Connect with us

Kültür

FLAŞ HABER! SARIYER BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI İSMAİL ERDEM İLE ÇOK ÖZEL RÖPORTAJ… ERDEM: TİYATRO YAŞAMAK DEMEKTİR

Published

on

blank

Sarıyer Belediyesi tarafından düzenlenen Sarıyer 7. Tiyatro Oda Şenliği’yle ilgili Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Erdem, gazetemizin sorularını yanıtladı.

İşte, “Tiyatro, yaşamak demektir.” diyen Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Erdem ile gerçekleştirdiğimiz özel röportaj:

Sizce, tiyatronun toplum açısından önemi nedir?

Tiyatro, yaşam demek, hayat demektir. Yani toplumun her alanında, yaşamın her alanında olmuştur. Tiyatro, yaşamak demektir.

Türkiye’de tiyatronun baskı altında olduğunu düşünüyor musunuz?

Kesinlikle! Her alanda baskı altındadır. Yalnızca devlet tiyatrolarında bu değişim sağlanmadı. Oralarda zaten çoktan başlandı ve bitti. Ama ne yazık ki özel tiyatrolarda da bu baskı uygulanmaya başladı. Dün Genco Erkal’ın TİM’de bir etkinliği vardı. 80. yaşını kutladılar. İşte onlardan sonra böyle aykırı sesler, tiyatroyu özgürce yapmaya çalışan kimse de kalmayacak, diye düşünüyorum.

Devletin sanata yeteri kadar destek verdiğini söyleyebilir misiniz?

Yani zamanında sanatın içerisine tükürenlerin bu desteği vereceğini sanmıyorum. Ve de vermediğini kesinlikle düşünüyorum.

Sarıyer Belediyesi olarak tiyatroya yeteri kadar destek verdiğinizi düşünüyor musunuz?

Evet! Ben aslında sorunun cevabına şuradan başlayayım: Bir defa İstanbul çok güzel bir il, dünya şehri. Sarıyer’de İstanbul’un incilerindendir. Kıyıda duran, iki boğazın kesiştiği bir alan. İki denizin kesiştiği bir yerde denizin ve ormanın içerisinde yer alan bir bölge ve insanların da, özel durumlarından ötürü özellikle gittiği bir yerdir. Yani bir Kadıköy ve Beşiktaş gibi insanların aktığı bir yer değil. Bunu niye söylüyorum, Sarıyer’i anlatırken bütün Sarıyerliler ve yönetenler tarafından bir şey söylenir, “Güvenin, hoşgörünün, huzurun kenti; ama bizim dönemimizde, Şükrü başkanın döneminde biz buna, kültürün ve sanatın kentini de ekledik.” Oldu mu, olmadı mı o halkın takdiridir. Ama bunun için büyük çaba harcıyoruz. Bende kültür sanata bakan bir başkan yardımcısı olarak, elimden  geldiğince buna katkı sunmaya çalışıyorum. Tiyatroya gelecek olursak, yeterli olmadığını düşünüyorum; ama birçok semte, ilçeye, belediyeye baktığımızda gerekli önemi verdiğimizi düşünüyorum. Nedenini de şöyle açıklayayım: Örneğin, bizim başka belediyelerde olduğu gibi büyük bir tiyatro ekibimiz yok. İşte kadromuzda çalışan beş tane hocayla birlikte beş arkadaşla 130 kişilik kadrosu olan devlet tiyatrolarını ve belediye tiyatrolarını biliyorum. Yıl içerisine baktığımda, aynı kapasitede üretim yaptıklarını görüyorum. Aynı kapasitede sunum yaptıklarını görüyorum. O yüzden bu konuda biz elimizden geldiğince tiyatroyla ilgili çalışmaları yapıyoruz, diye düşünüyorum. Dediğim gibi, bu her zaman eksik olabilir; ama Sarıyer bu kadar güzel olmasına rağmen, çok kozmopolit bir yer. Yani, her türden insanın kademeli olarak yaşadığı bir alan. Burada villada var, yalı da var ama gecekonduda var. Hiç tiyatroyu bilmeyen vatandışımız var. Bu hor görülecek bir şey değil. Devletin sanata verdiği değerden kaynaklı bir durumdur. Yani bu insanları hiç alıştırmamışız. Kimisi böyle bir bakıştan dolayı tiyatroyu bilmiyor. Kimisi de, yaşam derdine düşmüş. Bu dert varken diğer güzellikleri, hayatın diğer akışını, kültürü, sanatı, tiyatroyu aklına bile getiremiyor. Ama biz iki senedir zorluyoruz. Yani hem kurumların belediyeyle bu işi yapması gerektiğiyle ilgili elimizden geldiğince her türlü şeyi yapıyoruz. Hem de, tiyatroya, sanata alışkın olmayan insanları da azar azar, yavaş yavaş, ayağına araba götürerek, zorlayarak, bazen arayıp bire bir konuşarak onları alıştırıyoruz. Bence bu da önemli. Örneğin; yıllardır Sarıyer’de hiç kültür merkezi yoktu. İşte bir Nejat Uygur sahnemiz vardı. Orada oyunlarımız yüz kişilikti. Ama hep ful çekiyordu. Şimdi verdiğimiz önem, Yaşar Kemal Kültür Merkezi’ni yaparak ki, burası evlendirme dairesi; ama her türlü faaliyetinde yapıldığı bir alana dönüştü. Tiyatrolar çok sık olmamakla birlikte, dekorlarının yettiği oranda orada da oynandı. Devamında, tam da yanı başımızda olan 650 kişilik oturumuyla, 250 metrekarelik sahnesiyle ve Zorlu Performansı zorlayacak nitelikte teknolojisiyle Boğaziçi Kültür ve Sanat Merkezi’ni (BKSM) Sarıyer halkına kazandırdık. Bu da, başta tiyatroya ve de kültür-sanata verdiğimiz önemi gösteriyor. Hemen devamında da, Şişli’den devraldığımız ama bir türlü devirden dolayı tamamlatamadığımız 820 kişilik  Rauf Denktaş Kültür Merkezi’miz bulunmaktadır. Bence önümüzdeki dönem, yani bu yaz ve yedincisini düzenlediğimiz Sarıyer Tiyatro Oda Şenliği’yle birlikte Sarıyerliler tiyatroya doyacaktır.

