Genel
Şükrü Genç: “Biz Bu Seçimi Açık Ara Alacağız”
Published
6 yıl agoon
Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Çetin Ali Aytaç’ın sorularını yanıtlayan Sarıyer Belediye Başkanı ve Adayı Şükrü Genç, “Bizim belediyemiz, Türkiye’nin en başarılı belediyelerindendir. Biz bu seçimi açık ara alacağız. Bu havayı sahada da insanlarımızdan görüyorum.” diye konuştu.
İşte 31 Mart yerel seçimleri öncesinde Sarıyer Belediye Başkanı ve Adayı Şükrü Genç ile gerçekleştirdiğimiz çok özel röportajın tamamı:
– Seçim çalışmalarınız nasıl gidiyor? 2009’daki ve 2014’teki havanın devam ettiğini söyleyebilir misiniz?
Hava gayet iyi. Buradaki en büyük gayretimiz, Sarıyer’deki seçim havasının büyükşehire yansımasıdır. En büyük gayemiz odur. Çünkü büyükşehir, hem ülke için, hem de Sarıyer için çok büyük önem arz etmektedir. Bugüne kadar ki 10 yıllık yapılan çalışmaların devamlılığını da getirebilmek adına, bu anlamda sorumluluğumuz çok daha fazladır. Ve bütün arkadaşlarımızda bunun bilinci içindelerdir. Aslolan, bunun devam ettirilebilmesidir.
”OLMAYAN BİR BELEDİYE YARATILDI”
– 2009’dan bu yana Sarıyer’de neler değişti? Sarıyer, Cumhuriyet Halk Partili belediyenin farkını yaşadı mı?
Tabi ki. Olmayan bir belediye yaratıldı. Yeni bir kurum yaratıldı ve bu kurum, sadece Sarıyer’de farkedilmedi. Bizim belediyemiz, Türkiye’nin en başarılı belediyelerinden biridir. Özellikle de, bunun alana yansımasını çok net görebiliyoruz. Parti içinde kabulünü görüyoruz. Sarıyer civarındaki tüm her yerde partili, partisiz, Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy veren, vermeyen herkes tarafından bu durum çok net görülüyor ve farkediliyor ki, Sarıyer çok yeni bir yapı ile buluştu. Bunu artık belli bir sisteme, devamlılığının getirilebilir hale dönüştürülmesi lazımdır. Bununla ilgili de, ufak tefek dokunmalar gerekiyor. Şimdi özellikle bu dönemde, bunlara çok daha fazla ağırlık vereceğiz. Yani bütün toplantılarda da anlattığım gibi, Sarıyer’de kalıcı bir yapı oluşturmayı sağlamak lazım.
”ÜÇ TANE, BEŞ TANE GAZETE SATIN ALARAK YAZDIRDIKLARININ HİÇBİR ÖNEMİ YOK”
– 2014 yılında olduğu gibi, yine bir seçim döneminde aleyhinizde birçok karalama kampanyası yapılmaktadır. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
Ya bu durum, karşı tarafın siyaset yapma, politika yapma anlayışını yansıtan bir durumdur. Onların projelerle yarışalım gibi bir durumları yoktur. Ben hep şu örneği veririm; “İki kör aynı kaptan yemek yiyor. Biri öbürüne diyor ki, ikişer ikişer yeme. O normal yemeğine devam ediyor. Diğeri ise ikişer ikişer yeme diye devam ediyor ve en sonunda ikişer ikişer yiyen diyor ki, ‘Sen benim ikişer ikişer yediğimi nerden biliyorsun. Sende benim gibi körsün.’ O da, ‘Kendimden biliyorum’ diyor. Şimdi bu kişilerin karşı taraftakini karalaması, bunların yaşam biçimi olmuştur. Ve kendini o şekilde kabul ettirmek, baskı altında tutmak, engellemek, öyle bir gergin ortam yaratmak onların işleridir. Yani, bugüne kadar yapmış oldukları tüm şeylerle de, bunları yapmaya çalışıyorlar. Biz artık bunların ne yapmak istediğini öğrendik. Dolayısıyla da, arkadaşlarda daha bir ısrarkar oluyoruz. Bizi provoke etmeye çalışıyorlar. Bizlerde zaman zaman o provokasyonlara geliyoruz. Gelmemek lazım. İşimize bakmak lazım. Ve ben zaten bütün arkadaşlarımıza aynısını söylüyorum. Çünkü herşeyi söyleyeceklerdir. 2009’daki belediyenin yapısı ortadadır. Şu andaki belediyemizin geldiği yapı da, ortadadır. Tüm yapılanlar, hizmetler hepsi ortadadır. Ve onların yaratmaya çalıştığı hortum, seçime beş kala olunca tutmuyor. Biz, bugüne kadar yüzlerce müfettiş tarafından incelendik, araştırıldık. Bunlardan bugüne kadar alnımızın akıyla çıkmışsak, onların üç tane beş tane gazete satın alarak yazdırdıkları yazıların çok bir önemi yoktur. Ama bir taraftan da, insanı rencide edecek türden şeyler yapıyorlar. Alanda da, teknolojinin vermiş olduğu bu etkiyle insanlar yanlış kullanmaya başlayınca, esas orada işte sizin hakkınızda hiçbir şey bilmeyen insanların edindiği izlenim kötü oluyor. Mesela bununla zaman zaman karşılaşıyorum. Arkadaşın biri diyor ki bana, ‘Ya başkanım, ben sizinle ilgili bir yazı yazdım.’ Tanıyor musun beni diyorum, ‘Tanımıyorum’ diyor. Niye yazdın diyorum, ‘Ya paylaşım olduğu için yazdım. Çok özür dilerim’ diyor. Şimdi bu tür şeyler oluyor. İnanılmaz bir saptırma var. İşin en acı tarafı da, ‘Ya benle olacaksın, ya da yaşama hakkın yok’ düşüncesiyle her kesime inanılmaz bir baskı yaratılmasıdır. Bunu alanda da çok net görüyoruz ki, bu doğru olan bir şey değildir.
