Connect with us

Genel

İBB, Ayazağa Cendere’deki tarihi mirası Kültür Merkezi’ne dönüştürdü

Published

on

blank

İstanbul’un tarihi sanayi yapılarından Cendere Hamidiye Pompa İstasyonu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Miras tarafından restore edilerek Cendere Sanat ismiyle İstanbullulara kazandırıldı. Açılış töreninde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İstiyoruz ki 16 milyon insanımız İstanbul’un güzelliklerinden en aktif bir şekilde faydalanabilsin. Buralara gelmenizi yürekten diliyorum. Buralar gerçek sahipleriyle buluşsun. Gerçek sahipleriyle buluşmadığı zaman, geçmiş zihniyet, orayı kendisinin zannederek başka anlamlarda kullanmaya dönük adımlar atabiliyor. Ama biz, buraları gerçek sahipleri olan sizlerle buluşturuyoruz” dedi.

İstanbul’un 120 yıllık endüstriyel mirası, Cendere Sanat’a dönüştü. İstanbul’un tarihi sanayi yapılarından biri olan Cendere Hamidiye Pompa İstasyonu, İBB Miras tarafından restore edildi ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla Cendere Sanat Merkezi ismiyle İstanbullulara kazandırıldı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün yapılan açılış törenine annesi Hava İmamoğlu ve kardeşi Neslihan Yakupçelebioğlu’yla birlikte geldi. Törene ayrıca, CHP İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, sanatçılar, meclis üyeleri, STK temsilcileri ve İstanbullular katıldı.

Ekrem İmamoğlu, Cendere Sanat’ın açılış töreninde yaptığı konuşmada, insana moral katan çok güzel bir ortamda bulunmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Karadeniz ve doğu illerine yaptığı geziden bahseden İmamoğlu, Trabzon’dan Gümüşhane’ye geçerek çok güzel bir bilim sanat merkezi açtıklarını ve Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim ettiklerini, sonra Kelkit’e ve Erzincan’a uğradıklarını, oradan da Sivas Divriği’ye geçerek ilçeye bir otogar hediye ettiklerini anlattı.

İmamoğlu, konuşmasında şunları söyledi:

“16 MİLYON İNSANIMIZ İSTANBUL’UN GÜZELLİKLERİNDEN EN AKTİF BİR ŞEKİLDE FAYDALANABİLSİN

Türkiye, derin medeniyetlere sahip çok önemli bir ülke. Anadolu’da kültürlerin ve etnik kimliklerin var ettiği çok büyük bir kültürel miras var. Bu haftaya Cendere Sanat’ı açarak başladık. Birazdan Gaziosmanpaşa’da bir otopark ve meydanı ziyaret ederek o hizmeti yerinde göreceğiz. Yarın, Türkiye’nin en büyük ileri biyolojik arıtma tesisi olan Tuzla İleri Biyolojik Arıtma Tesisi’nin üçüncü kademesini açacağız. Bu hafta da çok önemli bir ulaşım yatırımı olan Rumeli Hisarüstü Aşiyan Füniküleri’ni açacağız. İstiyoruz ki 16 milyon insanımız İstanbul’un güzelliklerinden en aktif bir şekilde faydalanabilsin.

GEÇMİŞ ZİHNİYET, VATANDAŞA AİT ALANLARI KENDİSİNİN ZANNEDİYOR

İstanbul’da çok yeşil alan var, ama önemli olan kullanılabilen aktif yeşil alanın olmasıdır. Şehre milyonlarca metrekarelik aktif yeşil alanı kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Sabah Hacıosman Kent Ormanı’nda yürüyüş yaparak güne başladık. Sarıyer’e 300 bin metrekarelik Büyükdere Fidanlığı’nı da kazandırıyoruz. Sadece Sarıyer’de neredeyse iki milyon metrekareyi bu şehre kazandırmanın keyfini ve onurunu yaşıyorum. Bu işler, öyle uzaktan görüp geçilecek işler değildir. Lütfen içinde nefes alın, gelin, gezin; kültürel, sanatsal etkinlikleri yaşayın. Buralara gelmenizi yürekten diliyorum. Buralar gerçek sahipleriyle buluşsun. Gerçek sahipleriyle buluşmadığı zaman, geçmiş zihniyet, orayı kendisinin zannederek başka anlamlarda kullanmaya dönük adımlar atabiliyor. Ama biz, buraları gerçek sahipleri olan sizlerle buluşturuyoruz. Gerçekten geleceğe de emin bir biçimde kazandırıyoruz.

ŞEHRİN MANEVİYATINI KORUYORUZ

Mevlanakapı ya da Belgradkapı’daki tarihi kara surlarının hayata geçirilmesi, Asude Hanım ve Seyyid-i Velayet türbelerinin restorasyonu, Haydarhane Camii’nin rekonstrüksiyonu gibi ihmal edilmiş birçok tarihi eseri İstanbul’a yeniden kazandırdık. O manevi alanlara yaptığımız dokunuşlarla maneviyatı ne denli koruduğumuzun ve tekrar yaşama sunduğumuzun bir gerçeği. Aslında ne kadar maneviyatı yüklü bir toplumuz ki küçük bir eser ama bıraktığı iz, insanlara verdiği moral olan tarihi Moda İskelesi’nde yapığımız dönüşümü vakitsiz bir zamanda şöyle kıyıdan izledim, yani insanların oraya akın akın gidişi ve akın akın dönüşümü izledim ve orayı görme arzularını hissettim.

