden Gururlandıran Tablo

Published

on

blank

Sarıyer Akademi (Sarıyer Belediyesi Destek Eğitim Kursu)’de üniversite sınavlarına hazırlanan 185 öğrenci en köklü üniversitelere yerleşti. YKS’de büyük başarı elde eden öğrencilerden 48’i mühendislik fakültesi, 12’si tıp fakültesi, 13’ü hukuk fakültesini kazandı.

Her sene başarısına başarı katan Sarıyer Akademi, Türkiye’nin önde gelen eğitim kurumlarına öğrencilerini yerleştirdi. Üniversite sınavına giren 225 öğrenciden 185’i Türkiye’nin köklü eğitim kurumlarına yerleşti. Üniversiteyi kazanan 185 öğrenciden 48’i mühendislik, 6’sı diş hekimliği, 12’si tıp fakültesi, 13’u hukuk fakültesi, 7’si mimarlık bölümlerini kazandı. Üniversite bazında ise öğrencilerin 5’i Boğaziçi Üniversitesi, 17’si İTÜ, 7’si ODTÜ, 8’i İstanbul Üniversitesi, 10’u Marmara Üniversitesi, 16’sı Yıldız Teknik, 1’i Sabancı, 1’i Koç ve 2’si Galatasaray Üniversitesine yerleşti. 30 bin ile 80 bin arasında yer alan 40 öğrenci ise hayalleri olan Tıp, Hukuk ve Mühendislik bölümleri için Sarıyer Akademi sınavlarına girerek tekrar üniversiteye hazırlanmak istiyor.

ÖĞRENCİLERİMİZ HER ŞEYİN EN İYİSİNE LAYIK

Sınavlarda üstün başarılara imza atan öğrencilere teşekkür eden Sarıyer Akademi Genel Koordinatörü Sami Görey, “Sarıyer Akademi olarak başladığımız yerden üstüne koyarak devam ediyoruz. Zor bir süreçten geçen öğrencilerimiz her şeyin en iyisine layık. Sarıyer Akademi’den 4 kuşak mezun ettik. Bizler bundan sonra da sizlerin yanında olacağız” diye konuştu.

İDEALLERİ OLAN ÖĞRENCİLERİN ÖNÜNÜ AÇTIK

Her fırsatta eğitimde fırsat eşitliğini savunan Belediye Başkanı Şükrü Genç, Sarıyer Akademi’nin liderleri yetiştireceğini söyledi. Başkan Genç, “Eğitime dair her bir damla suyun çok büyük göller oluşturduğunu biliyorum. Burası bir örnek… Çocuklarımız bu sayede ayaklarını yere sağlam basacak. Biz idealleri olan çocukların önünü açtık, onlar da ilerledi. Hedefimiz en iyisini yapmak. Bizim için en büyük teşekkür sizlerin başarısıdır” dedi.

AKADEMİ ÖĞRENCİLERİ DUYGULARINI ANLATIYOR

Berkan Koyuncu – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi: “İstediğim bir bölümdü, artık üniversiteliyim. Önceki sene çok küçük bir farkla Tıp bölümünü kaçırmıştım. Tıp okumak çocukluk hayalim değildi, aslında çocukluk hayalim mühendis olmaktı. Sonra hobilerimi değerlendirdim. Bilgisayar oyunlarıyla ilgileniyordum. Bilgisayarla alakalı bir bölüm düşünmeye başladım ama ilerleyen zamanlarda bu uğraşımın hobi olarak kalmasına karar verdim. Son olarakta Tıp bölümüne yöneldim ve kazandım.

Akademi benim için ders çalışma düşüncesiyle geldiğim bir yerdi. Evde otursam hiçbir zaman çalışmayacaktım. Akademiye sabah erken gelerek rutin oluşturdum kendime. Erkenden geliyordum. Elimde bir şey varsa onu çözüyordum yoksa deneme yapmaya çalışıyordum. Hocalarıma soracak soru üretmeye çalışıyordum diyebilirim. Tercih döneminde çoğu kişinin aksine stresli değildim. İlk tercihler açıklandığında uykumdan uyandırıldım. Mutluyum ama belirtemedim. Durgun ve mutlu hissettim. Kendimi beyaz önlük içinde görebiliyorum, bu mutlu edici bir his.”