7.si düzenlenen Sarıyer Tiyatro Oda Şenliği’nden biraz bahseder misiniz?

Dediğim gibi yedincisini yapıyoruz ama biz aslında bu yıl sekizincisini yapıyor olacaktık. Geçen yıl erteledik. Bu yeni salonumuzun daha çabuk açılacağını planlamıştık ama muhtelif nedenlerden dolayı geç kaldı. Bizde bunu yeni salonda başlatalım diye yedincisini bu seneye erteledik. 25 Mart’ta başladı, 6 Mayıs’ta son bulacak. Toplamda 31 oyunumuz var. Bunların içerisinde hem kendi oyunumuz var, hem de dışardan aldığımız oyunlar var. Güzel oyunlarla başladı ve öyle devam edecek. Bertolt Brecht’in “İnsan Neyle Yaşar” adlı tek kişilik oyunuyla başladık. Hemen devamında “İstanbul’un Gözleri Mahmur” adlı Dilek Türker’in de oynadığı oyunla devam ettik. Çocuk oyunları ve diğer oyunlarla da devam edecek. Çoğunluğu BKSM’de ve Nejat Uygur Sahnesi’nde olacak. İki oyunumuz Ayazağa’da bulunan Rauf Denktaş Kültür Merkezi’nde oynanacak. Sarıyer 174 kilometrekarelik bir alan. Büyük ve dağınık ve de 38 mahallesi olan dağınık bir ilçe, insanların oyuna gelmesiyle ilgili de sıkıntısı olabiliyor. Bu yüzden Rauf Denktaş Kültür Merkezi’nde de bir yetişkin, bir de çocuk oyunu olmak üzere iki oyun oynanacak.

Tiyatro Şenliği’nde özel olarak seçtiğiniz bir oyun var mıdır?

Aslında bütün oyunlarımız özel; ama ben şunu diyebilirim, Sarıyerlilerin kaçırmaması gereken oyunlardan bir tanesi, Dostlar Tiyatrosu’nun, Genco Erkal’ın oynadığı “Göçmenler” adlı oyundur. 6 Mayıs’ta oynanacak ve şenliğimizin son oyunudur. Şenliğin son gününde en güzel oyunla şenliğimizi kapatmış bulunacağız. Ayrıca kendi arkadaşlarımızın ürettiği “Kafkas Tebeşir Dairesi” adlı bir oyunları var. Kadrosu geniş ve çok eğlenceli, çok güzel bir oyun. Bunu birkaç kez sergileyeceğiz. Bu oyunu, mutlaka Sarıyerlilerin tamamının görmesi gerekir. Bu tiyatro şenliğinin dışında da, bizim bu oyunlarımız Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi’ndeki Nejat Uygur Sahnesi’nde haftada birkaç kez olarak sürekli gösterimdedir. Zaten oyunlarımızda salonumuz da ful çekiyor. Bu oyunumuzda orada devam edecektir. Hemen devamında da yaz geliyor. Ramazan geliyor ve ramazanda da biz mahallelerde, sokaklarda tiyatro yapıyoruz. O yüzden her gün bir mahallede açık havada tiyatro oyunumuz devam etmiş olacak. Yazın sonunda da, yeni kültür merkezleriyle, işte BKSM’de devam edecek. Nejat Uygur Sahnesi devreye girecek. Dört kültür merkezimizle de, 2018’in sonunda ve 2019 yılında halkımızı dört koldan tiyatroyla buluşturacağız.

blank

Peki sizce, Sarıyer’de vatandaşların tiyatroya olan ilgisi ne durumdadır?

Biraz önce söylediğim nedenlerden kaynaklı tiyatrodan bi haber olan vatandaş sayısı çok fazladır. Ama bu o kadar hızlı gelişiyor ki, kesinlikle hem haberdar oluyorlar, hem de oyunlarımızı da seviyorlar, beğeniyorlar. Bazı kesimler tabi daha çok ilgi duyuyor. Mesela Zekeriyaköy, benimde oturduğum Kilyos gibi bölgelerdeki vatandaşlarımız biraz daha hem kültürel, hem de eğitimsel bazlı olarak da farkında oldukları için ilgi duyuyorlar. Onlarda bu tür oyunların burada oynanacağını düşünmemişler. Şimdi bakıyorum, her kesimden oyunlarımıza herkes geliyor. Oyunlarımız davetiyelidir ve rezervasyon yapılarak oyunlarımıza geliniyor. Ayrıca ücretsizdir. İkincisini oynadığımız oyunumuzda 650 kişilik salonumuzda davetiyeleri olmadığı için kuyrukta bekleyip geri gidenlerde oldu. O yüzden iyi bir talep var.

Sarıyer Tiyatro Oda Şenliği önümüzdeki yıllarda da devam edecek mi?

Kesinlikle devam edecek. Bu sene ilk kez 40 güne çıkardık. Yaklaşık 1.5 ay sürecek. Seneyede demek ki, 2 aydan az olmamak şartıyla devam edecek.

 

 

Click to comment

Bir Cevap Yazın