Connect with us

Kültür

RİCKY MARTİN İLE ÖNAL’IN MUHTEŞEM DÜETİ

Published

on

blank

Latin pop yıldızı Ricky Martin, önceki akşam Antalya’da konser verdi. Gecenin sürprizi ise Ricky Martin ile Ayşe Hatun Önal’ın “Adios” şarkısına yaptığı düet oldu.

Antalya’da sahneye çıkan Ricky Martin, Türkiye’nin kariyerinde önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Porto Rikolu şarkıcı, “Birkaç ay önce bana bazı kişiler ‘Ricky Türkiye’ye gidiyorsun. Bu çok tehlikeli’ dedi. Ben Türkiye’yi çok seviyorum ve buraya bir daha bir daha geldim.” dedi.

Konserin sürprizi ise Ricky Martin’in ‘Adios’ (Güle Güle) şarkısına Ayşe Hatun Önal ile düet yapması oldu. İkili şarkıyı, Ricky Martin’in geçen yıl çıkardığı ‘A QuienQuiera Escuchar-Turkish Edition’ albümü için seslendirmişti. Martin şarkıyı İngilizce seslendirirken, Ayşe Hatun Önal da Türkçe söyledi. Düet, izleyenlerden büyük alkış aldı.

Ayşe Hatun Önal, “Olağanüstü bir sahneydi. Çok heyecanlandım ama Ricky Martin’in insanı rahatlatan bir enerjisi var.” dedi. Ayrıca konser öncesi hazırlık provalarını da sosyal medyadan paylaştı.

Click to comment

Bir Cevap Yazın

Genel

İBB’nin “Genç Üniversiteli Desteği” için başvurular başladı

Published

on

blank

İBB’nin ‘Genç Üniversiteli Desteği’ projesinde öğrencilere geri ödemesiz olarak verilecek 6000 TL’lik eğitim desteği için başvurular başladı. Destekten faydalanmak isteyen öğrenciler, 20 Ekim tarihine kadar İBB’nin “İstanbul Senin” mobil uygulaması üzerinden başvuru yapılabilir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi “Genç Üniversiteli Desteği” projesi kapsamında üniversite öğrencilerini ekonomik anlamda desteklemek için 75 bin öğrenciye 6000 TL’lik eğitim yardımında bulunuyor.

Başvurmak isteyen öğrencilerin kendisinin ya da ailesinin İstanbul’da ikamet etmesi, devlet ya da vakıf/özel üniversitelerinde yüzde 100 burslu okuması gerekiyor. Ara sınıf ve son sınıf öğrencilerinin de yılsonu başarı notunun 100 üzerinden en az 53 ya da 4 üzerinden 2,00 olması da istenen kriterler arasında yer alıyor.

“İSTANBUL SENİN” ÜZERİNDEN BAŞVURULACAK

Destekten faydalanmak isteyen öğrencilerin İBB’nin “İstanbul Senin” uygulamasını indirerek, uygulama üzerinden başvuru yapması gerekiyor. Proje ve kriterler hakkında detaylı bilgiler de “İstanbul Senin” mobil uygulamasında yer alıyor. 26 Eylül’de başlayan başvurular 20 Ekim tarihine sonlanacak.

“Genç Üniversiteli Desteği” projesi kapsamında sağlanan destekler geri ödemesiz ve faizsiz olarak veriliyor. “Genç Üniversiteli Desteği” kapsamında, projenin yapıldığı ilk dönem olan 2019-2020 eğitim öğretim döneminde 29 bin 423 öğrenciye destek sağlandı. 2020-2021 eğitim öğretim döneminde 33 bin 763 öğrenciye, 2021-2022 eğitim-öğretim döneminde 51 bin 992 öğrenciye destek verildi. 2022-2023 eğitim-öğretim döneminde ise 75 bin öğrenciye 4 bin 500 TL geri ödemesiz eğitim yardımı sağlandı.

Genç Üniversiteli Başvuru Genel Şartları

    • T.C. vatandaşı olmak
    • Öğrencinin kendisinin veya ailesinin/anne-baba vefat durumunda yakınının İstanbul’da ikamet etmesi
    • Ön lisans, Lisans, Yüksek Lisans veya Doktora öğrencisi olmak
      • Ön lisans – Lisans Öğrencileri için üst yaş sınırı 30
      • Yüksek Lisans – Doktora Öğrencileri için üst yaş sınırı 40
    • Normal öğrenim süresinin içinde eğitimine devam ediyor olmak
    • Devlet üniversitesinde okuyor olmak veya Vakıf / Özel üniversitede yüzde yüz burslu okuyor olmak
    • Ara sınıf ve son sınıf öğrencileri için yılsonu başarı notunun en az 100 üzerinden 53 ya da 4 üzerinden 2,00 olması
    • Gelir durumu açısından maddi desteğe ihtiyacı olmak

 

Genç Üniversiteli İstenilen Evraklar

    • Sabıka kaydı almadığına dair belge
    • Disiplin cezası almadığına dair belge
    • Aile Vukuatlı Nüfus kayıt örneği belgesi
    • Öğrenci belgesi
    • Transkript belgesi
    • Vakıf/özel okullarda okuyan öğrenciler için %100 bursluluk belgesi
    • Ailenin maddi durumunu gösteren belgeler (Gelir belgesi, Maaş bordrosu vb.)
    • Varsa kendisinin ya da aile bireylerinin engelli raporu fotokopisi
    • Varsa okuyan kardeşleri gösteren belgeler
    • Yurtta veya kirada kaldığına dair belge
    • Öğrencinin banka hesap bilgilerini içeren belge