Tolga Güneş – İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Mühendisliği: “Geçen yıl 23 binden mezuna kaldım. Bunu akademi sayesinde 3500’e çektim. Akademide ilk olarak ilgi gördüm. Yani düşünün bir rehberlik hocasının kütüphaneye gelip her öğrencinin tek tek netlerine baktığını, bunu hiçbir kurumda göremezsiniz. Özellikle ücretsiz bir kurumda bunu yapıyorlar. Yani ne kadar para verseniz de bu ilgiyi hiçbir yerde göremezsiniz. İstediğim bir bölümü kazandım. Geçen senede zaten İTÜ uçağı istiyordum, kazanamadım. Şu an kendimi başarmış hissediyorum. Hedeflerime ulaştım. Hak ettiğim yerde olduğumu düşünüyorum. Gelecek için ilk olarak dereceyle mezun olursam yüksek lisansı daha rahat yapabileceğimi düşünüyorum.”

Click to comment

Bir Cevap Yazın

Genel

Sarıyer’de son on yılın en görkemli Edebiyat Günleri yaşandı

Published

on

blank

İstanbul boğazına karşı yeşilin kıyısında kurulan stantlardan kitap kokusunun yayıldığı Uluslararası 10. Sarıyer Edebiyat Günleri sona erdi. Yaklaşık 125 bin edebiyatseverin katıldığı etkinlik, son 10 yılın en görkemli Edebiyat Günleri oldu. Haydar Aliyev Parkı’nda gerçekleştirilen, 300 yazar ve 32 yayınevinin katıldığı etkinlik 5 gün sürdü.

Sadece Sarıyerlilerin değil, tüm İstanbulluların yakından takip ettiği Uluslararası 10. Sarıyer Edebiyat Günleri 5 günde; 300 yazar ve 32 yayınevinin yanı sıra 125 bin kişiyi Kireçburnu Haydar Aliyev Park’ında misafir etti. Usta yazarlarla okurları bir araya getiren etkinlik; boğaz turlarında gerçekleştirilen müzik ve şiir dinletileri ile başladı. Müzik ile sözün, şiirle öykünün, romanla oyunun buluşmasına tanıklık eden edebiyatseverler, etkinlik alanında yine birbirinden değerli isimlerin söyleşilerine de konuk olma fırsatı yakaladı.

BİRBİRİNDEN DEĞERLİ İSİMLER SAHNE ALDI

Uluslararası 10. Sarıyer Edebiyat Günleri’nde Latife Tekin, Pelin Özer, Kerem Fırtına, Onur Erol, Sunay Akın, Yurdaer Okur, Barış Muslu, Müfitcan Saçıntı, Ayşe Kulin, Buğra Gülsoy, Ahmet Ümit düzenlenen söyleşilerde sanatseverlerle bir araya geldi. Gazeteciler Emre Kongar, Celal Binzet ve Zülal Kalkandelen, moderatörlüğünü Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in yaptığı “Cumhuriyet’in 100’ünde tarih, sanat, edebiyat” söyleşisinin konuğu oldular. Bu yıl ilk kez uluslararası düzeyde gerçekleştirilen etkinlikte Fransız şair François ÇoudrayBilgi Çengelli, Belçikalı şair Kathleen Tillie, Alman şair Acrilla Zhang, Iraklı şair Kemal Beyatlı, Arnavut şair Roksana Xheka ve Türk şair Leyla Işık barış şiirleri ile Edebiyat Günleri’nin konuğu oldular. Suat Erdem, Şenay Lambaoğlu, Ali ve Aysun Kocatepe, İlyas Yalçıntaş ve Grup Barabar ise şarkılarını hayranları için seslendirdi. Kadıköy ve Beşiktaş’tan alana gelmek isteyen misafirler ise şiir hatlarında Grup Yol’a Düş ve Pelin Birdal’ın şiir ve şarkılarıyla yolculuk ettiler.

