Hasan Saim Öztürk: Adamın biri hikayeleri…

Eskiden çok anlatılırdı adamın biri hikayeleri… Şimdilerde çok olağan oldu, bu adamın biri hikayeleri… Birkaç tanesini anlatayım isterseniz…

***

Adamın biri doktora gitmiş, gidiş o gidiş. Bir daha haber alınamamış. Adamın biri binlerce kilometre uzakta YARASA yemiş, Amerika’dakiler ölmeye başlamış. Adamın biri Amerika’da Dolar basmış, birden bütün dünya dolarla iş yapmaya kalkmış, sonunda bizim gibi garibanlar batmış. Adamın biri günün birinde ülkesinde iktidara gelmiş, tek adammış, hiç gitmemek için kendisini yırtmış, insanları ayrıştırmış, Yahudilere soykırım yapmış, ülkesini savaşa ve felaketlere sürüklemiş (HİTLER), adamın birinin sümükleri akarmış, koca koca devlet adamları onun elini yalamak ve abdest suyunu şifa diye içmek, mendilini kapmak için sıraya girermiş…

***

Meğerse o emperyalizmin maşasıymış. Gördüğünüz gibi adamın biri hikayeleri saymakla bitmez. Buna memleketin birinde fıkralarını da ekleyebilirsiniz. Mesela memleketin birinde işbaşına gelenler fırıldak çevirip, memleketi soyup soğana çevirmişler, borç alıp halkın geleceğini ipotek altına almışlar, alınan borçları taşa toprağa gömmüşler, yandaşlar, çimento demir tüccarları zengin olmuş, ne var ne yok satılmış, har vurup harman savrulmuş, sonra da halktan yardım istenmiş.

***

Halbuki halk yokluktan sadaka peşindeymiş; ama hep nurlu ufuklar masalı anlatılırmış o memlekette…

***

Memleketin birinde en sonunda ne olmuş biliyor musunuz; halk bir gün uyanmış, sandığa gitmiş ve kendi iktidarını kurmuş, kendisini soyanları kovalamış, masal anlatıp göz boyamakta olanlardan, yamuk yapanlardan hesap sormuş, adalet çalışmaya başlamış, kendileri, çocukları iş ve aş bulmuş, yoksulluktan kurtulmuşlar ve insanlar bir daha o memlekette hiç uyumamış, hep nöbet tutmuş yine hırsızlar gelip iktidarı çalmasınlar diye…

***

Allah bizi o memleketlerden birine benzetmesin. Bizimde biraz aklımızı başımıza getirsin ve hikaye burada bitsin…