Connect with us

Genel

Nadir Günday: Tamamen Sarıyer’e hizmet etmek için mücadele ediyoruz

Published

on

blank

Gazetemizin sorularını yanıtlayan Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı Nadir Günday, pandemi sürecini tüm karalama kampanyalarına rağmen iyi yönettiklerini ve Sarıyerlilerden de takdir aldıklarını söyledi.

Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı Nadir Günday, gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Çetin Ali Aytaç’ın sorularını yanıtladı. Günday, “Tamamen Sarıyer’e hizmet etmek için mücadele ediyoruz, çaba sarfediyoruz. Bununla da gurur duyuyoruz. Pandemi sürecinde tepki almadık. Ama çok teşekkür aldık. Gerçektende biz bu işi tam anlamıyla elimizden geldiğince başarılı bir şekilde yaptık. Halen de yapmaya devam ediyoruz. Vatandaşlarımızın takdiri, zaten bu süreci iyi yönettiğimizi gösteriyor. Bu süreçte sokaktaki dostlarımızı da yalnız bırakmadık. İki bin küsür noktada besleme çalışması yaptık.” diye belirtti.

İşte Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı Nadir Günday ile gerçekleştirdiğimiz röportajın tamamı:

Pandemi sürecinin en başından beri alanlardaydınız. İlk başlarda daha bilinmez bir hastalık olan koronavirüse karşı hiç korkunuz olmadı mı?

Başta Şükrü başkanımız olmak üzere, tüm ekibimizle birlikte sahadaydık. Buradan huzurunuzda pandemi süreci boyunca aralıksız çalışan ilaçlama ekibine, dezenfektan ekibine de çok teşekkür etmek istiyorum. Onlar dönem dönem evlerine gitmediler, ailelerinden uzak kaldılar. Burada Sarıyerliler hasta olmasın, koronavirüse yakalanmasın diye Sarıyer’in her noktasını dezenfekte ettiler. Şöyle belirteyim; Sarıyer’in her mahallesine nokta nokta girdik. Başta kamu kurumları olmak üzere, bölgemizdeki 97 camiyi, 114 tane okulu, 9 tane kiliseyi, 3 tane de cemevini bu süreçte rutin bir şekilde her gün dezenfekte ettik. Bölgemizdeki sağlık ocaklarını, eczaneleri, marketleri aklınıza gelecek her noktayı tek tek dezenfekte ettik. Ama daha sonra camiler, cemevleri ve okullar kapatıldıktan sonra cami ve cemevlerini sadece cenaze günleri dezenfekte ettik. Ve şu anda da dezenfekte çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Bu işi yapan arkadaşlarımız az öncede belirttiğim gibi, dönem dönem evlerine gidemediler. Hatta bir vatandaşımız bir gün Şükrü başkanımıza mesaj atıyor ve mesajında, “Sizin ilaçlama ekibindeki çocuklar yağmurla yarışıyor” diye söylüyor. O nedenle, tabi ki sosyal mesafemizi de koruyarak arkadaşlarımızla birlikte sahaya çıktık. Zaten onlar çıkınca, bizim de onların yanında yer almamız gerekir diye düşündük.

“KARALAMAK İÇİN ALGI YARATMAK İSTEDİLER, CİDDİ TEPKİ GÖRDÜLER”

Pandemi sürecinin ilk döneminde fazlasıyla karalama kampanyası oldu. “Yeterli derecede ilaçlama yapılmadı” gibi iddialar ortaya atıldı. Bu iddialarla ilgili neler söylemek istersiniz?