ÇOCUKLAR İÇİN MASAL ÇADIRI KURULDU

Etkinlik alanını dolduran binlerce çocuk, kendileri için hazırlanan programlarda doyasıya eğlendi. Kitapları ile çocukların hayal dünyalarını renklendiren Aytül Akal söyleşisiyle, Onur Erol ise eğitici şarkılarıyla edebiyat günlerinde çocuklar için sahne aldı. Her gün 3 ile 9 yaş arası çocuklar için kurulan masal çadırında 25 farklı masal anlatılırken, atölyelerde çocuklar günlerini öğrenip eğlenerek geçirdi.

BEYAZ MARTI ONUR ÖDÜLÜ AYFER TUNÇ’UN

İlki 2003 yılında gerçekleştirilen ve 10 yıldır birbirinden değerli isimlere ev sahipliği yapan Sarıyer Edebiyat Günleri’nde daha önce Yaşar Kemal, Vedat Türkali, Zülfü Livaneli, Ahmet Ümit, Murahtan Mungan, İnci Aral ve Latife Tekin’in aldığı Beyaz Martı Onur Ödülü’nün bu yıl sahibi Yazar Ayfer Tunç oldu. Sahne dünyasının duayen ismi Müjdat Gezen ise Sarıyer Edebiyat Günleri’nin Onur Konuğu ödülünü Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in elinden aldı.

ÖYKÜ YAZARLARI ÖDÜLLERİNE KAVUŞTU

Uluslararası 10. Sarıyer Edebiyat Günleri’nin final etkinliğinde ise Fakir Baykurt Öykü Yarışması’nın kazananları da ödüllerine kavuştu. 4 dalda 240 öykü ve 71 öykü kitabının değerlendirildiği yarışma sonucunda dereceye girenler, ödüllerini Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve Işık Baykurt’un elinden aldı. Yarışma kapsamında “Fakir Baykurt Öykü Kitabı Ödülü” Polat Özlüoğlu’nun kaleme aldığı “Annem, Kovboylar ve Sarhoş Atlar” kitabına verildi. Ortaokul kategorisinde “Ay’ın Gölgesi” öyküsüyle Aylin Uçar, lise kategorisinde “Saksıda Teyzem” öyküsüyle Irmak Titiz, yetişkin kategorisinde ise “Turacı Yakmak” öyküsüyle Emrah Kanlıkama birinci oldu.

Continue Reading

Genel

İBB’nin “Genç Üniversiteli Desteği” için başvurular başladı

Published

on

blank

İBB’nin ‘Genç Üniversiteli Desteği’ projesinde öğrencilere geri ödemesiz olarak verilecek 6000 TL’lik eğitim desteği için başvurular başladı. Destekten faydalanmak isteyen öğrenciler, 20 Ekim tarihine kadar İBB’nin “İstanbul Senin” mobil uygulaması üzerinden başvuru yapılabilir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi “Genç Üniversiteli Desteği” projesi kapsamında üniversite öğrencilerini ekonomik anlamda desteklemek için 75 bin öğrenciye 6000 TL’lik eğitim yardımında bulunuyor.

Başvurmak isteyen öğrencilerin kendisinin ya da ailesinin İstanbul’da ikamet etmesi, devlet ya da vakıf/özel üniversitelerinde yüzde 100 burslu okuması gerekiyor. Ara sınıf ve son sınıf öğrencilerinin de yılsonu başarı notunun 100 üzerinden en az 53 ya da 4 üzerinden 2,00 olması da istenen kriterler arasında yer alıyor.

“İSTANBUL SENİN” ÜZERİNDEN BAŞVURULACAK

Destekten faydalanmak isteyen öğrencilerin İBB’nin “İstanbul Senin” uygulamasını indirerek, uygulama üzerinden başvuru yapması gerekiyor. Proje ve kriterler hakkında detaylı bilgiler de “İstanbul Senin” mobil uygulamasında yer alıyor. 26 Eylül’de başlayan başvurular 20 Ekim tarihine sonlanacak.