– Yeni dönemde Sarıyer’i ayağa kaldıracak en büyük projeniz nedir?
Bizim 10 yıldır ısrarla söylediğimiz temel projemiz; birlik beraberliği, dayanışmayı, barışı, huzuru temin etmek konusundaki çalışmalarımızdır. Onla ilgili de, ciddi projelerimiz vardır. Yine çok önemli ve hemen hayata geçirmek istediğimiz, bitmekte olan projelerimiz vardır. Ancak önem arz eden başka bir durum var ki, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum şu anda çok önemlidir. Ülkemizdeki tüm herşeye, yatırımlarımıza ekonomi karar verecektir. Mesela belediye gelirleri çok ciddi bir şekilde düştü. Aynı oranlar düşük şekilde devam ederse, bizi zorlayan şeylerde olur tabi. Sonuç itibari ile de, bizim herşeyimiz bellidir. Planlı çalıştığımız için bir aksamaya şartlar normal gittiği takdirde rastlamayacağız; ama dediğim gibi, ekonomik kriz daha da derinleşerek devam ederse o zaman hep birlikte yaşamda kalma mücadelesi vermek zorunda olacağız. Yani sadece belediyeler değil, herkes vermek zorundadır. Ve o zamanda bakalım neler olacak, hepimiz göreceğiz.
İmar barışının seçim sonuçlarına hem Sarıyer, hem de İstanbul bazında etkili olacağını söyleyebilir misiniz?
Ya mutlaka olacaktır. Bunlar onu zaten seçim için çıkarttılar. Haziran seçimlerinde de onun karşılığını aldılar. Ancak zaman geçtikçe herşey çok net ortaya çıkıyor. Çünkü imar barışının faydalı olduğu yerler var. Hiçbir şekilde faydalı olmadığı yerler de var. İnsanlara yanlış anlatıldığı için de, gereksiz şeyler var. Bunları da göz önünde bulundurduğumuzda, biz her bir noktaya, her bir mahalleye kendi mahallelerinin kendi özelliklerine göre bunu anlattık. Seçimlere yansımasına gelince, belirli oranda insanlar sorunların çözüleceğini düşünüyordu; ama o giderek kırılıyor. Yani insanlar, öyle bir şey olmadığını giderek öğreniyor. Hatta insanlar, yatırılan paraların ‘Bunu niye yatırdık’ şeklinde ahında vahındalar.
”BU DÖNEM KÜSKÜNLÜK DÖNEMİ DEĞİLDİR”
Sarıyer’de bazı küskün seçmenlerin olduğu söyleniyor. Onlara buradan bir mesaj yollamak ister misiniz?
Biraz önce konuşmamda da söylediğim gibi, bu dönem küskünlük dönemi değildir. Aklımızı başımıza almalıyız. Hele böyle çok önemli bir süreçler öncesinde gündeme getirmek yerine, normal zamanda insanlar biraz daha fazla gayret sarfetmelidir. Problemleri, o süreç içerisinde çözmek lazım. Hem çözümü kolay, hem önlem alınması, ne yapılması kolaydır. O zaman samimiyet daha fazladır. Durup dururken ortaya çıkarılması doğru değildir. Zaten partiye olan küskünlüğü böyle bir dönemde anlayamıyorum. Küsülmesi gerekilen ve de tavır alınması gerekilen, mevcut yapıdır, iktidardır. Parti burada seçim kazanmak, Cumhurbaşkanlığı seçimini almak istemez mi! Belediyelerin tamamını almak istemez mi, ister. Ama şartlar öyle bir noktaya geldi ki, biraz önce söylediğim gibi insan, içinde bulunduğu bir durumda hata varsa, önce kendisini sorgulamalıdır. Ancak hiç kimse kendisini sorgulamıyor. İşin acı tarafıda budur. Kendimizi sorgulayalım; ama yine de, yapıya küserek, sistemin tıkanmasına sebep olacak tavır ve davranışlara gerek yok. Önce kendimizi sorgulayacağız ve sonucu nasıl çözmemiz gerektiği yoluna gideceğiz. Onun için, bana göre bütün arkadaşlarımız aklı başında insanlardır. Bunlar çocuk değil ki, düşündüğünde hemen karar verebilecek arkadaşlardır. Bunlar, bu topluma da, bu yapıya da önderlik yapmış insanlardır. Sıradan insanlar değillerdir. 2009’da Sarıyer bir tarih yazarak seçim aldı. Kimsenin beklemediği bir şekilde, Sarıyer gibi bir yerde seçimi aldık. Ondan sonra, elimizden geldiğince çok yoğun bir tempoyla çalışarak olayı götürmeye çalışıyoruz. Düşünün ki, bu iş belirli bir sistemle, herkesin çok daha güçlü dayanışması ile olsa buradan çok daha farklı boyutlara, çok daha farklı bir şekilde yansır.
24 Haziran seçimleri öncesinde belirli ittifaklar kuruldu. Yerel seçimler öncesinde de, bu ittifaklara devam edildi. 31 Mart öncesi, Sarıyer’de nasıl bir tablo öngörüyorsunuz?
Biz bu seçimi açık ara alacağız. Sahada da bu havayı insanlarımızdan görüyorum. Bir de, insanlarımızda anlamlı bir suskunluk var. Ve ben İstanbul’dan da, diğer bölgelerden de çok umutluyum.