Sarıyer’de afetlere hazırlık çalışması

Afetler insanlık tarihi kadar eski bir olgudur.  Başta deprem olmak üzere pek çok doğal afetin her an yaşanabileceği ve riskin yüksek olduğu bilinciyle çalışmalarını yürüten Sarıyer Belediyesi’nde Psikososyal Destek Hizmet Grubu kuruldu. 26 kişinin görev aldığı grupta ilk eğitim BKSM’de gerçekleşti.

Hem dünya hem de ülkemiz artık doğal afet meydana geldikten sonra ne yapabiliriz sorusunun ötesinde doğal afet öncesinde nasıl önlemler almalıyız konusuna odaklandı. Bu konuda belli bir bilinç oluşturmayı amaçlayan Sarıyer Belediyesi, İstanbul Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile ortak bir çalışmaya imza attı. Belediye bünyesinde farklı müdürlüklerde psikososyal destek konusunda görev yapan kişiler belirlenerek bir grup oluşturuldu. Toplamda 26 kişinin görev yaptığı Psikososyal Destek Hizmet Grubu’nda lojistik ve operasyon ekipleri adı altında psikososyal müdahale ekipleri, çalışan destek ekipleri ve sosyal iyileştirme ekipleri yer alıyor.

SADECE PSİKOLOJİK DESTEK DEĞİL

Dört kişilik ekiplerden oluşan Psikososyal Destek Hizmet Grubu’na ilk eğitim Boğaziçi Kültür ve Sanat Merkezi’nde verildi. Uzman Psikolog Yeter Kutlu tarafından verilen Afet ve Acil Durumlarda Psikososyal Destek Hizmeti eğitiminde; Türkiye’de afet yönetimi, travma, psikolojik ilk yardım, psikososyal müdahale araçları ve uzaktan psikolojik destek konularına dikkat çekildi. Psikososyal desteğin sadece psikolojik destek olmadığını söyleyen uzman psikolog Kutlu, psikososyal desteğin iyilik halini tetikleyerek ortaya çıkan eylemler olduğunu söyledi.

PSİKOSOSYAL DESTEK HİZMETİ NEDİR?

Psikososyal destek hizmeti, afet sonrası yapılan iyileştirme faaliyetlerinde yer alan sosyal hizmet alanlarından biridir. “Psikososyal” terimi birbirini etkileyen bir ilişkiler zinciri içinde bulunan bireysel psikoloji ve sosyal durumu ifade eder. Psikososyal destek, iyileştirme sürecinde kişileri rahatlatmak, yönlendirmek, olumsuzluklarla başa çıkma yöntemlerini öğretmekle toplumun kendi normaline dönmesine yardımcı olur. Böylelikle bireylerin değişen koşullar sonucu artan gerilimlerinin azaltılmasında ve sosyal huzurun sağlanmasına da katkıda bulunur.