“Genç Üniversiteli Desteği” projesi kapsamında sağlanan destekler geri ödemesiz ve faizsiz olarak veriliyor. “Genç Üniversiteli Desteği” kapsamında, projenin yapıldığı ilk dönem olan 2019-2020 eğitim öğretim döneminde 29 bin 423 öğrenciye destek sağlandı. 2020-2021 eğitim öğretim döneminde 33 bin 763 öğrenciye, 2021-2022 eğitim-öğretim döneminde 51 bin 992 öğrenciye destek verildi. 2022-2023 eğitim-öğretim döneminde ise 75 bin öğrenciye 4 bin 500 TL geri ödemesiz eğitim yardımı sağlandı.

Genç Üniversiteli Başvuru Genel Şartları

    • T.C. vatandaşı olmak
    • Öğrencinin kendisinin veya ailesinin/anne-baba vefat durumunda yakınının İstanbul’da ikamet etmesi
    • Ön lisans, Lisans, Yüksek Lisans veya Doktora öğrencisi olmak
      • Ön lisans – Lisans Öğrencileri için üst yaş sınırı 30
      • Yüksek Lisans – Doktora Öğrencileri için üst yaş sınırı 40
    • Normal öğrenim süresinin içinde eğitimine devam ediyor olmak
    • Devlet üniversitesinde okuyor olmak veya Vakıf / Özel üniversitede yüzde yüz burslu okuyor olmak
    • Ara sınıf ve son sınıf öğrencileri için yılsonu başarı notunun en az 100 üzerinden 53 ya da 4 üzerinden 2,00 olması
    • Gelir durumu açısından maddi desteğe ihtiyacı olmak

 

Genç Üniversiteli İstenilen Evraklar

    • Sabıka kaydı almadığına dair belge
    • Disiplin cezası almadığına dair belge
    • Aile Vukuatlı Nüfus kayıt örneği belgesi
    • Öğrenci belgesi
    • Transkript belgesi
    • Vakıf/özel okullarda okuyan öğrenciler için %100 bursluluk belgesi
    • Ailenin maddi durumunu gösteren belgeler (Gelir belgesi, Maaş bordrosu vb.)
    • Varsa kendisinin ya da aile bireylerinin engelli raporu fotokopisi
    • Varsa okuyan kardeşleri gösteren belgeler
    • Yurtta veya kirada kaldığına dair belge
    • Öğrencinin banka hesap bilgilerini içeren belge

Continue Reading

Genel

İBB Yuvamız İstanbul Kreşlerinin sayısı 65’e yükseldi

Published

on

blank

İBB, önceki yönetim döneminde sıfır (0) olan kurum kreşlerinin sayısını 65’e yükseltti. 8 yeni Yuvamız İstanbul Kreşi’nin daha toplu açılışını gerçekleştiren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Biz, dönem başladı başlayalı, seçim ortamı da dahil, öyle laflar işittik, öyle şeyler yaşadık ki; bazen bu kötü aklın yaratıcılığıyla ilgili gerçekten ben bile şaşkınlığa uğruyorum her gün. Bu kadar kötülüğe dönük marifet üreten insanlara diyorum ki, ‘Biraz da iyiliğe çalışsanız, bu ülke çok daha iyi olacak.’ Yani gidip, ne bileyim, metronun merdivenlerine taş koyarak veya bir demir parçası koyarak, onları bozmaya çalışmak ya da yol güzergahı üzerinde bir işi, bir sistemi bozmaya çalışmak… Yani bir kurumu kirletmek; İETT, Halk Ekmek gibi… Saçma sapan girişimlerin içinde bulunmak… Koca koca televizyon kanallarını veya medya kuruluşlarını bu işe seferber etmek… Nedir tek dertleri? ‘Ekrem’i kötü yapalım. Ekrem aşağı, Ekrem yukarı…’ O kötü insanların kafasına Ekrem kadar taş düşsün diyeceğim ama diyemiyorum. Sadece, ‘Allah akıl versin’ diyorum onlara. Başka da bir şey demiyorum” dedi. Atılan 8 temelle birlikte, İstanbul genelindeki İBB kreşlerinin toplam sayısı 65’e yükseldi. Açılan 823 kapasiteli 8 yeni merkezle, toplamda 28 ilçede 65 kreşe ve 6.042 öğrenci kapasitesine ulaşıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), önceki dönemde sıfır (0) olan kreş sayısını, 65’e çıkardı. Avrupa yakasında 3 (Beylikdüzü-Yakuplu, Bahçelievler-Yenibosna Merkez, Bayrampaşa-Yıldırım), Anadolu yakasında ise 5 (Pendik- Çamlık, Tuzla-Aydınlı, Ümraniye-Aşağı Dudullu, Sultanbeyli-Adil, Ataşehir-Kayışdağı) Yuvamız İstanbul Kreşi, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla açıldı. Eski devlet bakanlarından Önay Alpago, CHP milletvekilleri Ali Gökçek, Suat Özçağdaş, CHP PM üyesi Onursal Adıgüzel Mehmet ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık da toplu açılış töreninde İmamoğlu’nu yalnız bırakmadı. Toplu açılış töreninde konuşan İmamoğlu, gündeme dair de önemli açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, özetle şunları söyledi:

