Hasan Saim Öztürk: Doğru tedavi için doğru teşhis

Türk toplumu son yirmi yılda içine düştüğü labirentten nasıl kurtulur ve nasıl yeniden geleceğe umutla bakar sorusu her an aklımızda… Doğru tedavi için doğru teşhis şarttır ve tedavi yöntemi de bilime ve akla uygun olmalıdır. Büyük Önderimizin Emperyalizme kafa tutarak ve onları yenerek kurduğu Cumhuriyet rotasından iç ve dış güçlerin işbirliği sonucu saptırılmıştır. Aslında işbirlikçiler, dış güçlerden şikayetçi gözüküp halkı aldatmaktadırlar.

***

Siyasetin ülkeyi getirdiği bugünkü durum, siyaset kurumuna olan güveni inanılmaz boyutta sarsmıştır. Halkın önemli bir kısmı günümüzde aldatılmanın şokuyla kime inanacağına şaşırmıştır. Her alanda yaşanan bozulma, yozlaşma, çürüme ve çözülme halkın devlete ve yönetenlere olan inancını yerle bir etmiştir. Bundan halkın özgüveni de büyük zararlar görmüştür. Halk fakirlesmiş, varlıklarını yitirmiştir.

***

Kamusal kaynakların sistemli bir şekilde yağmalanması, mafya ve kara para aklama hikayeleri, ahlaki sapmalar, yalanlarla kamuoyunu aldatma girişimleri iflasın önemli göstergelerindendir. Bütün bu olumsuzlukların bertaraf edilerek Cumhuriyetin ve toplumsal düzenin rayına oturması, Cumhuriyeti ve demokrasiyi sahiplenen tüm ulusal güçlerin siyasi ve dünya görüşü ne olursa olsun namuslu insanların dayanışmasına, özverisine ve güç birliğine kalmıştır.

***

Son Kurtuluş Savaşı’na baktığımızda Türk Ulusunun tarihsel köklerinin, devlet kurma geleneğinin, örgütlenme yeteneğinin, becerisinin ve azminin buna çok elverişli olduğunu görüyoruz. Üretim ilişkilerini düzeltmek ve emperyalizmin yeni düzeni ve tuzağı olan küresel sermayenin etkisinden kurtulmak, siyasal bağımsızlığın elde edilmesi için ilk koşuldur. Sermayeden değil, halktan ve emekten yana bir yönetim anlayışını hakim kılmak için tüm varlığını ortaya koymalıdır Cumhuriyetçiler… Aksi halde son dönemeçteyiz ve her tarafımız uçurum değerli  okurlar…