Genel
Cengiz Alp: “Üyelerin Tümünü Kapsayacak Bir İlçe Başkanına İhtiyaç Vardır”
Published
5 yıl agoon
CHP Sarıyer’in duayen siyasetçilerinden Cengiz Alp, gazetemizin sorularını yanıtladı. Alp, “yerel seçimlerdeki başarının ittifaklar sayesinde gerçekleştiğini, CHP Sarıyer’de ise üyelerinin tamamını kapsayacak bir ilçe başkanının olması gerektiğini ifade etti.
İşte Cengiz Alp ile yaptığımız röportajın tamamı:
2019 yerel seçimlerinde CHP’nin başarılı olmasındaki en önemli etkenler nelerdir?
Seçimler tek bir gerekçeyle kazanılmıyor. Çok faktörlü bir olaydır. Son yerel seçimlerde de birçok olumlu faktör yan yana geldi ve seçim başarısı ortaya çıktı. Ama seçim başarısındaki en önemli etken, ülke ekonomisinin geriye gitmesi, kişisel gelirlerin çok aşağı düşmesi ve dar gelirlilerin harcama kapasitesinin azalması olmuştur. Türkiye, büyük bir yoksulluğa sürüklenmiştir. Bu durum, seçim başarısının en önemli gerekçelerindendir. Tabi bu başarıyı besleyen diğer gerekçelerde ortaya çıkmıştır. Suriyelilerin ülke ekonomisinde çalışma iş gücünde kayba neden olması ve kaynaklarının Suriyelilere heba edilmesi, onların sağlık ve eğitim hizmetlerine daha kolay ulaşması ülke içinde çalışan, çalışmayan tüm vatandaşlarımızın büyük tepkisine neden oldu. Onun dışında adaylarımızın büyükşehirlerde iyi seçilmiş olmasının da çok büyük bir rolü olduğunu düşünüyorum. Tabi ki en önemli faktörlerden birisi de, ittifaklardır. İlk başa koymamız gereken şeylerden biri de, ittifaklarımızdır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin ciddi bir oyu vardır; ama Türkiye’de bu AKP iktidarına karşı geniş kitlelerin yer aldığı, demokrasiyi için alan bir ittifakın oluşturulması, seçim başarısının sayısal bir gerçeğidir. En başından beri bunun çok değerli bir şey olduğunu söylüyorum. Bundan sonraki süreçlerde de bu ittifakın devam ettirilmesi adına büyük hassasiyetlerin gösterilmesi gerekir. Yani bu ittifak, çok basit nedenlerle heba edilmemelidir. Ulusal hassasiyetleri ve milliyetçi kesimi içinde barındıran İYİ Parti ile HDP’de siyasal anlamda kendisini temsil eden, demokratik yaşama angaje olmuş Kürt kesiminin ciddi desteği ile Saadet Partisi’nin Milli Görüş anlayışı adı altında demokrasi ittifakında yer alması, Türkiye adına çok önemlidir ve son dönemlerde Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun gerçekleştirdiği en önemli siyasi bir başarıdır. Bu ittifakın Adana, Ankara, Antalya ve İstanbul’da çok ciddi katkısının olduğunu düşünüyorum. Daha küçük ölçekte yerel anlamda da pozitif etkenler olmuştur. Birçok faktör, birbirini besleyerek potaya girmiştir ve geometrik bir şekilde oy artmasına etken olmuştur.
CHP’nin yerel seçim başarısını genel seçim başarısına da yansıtabileceğini düşünüyor musunuz?
Büyükşehirlerimizin ve genel merkezimin çalışmalarıyla ilgili dünyaya mesaj vermeleri gerekiyor. Bence şu an itibari ile olumsuz bir gelişme yoktur. Bu ittifakın olumsuz yönde oyunu düşürecek bir hava yoktur. Hatta bu süreçte ittifakın oyunun arttığını düşünüyorum. Ekonomik belirsizliğin ve işsizliğin artması, üretimin azalması, dış politikadaki zorlamaların AKP karşıtı ittfakın gücünü ve oyunu arttırdığını düşünüyorum. Belediyelerimizin çalışması, bu gücü daha da arttıracaktır. İsraf adı altında yolsuzluğa karşı olan duruşumuz oldukça önemlidir. Sosyal demokrat politika açısından çok değerlidir. Bunun daha ileri aşamalara götürülmesi gerekir. Bütün iç işleyimiz ile belediye meclis üyelerimizin, belediye birimlerimizin hepsi ahlaki ve etik yerlere uygun bir çalışma sistemi ile ihalelerin açık ve saydam bir şekilde yapılması, belediye kaynaklarının halka dönük kullanılması, eş, dost, akraba ilişkilerine siyasal ve ekonomik anlamda yer verilmediği takdirde önümüzdeki dönemde elde edilen tüm kaynaklar halka aktarılacaktır.