“ÇOCUKLARIMIZ HAYATA YENİK DEĞİL, EŞİTLENEREK BAŞLAYACAK”

“Yaptığımız 8 kreşle, 823 ailenin hayatı kolaylaşacak aynı zamanda. Bu kreşlerde çocuklarımız en modern, en sağlıklı koşullarda yetenekler kazanacak ve hayata yenik değil, eşitlenerek başlayacak. Kreşlerin, böylesi bir tarihi bir dönemde, her yönüyle Cumhuriyet fikrine ve Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılına çok yakışan bir hizmet olduğunun, çok simgesel değeri olduğunun altını çizmek isterim. İBB kreşleri, Cumhuriyet’in çocuklarının eşit ve adil bir biçimde, Cumhuriyet’in çocukları olduğunu onlara hissettirecek şekliyle hazırlanmalarının ana merkezi haline dönüşüyor. Çünkü Cumhuriyet, aslında ilk olarak çocuklara eşitlik ve adalet getiren bir sistemdir. Cumhuriyet, her şeyden önce, imkan ve fırsat eşitliği sağlayan bir yönetim biçimidir. Bu şehrin bütün çocukları, Cumhuriyet’in çocuklarıdır. Her biri için hak ettikleri değeri onları verme konusunda biz de sorumlu Cumhuriyet yöneticileriyiz. Bunun hakkını vereceğiz. Sonuna kadar da bunun mücadelesini vereceğiz. Bize eşitlik ve toplumsal adalet duygusunu, Cumhuriyet’in kazandırdığını aslında hepimiz biliyoruz. Cumhuriyet’in değerini bilen, Cumhuriyet’in ilke ve ideallerine sahip çıkan kuşaklar yetiştirmekle de yükümlüyüz.”

“ÇOCUKLARIMIZA, GENÇLERİMİZE, ANNELERİMİZE BU FIRSATI TANIYAN, EŞİTLİKÇİ BİR YÖNETİM OLMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