Bizim bölgemizde yaklaşık 1000 tane taksi var ve bu taksileri sürekli dezenfekte ettik. Yine minibüslerimizi de dezenfekte ettik. Hatta bu organizasyonu, dernek başkanlarıyla beraber organize ettik. Üç tane nokta var. O üç noktayı bazen her gün, bazen de günde iki kere dezenfekte ettiğimiz oldu. Mesela Sarıyer’den Baltalimanı’na çalışan minibüsümüz sabah Sarıyer’de dezenfekte edilmişse, öğleden sonra da Baltalimanı’nda ikinci kez dezenfekte edilmiştir. Çalışmalarımız, emeklerimiz ortadadır. Birileri bizi bu çalışmalarımıza rağmen karalamak istedi. Sokağa çıkma yasağının olduğu bir pazar günü Ak Parti, üç tane hastanenin önünde fotoğraf çektirdi. Baltalimanı Metin Sabancı Kemik Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstinye Devlet Hastanesi ve Sarıyer Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne Sultangazi Belediyesi’nden ekip getirerek fotoğraf çektirmişler. Zaten biz, sadece bir gün önce o hastaneleri dezenfekte etmiştik. Yaşanan bu olaydan sonra ben, ilçe başkanları Hüseyin Cevahiroğlu’nu aradım ve dedim ki, “Hüseyin bey, siz öncelikle kendi meclis üyelerinize haksızlık yapıyorsunuz. Sonuçta burası Sarıyer Belediyesi ve sizin de meclis üyeleriniz var. Sarıyer’de 37 tane meclis üyesi var. Biz de, Ak Partililer de aynı görevleri yapıyoruz. Hem biz sistem olarak başkanımızın da dediği gibi, üç ay partiliyiz. Sonrasında ise yani seçimi aldıktan sonra tarafsızız. Tamamen Sarıyer’e hizmet etmek için mücadele ediyoruz, çaba sarfediyoruz. Bununla da gurur duyuyoruz. Sayın Cevahiroğlu da, benim onu aramamın ardından, aleyhimize yaptırdığı haberden sonra bir düzeltme haberi yaptırdı. Aslında bunun ilki Şişli ile başlamıştı. Daha sonra Sarıyer ile devam etti ve en son olarak Küçükçekmece’de de benzer durumlar yaşandı. Siz de haber yapmıştınız. Yani CHP’li belediyeleri karalamak için bir algı yaratmak istediler. Ancak yaratmak istedikleri bu algının doğru olmadığı anlaşılınca, ciddi anlamda tepki gördüler. Hem kendi meclis üyelerine, hem de emekçi arkadaşlarımıza da haksızlık yapmış oldular. Gerçi özür dilemediler; ama bir düzeltme yaptırdılar.

Sarıyer’in birçok noktası, koronavirüs süreci başladığından bu yana Sarıyer Belediyesi tarafından dezenfekte edildi. Bu süreçte çalışmalarınızı nasıl planladığınızı ve nasıl ilerlediğinizi bize anlatır mısınız?

Önceliğimiz, toplumun yoğun olduğu bölgeler oldu. İşte camiler, okullar, kiliseler, cemevleri, kamu kurumları, kargo şirketleri, marketler, eczaneler gibi yoğun olan yerler hep önceliğimiz oldu ve bu bölgeleri halen sıkça dezenfekte etmeye devam ediyoruz.

“VATANDAŞLARIMIZ BİZLERİ TAKDİR EDİYOR”

Pandemi sürecini iyi yönettiğinizi söyleyebilir misiniz?

Bu süreçte tepki almadık. Ama çok teşekkür aldık. Gerçektende biz bu işi tam anlamıyla elimizden geldiğince başarılı bir şekilde yaptık. Halen de yapmaya devam ediyoruz. Bir örnek verecek olursak; ben İstanbul’da yaklaşık 20 belediyeyi araştırdım. Diğer belediyelerdeki sistem şöyle; eğer bir covid vakası varsa İlçe Sağlık Müdürlüğü aranıyor. Arandıktan sonra o ilçenin belediyesine adres veriliyor ve belediye o adrese gidip dezenfekte ediyor. Ama biz Sarıyer olarak tam bir yıldır hiç durmadık. Aynı noktaları defalarca dezenfekte ettik. Belki ufak tefek eksikliklerimiz olmuştur. Ancak Sarıyerli vatandaşlarımız yaptığımız çalışmaları gördü ve görmeye devam ediyor. Karşılığında da bizleri takdir ediyor. Vatandaşlarımızın takdiri, zaten bu süreci iyi yönettiğimizi gösteriyor.

