Connect with us

Genel

Hasan Saim Öztürk: Hukuka bağlı devlette yolsuzluklar

Published

on

blank

1982 Anayasası’nın 8. maddesi yürütme yetki ve görevinin Anayasaya ve yasalara uygun olarak kullanılacağını ve yerine getirileceğini ön görmektedir. Biz buna idare hukukunda yasallık ilkesi diyoruz. Bu ilke Hukuk Devletinin bir sonucu ve onun temel ilkesidir. Gerek Genel gerekse Yerel yönetimlerin eylem ve işlemlerini yasalarla sınırlayan Anayasal ve yasal hukuk kurallarının uygulanması, denetlenebildiği sürece Hukuk Devletinin gerçekleştiğinden bahsetmek mümkün olabilir.

***

Genel ve yerel yönetimlerde HUKUK DEVLETİNİN gereği olarak olarak Denetleme çeşitleri, idarenin eylem ve işlemlerinin siyasal denetimi, yargısal denetimi, idari denetimi, kamu denetçisi(ombustman) denetimi ve kamuoyu denetimi olarak sıralamak mümkündür.

***

Kurumların kendi iç denetiminden başlayarak gelişen hukuk devletinin denetim mekanizmalarında, asıl belirleyici unsur idareyi ya da iktidarı temsil edenlerin hukuk anlayışı tarafsızlığı, devlete olan bağlılıkları, kişisel ikbal ve beklentiden uzak durmaları, dürüstlükleri ve adalet anlayışlarının seviyeli olmasıyla başlar.

***

Dürüst olmayan ve kamu görevini yürütürken hizmeti çıkar amaçlı yapan ve başkalarıyla çıkar ilişkisi içine girip kamunun menfaatlerini bir çırpıda harcayıp satarak kendisine ve başkalarına çıkar sağlayanlar
yolsuzluğa bulaşmış olurlar.

***

Yolsuzlukların takibi genellikle idari soruşturmayla başlar ve ceza yargılamasıyla, ayrıca memurun kamu görevinden uzaklaştırılmasıyla son bulur. Bu yolun izlenmesi ne kadar hızlı adil ve hukuka uygun olursa devlet ve toplum yolsuzluktan o kadar az zarar görür. Roma hukukundan itibaren sistematik olarak hukukun el attığı yönetici ya da memurun yolsuzluğu konusu günümüzde ne yazık ki ciddiye alınmayan göz ardı edilen bir haldedir. Yolsuzluk adeta yol olmuş durumdadır. Gerek kamuda gerekse toplumda adalet duygusunun zayıflamasına ve güvenin sarsılmasına yol açan, adeta toplumsal çürümeye neden olan yolsuzluklara bakış açısı Hukuk Devletinin ve onun yasallık ilkesinin uygulanma kalitesinin tam göstergesi olmasına rağmen ülkemizde birkaç istisna dışında yargı önüne taşınan olay hemen hemen yok gibidir.

***

Ne yazık ki ülkemizde yargısal ve idari denetimlerle ihbar ve şikayetler sonucu ortaya çıkan yolsuzlukların hızlı etkili ve sonuç alıcı bir şekilde takip edilemediği, zarar görme endişesiyle örtbas etme tutumunun tercih edildiği kamuoyuna yansıyan haberlere rağmen adli makamlar önünden Mahkemelere taşınamadığı algısı son derce
yaygındır. Bu durumda zamanında soruşturulamayan yolsuzlukların DEVRİ SABIK anlayışıyla Genel ve Yerel yönetimlerce ancak iktidar değişikliğinden sonra takibi mümkün olmakta ve olabilecektir. Son günlerde İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinde kamuoyuna yansıyan iddialar gibi.

***

Anayasada ve yasalarda Hukuk Devleti olduğumuzun yazılmasından çok Hukuk Devleti pratiğinin ülke yaşamındaki yeri ve kalitesi önemlidir. Gelecekte idarenin eylem ve işlemlerinin daha etkin bir denetime tabi tutulmasının ve HUKUK DEVLETİNİN Kuvvetler Ayrılığı esasını reddeden  tek adam rejiminden kurtulup, gerçek bir Demokrasiye kavuşmayla mümkün olabileceğini değerlendiriyorum.

Click to comment

Bir Cevap Yazın