SANATÇILAR ÇOK ÖZEL İNSANLAR

Çocukluğumda, Akçaabat’ın Derecik köyüydü, hiç unutmam, oralı bir kızın çamurdan yaptığı heykeller diye bir haber çıkmıştı. O haberi görünce ben de etkilenmiş, bende de bir şey var mı diye çamurla uğraşmıştım. Herkesin açığa çıkaracağı bir yeteneği vardır. Aslında Cendere Sanat gibi mekanlar, çocuklarımızın yeteneklerini açığa çıkaracak yerler. Buraları gören, burada sanat eserleriyle buluşan çocuklarımız birer heykeltıraş, birer çağdaş sanatçı ve çok özel insanlar haline gelebilirler. Ama zannetmeyin, sanatçı olmak zorundalar. Bir bakmışsınız başka bir konuda mucit ya da çok önemli bir mühendis ya da aşı bulan bir doktora da dönüşmüş. Çünkü zihni açık olur sanatla buluşan insanın. Ben, sanat eserlerine baktığımda gerçekten içine dalıp gidiyorum. Ve bütün sanatçıların önünde de o anlamda saygıyla eğiliyorum. Gerçekten özel insanlar hepsi. Cendere Sanat’ın İstanbul’a yakışan bir sanat merkezi olacağını umut ediyorum. Emeği geçen bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bütün sanat alanlarımızın sahibi gerçekten bu şehrin insanlarıdır ve özellikle bu tür alanların sahibi kültür sanat insanları olan sanatçılardır. Lütfen ortaklaşa iş üretelim, inanın İstanbul dünyanın kültür ve sanat merkezi olmayı hak ediyor. Bunu başarabiliriz.”

GENÇ: İMAMOĞLU UNUTULMUŞ ESERLERİ İSTANBUL’A KAZANDIRIYOR

Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç de İstanbul’un imparatorluklara başkentlik yapmış kadim bir kent olduğunu belirterek, yapılan çalışmaların geçmişle beraber yürümesinin çok önemli olduğunu söyledi. Kendilerinin de Sarıyer Müzesi hazırladıklarını, eserin dünya uygarlık tarihinin önemli bir parçasını tamamlayacağını belirten Genç, “Başkanımız Ekrem İmamoğlu, İstanbul’un her tarafındaki unutuluş eserleri şehre kazandırıyor. Cendere Sanat’a emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Sanatın ne olduğu anlaşılmazsa değerlerinin anlaşılması mümkün değil” diye konuştu.

“250’YE YAKIN ENDÜSTRİYEL MİRASTAN BİRİ DAHA KURTULDU”

Cendere Sanat hakkında bilgi veren İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ise 2019 yılında Başkan Ekrem İmamoğlu ile birlikte burayı gezdiklerini ve İmamoğlu’nun mekanın hızlı bir şekilde İstanbul’a kazandırılması talimatını verdiğini söyledi. Kurul izinlerinin ardından bir yılda tamamlayarak hizmete açtıklarını belirten Polat, İstanbul’daki 250’ye yakın endüstriyel miras yapılarından biri olan Cendere Hamidiye Pompa İstasyonu, Hasanpaşa Gazhanesi ile Beyazıt Troleybüs binasını İstanbullulara kazandırdıklarını, restorasyonunu yürüttükleri onlarca tarihi yapı olduğunu belirtti.

Burada 2005 yılında bir restorasyon çalışması yapıldığını, ancak burayı hiçbir zaman ‘Su Medeniyet Müzesi’ olarak hizmet vermeyen metruk bir halde bulduklarını belirten Polat, “Cendere Sanat’ı, ana sergi salonu, kütüphane ve Beltur Kafesi ve bahçesi ile sadece kültür sanat değil bir yaşam alanı olarak tasarladık” dedi.

Başkan İmamoğlu, konuşmaların ardından açılış kurdelesini sergiyi hazırlayan sanatçılara kestirdi. İmamoğlu, beraberindekilerle sergi alanını gezerek sanatçılardan eserleri hakkında bilgi aldı. 22 sanatçının hazırladığı su ve çevre konulu ‘Suyun Akışı’ sergisi, 20 Nisan 2023 tarihine kadar açık kalacak.

HAMİDİYE SULARI’NDAN SANAT MERKEZİNE

İstanbul’un tarihi sanayi yapılarından biri olan Cendere Hamidiye Pompa İstasyonu, Hamidiye Suları adını taşıyan ve 2. Abdülhamit döneminde inşa edilen şebekenin bileşenlerinden biri. Özgün durumunu büyük oranda koruyarak bugüne ulaşan az sayıdaki sanayi yapısından biri olan eser, 1902 yılında hizmet vermeye başladı.

Yapım süreci ve özellikleri ayrıntılı olarak bilinen Cendere Hamidiye Pompa İstasyonu, deniz seviyesinden 34 metre yükseklikte, içi ve dışı çimento harçlarıyla sıvanmış 2 su haznesinden ve bir pompa dairesinden oluşuyor. Pompa istasyonundan bugüne ulaşan ana binasında, iki kanatlı demir kapıdan girilen büyük bir salon ile bir yandan kazan dairesi ve kömür deposu, diğer yandan da müdür, amele odaları ve tamirhane bulunuyor.

İBB Miras, bulunduğu bölgede yüksek potansiyel taşıyan, ancak âtıl durumda bulunan ve uzun yıllardır kullanılamayan bu endüstri mirasını kentin kullanımına kazandırmak, çevresi ile birlikte tarihi değerini ve özgün mimari niteliklerini ortaya çıkarmak için projeyi hayata geçirdi. Tarihi binaların restorasyon uygulamaları ve tüm alanın çevre düzenlemesi çalışmalarına 2022 Nisan ayında başlanmıştı.

blank
blank
blank