O zaman sosyal medyada oluşan bazı tepkilerin tamamen algı yaratma amaçlı yapıldığını söyleyebilir misiniz?

Şükrü başkanımıza birisi Whatsapp üzerinden bir mesaj atmıştı. Mesajda, “Hep zenginlerin bulunduğu bölgeleri dezenfekte ediyorsunuz. Gecekonduların bulunduğu bölgeleri neden dezenfekte etmiyorsunuz.” demişti. Bu mesajı atan vatandaşımız da, Cumhuriyet Mahallesi’nde oturuyor. Halbuki biz Cumhuriyet Mahallesi’ni bir gün önce dezenfekte etmiştik. Biz bu mesajı görünce, ertesi gün muhtarı da yanımıza alıp tekrar mahalleye gittik. Zaten biz bölgeye girerken mahallenin muhtarını, meclis üyesini yanımıza alarak çalışmayı gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmada hiç parti ayrımı da yapmadık. Ak Partili arkadaşlarımıza da haber verdik ve mahallelerine gideceğimizi bir gün önceden haber verdik. “Bize eşlik eder misiniz” diye de sorduk. Dönem dönem de katkı sunanlar oldu. Bizlerle beraber mahallelere girenler, çalışmalara destek olanlar oldu. O az önce bahsettiğim olay da şöyle oldu; tekrar aynı noktayı dezenfekte ettiğimizde ben gidip ağabeylerinin evde olup olmadığını sordum ve evde olduğu cevabını alınca, ağabeylerinin yaptığımız bu dezenfekte çalışmasını görmediğini ve bu çalışmayı yapmadığımızı söyleyebileceğini söyledim. Söylediğim vatandaşımız ise “Haklısınız, ben dün evde yoktum. Dün dezenfekte çalışması yapmışsınız.” cevabını verdi. Yani şunu belirtmek gerekir ki, sokağa çıkma yasağının olduğu, yani pandeminin ilk dönemlerinde insanlarımız bırakın sokağı, apartmanlarında kapılarının önüne bile çıkmıyordu. Ortak alanları dezenfekte ettiğimiz zaman da, bu çalışmamızı görmüyorlardı. Sonrasında da gelmediğimizi düşünüyorlardı. Ama bu algıyı tamamen kırdık.

Pandemi sürecinde sokaktaki dostlarımızın hep yanında oldunuz. Özellikle sokağa çıkma kısıtlamalarında sokak hayvanlarını hiç ihmal etmediniz. Bize bu süreci biraz anlatır mısınız?

Sarıyer’de daha önce 25 noktada mamamatiğimiz vardı. 30 küsür noktada da besleme noktalarımız bulunmaktaydı. Biz bunu pandemi sürecinde 55 noktaya çıkardık ve hedefimizin 100 olduğunu da belirtmek isterim. Sarıyerlilerin daha görmediği, ormanlık alanda sokaktaki dostlarımızla iletişime geçtiğimiz, onları beslediğimiz birçok noktamız bulunmaktadır. Dört tane ekibimiz her gün farklı noktalara giderek beslemeleri gerçekleştiriyor. Hatta biz her gün sularını bile değiştiriyoruz. Sizler de zaten yaptığımız çalışmaları takip ediyorsunuz. Geçtiğimiz haftalarda etkili olan yoğun kar yağışında 12 tane yavru köpek gördük. Ve arkadaşlarımız her gün evlerinde pişirdikleri etleri tavukları, yumurtaları bu sokaktaki dostlarımıza götürdü. Şimdi ise onlar büyüdü. Hatta bir gün beraber yanlarına gideriz. O 12 yavrunun bir tanesi bana geldi. Biz aslında normalde iki bin küsür noktaya çıktık. Bu durum, pandemi sürecinde yasaklardan ötürü bazı insanlarımızın ekonomik gelirleri düşünce, gönüllü olarak besledikleri sokak hayvanlarımızı besleyemez duruma gelmelerinden sonra oldu. Bu sebeple de bizden yardım istediler. Bizlerde Sarıyer Belediyesi olarak her noktaya girdik. Onlara sürekli yardımcı olduk. Ve onlarda kendi beslemelerini yapmaya devam ettiler. Aslında gözden kaçan da bir şey var. Bu sokağa çıkma yasaklarının olduğu dönemde vatandaşın görmediği; ama bizim gördüğümüz martı ve güvercinlerimiz vardı. Biz onlara da sürekli yem alıyorduk ve fırıncılarımızda sağolsunlar bayat ekmekleri bize veriyorlardı. Bizler de, onları kuşlara veriyorduk.

