Connect with us

Genel

Hasan Saim Öztürk: Adalet ve insan hakları karnemiz

Published

on

blank

Ortaöğretimde öğrenciyken hepimizi yıl ortası ve yıl sonunda bir karne heyecanı sarardı. Acaba sınıfı geçebilecek miyiz ya da notlarımız nasıl diye… Oraları geçtik, hayata atıldık ve başka engellerle, yarışlarla karşılaştık. Zamanla alıştık ve adapte olduk. Çoğu zaman haksızlıklarla karşılaştık, onları aştık ya da yön değiştirdik. Bu defa başka bir karneden bahsetmek istiyorum sizlere… İnsan hakları karnemizden…

***

Ne yazık ki bu konudaki karnemiz kırıklarla dolu. Avrupa kıtasında yer alan devlet yönetimleri ve toplulukları arasında İNSAN HAKLARI karnesinde en çok kırığı olan ülke Rusya ve ondan sonra gelen ülkede Türkiye. Peki, bunun nedenleri arasında neler var, ona bir göz atalım… Maalesef ADALETİN işlemediği yerini bulmadığı toplumlarda insan haklarından bahsetmek abesle iştigal ya da çenemizi yormaktan başka bir işe yaramıyor. Neredeyse her adaletsizlik bir insan hakkı
ihlali doğuruyor. Adaleti sağlayamadığınız sürece insan hakları ihlalleri sürüp gidiyor.

***

İnsan hakları karnemizin kırıklarla dolu oluşu Dünya Milletler Topluluğu arasındaki yerimizi ve saygınlığımızı belirler.
Ekonomiden tutun kültürel ilişkiler, turizm gibi pek çok konuda saygınlığımızın kalitesinde belirleyici olur. Üçüncü sınıf bir ülke maalesef uluslararası camiada haklı tezlerini bile savunmakta zorlanır, kaybeder duruma gelir ve inandırıcılıktan uzaklaşır. Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün çok önem verdiği uluslararası saygınlığımızı
zedeler ve bizi çağdaş toplum olmaktan uzaklaştırır.

***

Maalesef lafla peynir gemisi yürümüyor. İnsan Haklarını tesis etmek hukuk ve adaletle iş gören yönetimlerin işidir. Önce imzaladığınız sözleşmelere ve kendi yasalarınıza uymalısınız, mahkeme kararlarını yerine getirmelisiniz, bağımsız yargıyı oluşturup onu siyasi otoritenin etkisinden uzak tutmalısınız. Bunun için yasamayı etkili kılıp, hukukla denetim mekanizmalarını açık tutmalı ve iktidarda kalabilmek için hukuksuz yollara sapmamalısınız. Bu arada AİHM’nin Demirtaş ve Kavala davalarıyla ilgili hak ihlali tespitleri ve kararların uygulanmaması, ülke yönetimini bir çıkmaza doğru sürüklemektedir.

***

Bu gün için bağımsız yargının uluslararası kriterlere göre ölçütleri bellidir. Birleşmiş Milletler Bangolor yargı etiği ilkeleri, AB Venedik Komisyonu kriterleri ve AİHM kararları bu konuya açıklık getirmektedir. Bu nedenle bizim kendi kendimize anlattığımız masalların bize hiçbir faydası olmaz ve üstelik zaman kaybettirip enerjimizi boşa çıkaran bir durum oluşturur. Galiba yapılan eksik ve yanlış uygulamaların amacı da bu…