“Hemşehrilerimizin çok zor bir ekonomik dönemde aile yaşamlarını sürdürdüklerinin farkındayız. Attığımız her adımın, ortaya koyduğumuz her hizmetin, bir yanıyla da bu ekonomik zorlukları ortadan kaldıran, hafifleten çalışmalar olduğunu söylemek isterim. Biz, örneğin burada, KDV dahil aylık 1200 lira ücret alıyoruz. Bu, bugünün ekonomik koşullarına göre çok düşük bir ücrettir. Ama biz bunu nasıl yapıyoruz? İşte bugünün ekonomik koşullarında ihtiyacı olan ailelerimizin bu desteği almalarıyla, çocuklarını kreşlere vermelerini sağlama amacıyla yapıyoruz. Ama bu tam da aslında iktisadı önde tutan, tasarruflu ve bereketli bir bütçeyi yönetme kabiliyetini ortaya koymanın karşılığı. İşte bu sebeple biz, binlerce çocuğumuza bu şekilde, bu mali düzenle eğitim veren bir kurum oluyoruz. Yine 5000’in üzerinde gencimizi yurtlarında barındıran bir kurum oluyoruz. Yine çok düşük bir ücretle, 8-10 ayda milyona yakın insanı misafir eden Kent Lokantaları’nı açıyoruz. Yine 500 bine yakın annenin, 0-4 yaş arası çocuğunu kucağına alıp, kartıyla beraber bu şehri ücretsiz dolaşmalarını sağlıyoruz. Yine daha önce hiç yokken, -kreş hiç yoktu, burs hiç yoktu, yurt hiç yoktu- şimdi 75 bin gencimize burs dağıtacağız. Ve bunların hiçbirisine dışarıdan bir el girmeyecek. Tamamen adil bir sistem içerisinde çocuklarımıza, gençlerimize, annelerimize bu fırsatı tanıyan, eşitlikçi bir yönetim olacağız. Bu karakterden ve kimlikten asla vazgeçmeyeceğiz.”

“BUGÜNÜN ZOR EKONOMİK KOŞULLARINI ‘BEN BİLİRİM’ DİYEN AKIL GETİRDİ”

“Bugünün zor ekonomik koşullarını, ‘Ben bilirim’ diyen aklın izinden giden bir kamu yönetimi düzeninin bizi ne yazık ki bugünlere getirdiğini unutmayalım. Ama kötü yönetilen ekonomik düzenin altında ezilen bizler, toplumun her ferdi, bu konuda bir dayanışma içerisinde oluyor. Yine özellikle belediyelerimiz, bizler, bu konuda, bu zor ekonomik koşullarda vatandaşlarımızın yanında duruyoruz. Kurumumuzdaki israf düzenine son vererek, İstanbul’u, adaletli ve bereketli bir bütçe yönetimine kavuşturarak, bu hizmetleri veriyoruz. Ve daha fazla vermeye devam edeceğiz. Bundan sonraki kalan bu dönemle ilgili, kalan süre içerisinde, göreceksiniz ki her günümüz, her haftamız yeni açılışlarımızla, yeni temel atmalarımızla devam edecek. Her birisi aslında çözüme kavuşturulan bir sorunun ortadan kalktığını size gösterecek. Yani bir bölgede, sadece bir avuç insan siyasi sebeplerden dolayı mutlu olsun diye değil, toplumun ihtiyaç duyduğu, sorunların çözüme kavuştuğu projeleri harekete geçireceğiz. Talan dönemi böyle geçirdikten sonra, Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılına adım atarken, göreceksiniz İstanbul’un bu modeliyle beraber, çok daha özel, çok daha kudretli, çok daha halkla iç içe bir başka yılını da hep birlikte başlatıyor olacağız. Bundan en ufak bir şüphe duymuyorum.”

“ÖYLE LAFLAR İŞİTTİK, ÖYLE ŞEYLER YAŞADIK Kİ…”