Bazı vatandaşlar, sokaktaki köpeklerin kendilerine saldırdığını söylüyor. Bu konuyla ilgili şikayetlerde bulunanlar da var. Sokaktaki dostlarımızla ilgili önümüzdeki süreçte bir çalışmanız bulunmakta mıdır?

Sokaktaki köpeklerin insanlara saldırmasının iki tane nedeni vardır: Bir tanesi, maalesef ki diğer bölgelerden ilçemize çok fazla sokak köpeği gönderilmektedir. Şu an İstanbul’da da en çok sokak köpeği bulunan ilçeyiz. Aylık ortalama 1200 civarı kedi ve köpeğe bakıyoruz. Kısırlaştırılma, aşılanma ve küpelenme çalışmaları yapılıyor. Ancak çok fazla dışardan köpek geldiği için, köpeklerinde kendi aralarında bir lider oluşturma durumları olduğundan zaman zaman insanlara saldırabiliyorlar. Bir diğer durum da, geçenlerde Büyükdere’de bir köpek yemek yerken vatandaşımız onu sevmek istedi. O sırada da köpek, vatandaşımızı ısırdı. Neyse ki çok önemli bir şey olmadı. Biz de köpeği aldık ve bakmaya başladık. Daha sonra tekrar yaşadığı konuma bırakacağız. Hayvanseverlerin bu konuda içi oldukça rahat olsun. Bu sokaktaki dostlarımızın hepsi aşılı olduğu için vatandaşlarımızın da içi rahat olsun. Ama unutmayalım ki, sokaklar onların yaşam alanıdır. Buna da saygı duymamız gerekir.

Birçok hayvansever Kısırkaya’daki barınaktan uzun yıllardır şikayetçi olduğunu söylüyor. Sokak hayvanlarına iyi bakılmadığı yönünde iddialar var. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Bu iddialar doğru değildir. Hatta bir gün beraber gidip oradan haber yapmamız da daha doğru olur. Orada bulunan sokak hayvanlarımızın bakımlarının nasıl iyi yapıldığını görseler, bu konudaki düşünceleri tamamen değişir.

Koronavirüs salgınında yeniden artışın olduğu belirtiliyor. Kafe ve restoran gibi mekanların yeniden açıldığı ortamda yeni bir önlem almayı düşünüyor musunuz?

Tabi ki. Sayın Cumhurbaşkanı kafe ve restoranların yeniden açılacağını beyan edince, biz hemen bölgemizdeki kafeteryaları, restoranları, lokantaları dezenfekte etmeye başladık. Berberleri, kuaförleri zaten dezenfekte ediyorduk. Bu çalışmalarımıza da daha bir hız verdik.

Amatör spor branşları, koronavirüs sürecinde en büyük zarar gören sektörlerden biri oldu. Sarıyer’deki amatör spor kulüpleriyle ilgili bir çalışmanız var mıdır?

Sarıyer’deki amatör spor kulüplerimize zaman zaman yardımcı oluyoruz. Önümüzdeki Nisan ayında da tekrar yardımcı olacağız.