ÜRETİME KATILAN KADIN, ÖZGÜRLEŞİR
Mesela ciddi anlamda kreş sorunumuz vardır. Yeterli sayıda kreş yapamadık. 400-500 bin nüfuslu yerlerde binlerce kadın çalışan bulunmaktadır. Çocuklarını bırakacak kreş bulamıyorlar. Bu sebeple iş hayatından uzaklaşan da birçok kadın, üretim hayatından uzaklaşır hale geliyor. Üretime katılan kadın, özgürleşir. Genel anlamda uzun vadede kadın hareketini yanımıza alamazsak, zaten başarılı olamayız. Bunun yolu da, kadının çalışma hayatında rahat çalışmasını sağlamaktır. Onun için de, çocuklarını bırakacak rahat ve güvenli bir yer bulmaları gerekir. Bunu da, belediyelerimizin yapması gerekir. Yine belediyelerimizin yurtlar yaparak, çocuklarımızı tarikatların elinden kurtarması gerekir. Artık büyükşehirde bizim olduğuna göre kaynaklarımızı süratle bu tür çalışmalara kullanmamız gerekir. Bir iki yıl içinde sosyal belediyeciliği göstermemiz gerekir. Şehirlerimizi oturulabilir, yaşanabilir hale getirmemiz gerekir. Parklar arttırılmalı, trafik sorunu mutlaka çözülmelidir. Yeni imar alanlarına asla müsaade edilmemelidir. DepremE hazırlıklı olmalıyız. Makro politikalar üretmeliyiz. Küçük düzeylerde düşünerek işin içinden çıkamayız. Devlet gücüyle yeni alanlar açılmalıdır. İki bina yıkıp yapmayla deprem sorununa çözüm bulamayız. Bu sorunlarla ilgili radikal önlemler almak zorundayız.
TÜM ÜYELERİMİZE KAPILARIMIZI AÇMAMIZ GEREKİR
CHP’de yeni bir kongre süreci başladı. Geçen dönem örgütle ilçe yönetimi arasında ciddi kopukluklar yaşanmıştı. Bu dönemde de aynı sorunların yaşanacağını söyleyebilir misiniz?
Her yaşadığımız olaylardan önemli deneyimler kazanıyoruz. Geçmiş dönemde yaşanılan hataların bu dönem tekrarlanacağını düşünmüyorum. En azından ben, gücümün yettiğİ kadarıyla arkadaşlarımın emeklerinin boşa gitmesini asla istemem. Yani günlerce çalışan, ciddi emekler sarfeden ve ondan sonra seçim gününde ortaya bir şey çıkaramama durumunu doğru bulmuyorum. Bize yakıştıramıyorum. Bu dönem tüm yanlışlıklara olabildiğince karşı çıkacağız. Parti içerisinde ayrışabiliriz; ama mutlaka gerekçesini ilkeli bir şekilde bildirmemiz gerekir. Bu bir çıkar çatışması, çıkar ayrışması değil, “Daha iyi idare ederim, daha iyi yönetirim” demenin mücadelesidir. Partinin üyelerinin çok ihmal edildiğini düşünüyorum. Partimizin en önemli gücü üyelerinden gelmektedir. Üyelerimiz, mücadelelerini çok zor şartlar altında gerçekleştirmektedirler. Muhalif kesimin nasıl bastırıldığını biliyorsunuz. Bütün bunlara rağmen “Ben CHP’liyim” diyen bütün kesimlere sahip çıkmamız lazımdır. Öncelikle tüm üyelerimize kapımızı açmamız gerekir. Üyelerimizi eğitim, ekonomik ve sosyal anlamda hakkettikleri yerlere getirmemiz gerekir. Bu seçimdeki ayrışmamızı daha çok parti içi demokrasiden ve üyelik hukuku üzerinden olacağını düşünüyorum. Doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorum. Alt yapıdan tartışmayla çıkarak üst yapıya kadar sağlıklı bir yapının ortaya çıkacağına inanıyorum.
Geçen dönem kongreye tek aday olarak giden ve ilçe başkanı seçilen Sevim Yalınkılıç’ın iki yıllık ilçe başkanlığı dönemini nasıl buluyorsunuz?
Belediyesi olan bir ilçede ilçe başkanlığı seçiminin doğası gereği, oluşma biçimi itibarı ile belediye yönetimi ile ilerledikleri için paralel bir şekilde etkileşim içinde bugünlere geldiler. Bundan kaynaklanan artıların olduğu gibi, eksileri de olmuştur. Yani, partinin kaybeden kısmını daha fazla dışarda tutarak çalışmalar yapılmasını doğru bulmuyorum. Ne kadar fazla dışarda tutulduğu konusundaki ayrıntıya girmek istemem. Bir belediye yönetimin işbirliği ile seçim kazanıldığı için böyle hareket edilmiştir. Sevim Hanımın kişiliğini, kimliğini tartışacak bir durum yok. Hakikaten beğendiğim bir hanımefendidir. Ancak üyelerin tümünü kapsayacak bir ilçe başkanına ihtiyaç vardır. Partililerin hukukunu koruyacak bir ilçe başkanının olması gerekir. İki yıllık süreçte bunların hiçbiri yapılmadı. Toparlayıcılık anlamında bir çalışma olmadı. Çalışmalar, dar bir grupla gerçekleştirilmiştir. Bu anlayış doğru değildir. Yeni dönemde daha kucaklayıcı, daha kapsayıcı bir ilçe yönetimi oluşturmamız gerekiyor.