“Daha önce siyaseten ayrışmış, birbirinden uzaklaşmış, mesafe konmuş muhtarlarımız vardı. Şimdi ise biz, bu dönemde muhtarlarımızla dayanışmayı ön plana koyduk. Çünkü biz, insanları birbirinden ayır eden veya birbirinden taraf gibi sağa sola savuran insanlar olmadık. Onları da toplum seçti diyerek, saygı duyduk. Bugün biraz muhtarlara değindim; sebebi var. Biz, dönem başladı başlayalı, seçim ortamı da dahil, öyle laflar işittik, öyle şeyler yaşadık ki, bazen bu kötü aklın yaratıcılığıyla ilgili gerçekten ben bile şaşkınlığa uğruyorum her gün. Bu kadar kötülüğe dönük marifet üreten insanlara diyorum ki, ‘Biraz da iyiliğe çalışsanız, bu ülke çok daha iyi olacak.’ Yani gidip, ne bileyim, metronun merdivenlerine taş koyarak veya bir demir parçası koyarak, onları bozmaya çalışmak ya da yol güzergahı üzerinde bir işi, bir sistemi bozmaya çalışmak… Yani bir kurumu kirletmek; İETT, Halk Ekmek gibi… Saçma sapan girişimlerin içinde bulunmak… Koca koca televizyon kanallarını veya medya kuruluşlarını bu işe seferber etmek… Nedir tek dertleri? ‘Ekrem’i kötü yapalım. Ekrem aşağı, Ekrem yukarı…’ O kötü insanların kafasına Ekrem kadar taş düşsün diyeceğim ama diyemiyorum. Ben, öyle bir mizansen, kötülük bile olsa, onlar için düşünecek bir akla sahip değilim. Yine de öyle bir şey olmasın. Sadece, ‘Allah akıl versin’ diyorum onlara. Başka da bir şey demiyorum.”

YAVUZ SALTIK TEPKİSİ: “NE EKREM İMAMOĞLU’NU NE YOL ARKADAŞLARINI TERÖR ÖRGÜTÜYLE YAN YANA KOYABİLECEK AKIL BU ÜLKEDE YOK

“Benim ta Beylikdüzü’nden beri yol arkadaşım olan, Sosyal Hizmetler’de 5 katına çıkarttığımız yardımların başlangıcında onun da imzası olan, sonrasında bu muhtarlarımızın da kardeşliği ve birliği için çalışmaları adına yoğun bir çaba içerisinde olan bir arkadaşım (Yavuz Saltık), şimdi Muhtarlık Daire Başkanımız, bugün yargılandığı mahkemeden beraat aldı. Bir hafta önce ise bir savcı, 15 yıl hapis cezasıyla ilgili bir mütalaa verdi hakkında. Bir haftadır ben uyku uyuyamıyorum. Yargımız hakkında iyi şeyler düşünerek uykusuz kaldım. Yani ben, yargıya güvenerek, doğru karar alacağına olan inançla, tek cümle de etmemeye gayret ettim. Yoksa işim çok dolu. Ve sonuçta beraat etti arkadaşımız. Bir savcı, niye böyle yapabilir? Bilmiyorum. Ve temel şey ne? Efendim neymiş? Terör örgütüne yardım etmiş. Ya Allah aşkına; ne Ekrem İmamoğlu’nu, ne bir yol arkadaşını -Neymiş? FETÖ’cüymüş! Neymiş? PKK’ymış!- hiçbir terör örgütüyle yan yana koyabilecek akıl, bu ülkede yok. Ekrem İmamoğlu ne şahsı adına ne de yol arkadaşları adına, buna müsaade edecek bir kişilik değildir. Bazen yargısız infaz çabası içerisinde olan insanlara sesleniyorum: Neyle yargılandı bu kardeşimiz, Yavuz Bey biliyor musunuz? Bir derneğe verdiği 272 adet, 150 liralık yardım kartı dağıtmak üzerinden bu cezaya mahkum edilmeye çalışıldı.”

“SEÇİME DOĞRU ATILAN BU ADIMLAR, SEÇİME DOĞRU NELER YAPACAKLARININ ÖN SİNYALLERİ”

“Muhtarlarım bilirler; her bir muhtarıma neredeyse her yıl o kadar kart veriyoruz yoksullara versin diye. İstanbul’da 1000’e yakın muhtar var. Bunu niye söylüyorum? Şundan: Ortada verdiği dernekle ilgili bir hüküm yok henüz. O dernekle ilgili hüküm olmadığı gibi, içeride tutuklu da kimse yok. Ama burada, birini 15 yılla tutuklamaya çalışıyorsunuz. Olacak iş değil. Yani bu ne biliyor musunuz? Seçime doğru atılan bu adımlar, seçime doğru daha neler yapacaklarının ön sinyalleri, fragmanları. Yani yarın Ekrem’e neler diyecekler? Ekrem’in bir kısım yol arkadaşlarına neler diyecekler? Neler yakıştıracaklar? İşinize bakın. Buradan sesleniyorum. Kameraya bakarak sesleniyorum. Bu işin içinde kim varsa, en tepesinden en aşağıya; bir avuç insan, işinize bakın. Bu vücuda leke yapışmaz. Yakınındaki hiçbirine de yapışmaz. Onu söyleyeyim. Bugünden bunu ifade ediyorum: İşinize bakın, iş üretin. Gelin bizimle marifetinizle, işinizle yarışın. ‘Ben daha iyi yapacağım’ deyin. Bunu anlarız. Ama bize leke atarak kazanacağınızı sanıyorsanız, 23 Haziran 2019’da yediğiniz o 806 bin farklılık demokrasi tokadının daha alası geliyor 2024’ün 31 Mart’ında. Bu kötü yoldan vazgeçin. Kararlı yolculuğumuz, sadece ve sadece 16 milyon insanına kararlı hizmet yolculuğudur. Ne bir kişiye tabiiyiz ne sadece bir partinin hükmü altındayız. Biz, milletimizin hizmetine koşan, mensubu olduğu partiye de layık bir birey olmaya çalışan ahlaklı, erdemli, iyi insan olmayı ilke edinmiş, devletine, milletine layık, Türkiye Cumhuriyeti’ne layık, Cumhuriyet’in kurucu değerlerini omuzlarının üstünde taşıyan, Mustafa Kemal Atatürk’e layık birer evlat olmaya devam edeceğiz. Bunun altını çizeyim. Her şeye rağmen, yargının bugün verdiği kararın Türkiye Cumhuriyeti Devleti adaleti adına doğru bir karar olduğunu, mutluluğumu beyan ediyorum.”

BAĞIŞÇILARA ÖZEL TEŞEKKÜR

“Bu güzel kreşlerin açılışında, güzel evlatlarımıza ve çocuklarımıza çok daha adil, çok daha güzel, çok daha yeşil, çok daha insanların birbirini sevdiği bir şehir ve bir ülke var etme konusundaki çabamızın hayırlı uğurlu olmasını diliyor, 8 kreşimizin İstanbul’umuzdaki çocuklarımıza güzel hizmetler vermesini diliyorum. Kreş yapımına özel katkı sunan çok değerli destekçilerimiz aramızda. Birazdan burada beraber onlarla kurdele keseceğiz. Onlar da ‘kanatsız melekler’ olarak aramıza katılıyorlar. Her kreşimize katkı sunmakla, bizim yanımızda olmakla ve çok da ön plana çıkmadan bunu yapmakla, tam da inancımıza, kültürümüze göre hareket etmenin çok özel erdemini gösteren aileler, iş insanlarımız… Onlara yürekten teşekkür ediyorum. Bu sahalarda, bu ortamlarda özel olarak gerçekten iş birliği içinde olduğumuzu görüyorum, hissediyorum.”

28 İLÇEDE 65 KREŞE 6.042 ÖĞRENCİ KAPASİTESİNE ULAŞILDI

İmamoğlu’nun konuşmasının ardından, bağışçılar ve protokolde yer alan isimlerin katılımıyla, 8 farklı ilçedeki 8 yeni kreşin toplu açılışları gerçekleştirildi. İmamoğlu ve beraberindeki heyet, sembolik açılışın yapıldığı Ümraniye Aşağı Dudullu Yuvamız İstanbul Kreşi’ni gezerek, minik öğrencilerle renkli sohbetler gerçekleştirdi. İmamoğlu, kreş gezisinin ardından, bölgede kurulan Halk Süt standında vatandaşlarla buluşarak, anı fotoğrafları çektirdi. dağıttı. Atılan 8 temelle birlikte, İstanbul genelindeki İBB kreşlerinin toplam sayısı 65’e yükseldi. Açılan 823 kapasiteli 8 yeni merkezle, toplamda 28 ilçede 65 kreşe ve 6.042 öğrenci kapasitesine ulaşıldı.

Continue Reading

Popüler