Continue Reading

Genel

İBB Yuvamız İstanbul Kreşlerinin sayısı 65’e yükseldi

Published

on

blank

İBB, önceki yönetim döneminde sıfır (0) olan kurum kreşlerinin sayısını 65’e yükseltti. 8 yeni Yuvamız İstanbul Kreşi’nin daha toplu açılışını gerçekleştiren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Biz, dönem başladı başlayalı, seçim ortamı da dahil, öyle laflar işittik, öyle şeyler yaşadık ki; bazen bu kötü aklın yaratıcılığıyla ilgili gerçekten ben bile şaşkınlığa uğruyorum her gün. Bu kadar kötülüğe dönük marifet üreten insanlara diyorum ki, ‘Biraz da iyiliğe çalışsanız, bu ülke çok daha iyi olacak.’ Yani gidip, ne bileyim, metronun merdivenlerine taş koyarak veya bir demir parçası koyarak, onları bozmaya çalışmak ya da yol güzergahı üzerinde bir işi, bir sistemi bozmaya çalışmak… Yani bir kurumu kirletmek; İETT, Halk Ekmek gibi… Saçma sapan girişimlerin içinde bulunmak… Koca koca televizyon kanallarını veya medya kuruluşlarını bu işe seferber etmek… Nedir tek dertleri? ‘Ekrem’i kötü yapalım. Ekrem aşağı, Ekrem yukarı…’ O kötü insanların kafasına Ekrem kadar taş düşsün diyeceğim ama diyemiyorum. Sadece, ‘Allah akıl versin’ diyorum onlara. Başka da bir şey demiyorum” dedi. Atılan 8 temelle birlikte, İstanbul genelindeki İBB kreşlerinin toplam sayısı 65’e yükseldi. Açılan 823 kapasiteli 8 yeni merkezle, toplamda 28 ilçede 65 kreşe ve 6.042 öğrenci kapasitesine ulaşıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), önceki dönemde sıfır (0) olan kreş sayısını, 65’e çıkardı. Avrupa yakasında 3 (Beylikdüzü-Yakuplu, Bahçelievler-Yenibosna Merkez, Bayrampaşa-Yıldırım), Anadolu yakasında ise 5 (Pendik- Çamlık, Tuzla-Aydınlı, Ümraniye-Aşağı Dudullu, Sultanbeyli-Adil, Ataşehir-Kayışdağı) Yuvamız İstanbul Kreşi, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla açıldı. Eski devlet bakanlarından Önay Alpago, CHP milletvekilleri Ali Gökçek, Suat Özçağdaş, CHP PM üyesi Onursal Adıgüzel Mehmet ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık da toplu açılış töreninde İmamoğlu’nu yalnız bırakmadı. Toplu açılış töreninde konuşan İmamoğlu, gündeme dair de önemli açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, özetle şunları söyledi:

“ÇOCUKLARIMIZ HAYATA YENİK DEĞİL, EŞİTLENEREK BAŞLAYACAK”

“Yaptığımız 8 kreşle, 823 ailenin hayatı kolaylaşacak aynı zamanda. Bu kreşlerde çocuklarımız en modern, en sağlıklı koşullarda yetenekler kazanacak ve hayata yenik değil, eşitlenerek başlayacak. Kreşlerin, böylesi bir tarihi bir dönemde, her yönüyle Cumhuriyet fikrine ve Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılına çok yakışan bir hizmet olduğunun, çok simgesel değeri olduğunun altını çizmek isterim. İBB kreşleri, Cumhuriyet’in çocuklarının eşit ve adil bir biçimde, Cumhuriyet’in çocukları olduğunu onlara hissettirecek şekliyle hazırlanmalarının ana merkezi haline dönüşüyor. Çünkü Cumhuriyet, aslında ilk olarak çocuklara eşitlik ve adalet getiren bir sistemdir. Cumhuriyet, her şeyden önce, imkan ve fırsat eşitliği sağlayan bir yönetim biçimidir. Bu şehrin bütün çocukları, Cumhuriyet’in çocuklarıdır. Her biri için hak ettikleri değeri onları verme konusunda biz de sorumlu Cumhuriyet yöneticileriyiz. Bunun hakkını vereceğiz. Sonuna kadar da bunun mücadelesini vereceğiz. Bize eşitlik ve toplumsal adalet duygusunu, Cumhuriyet’in kazandırdığını aslında hepimiz biliyoruz. Cumhuriyet’in değerini bilen, Cumhuriyet’in ilke ve ideallerine sahip çıkan kuşaklar yetiştirmekle de yükümlüyüz.”

“ÇOCUKLARIMIZA, GENÇLERİMİZE, ANNELERİMİZE BU FIRSATI TANIYAN, EŞİTLİKÇİ BİR YÖNETİM OLMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

“Hemşehrilerimizin çok zor bir ekonomik dönemde aile yaşamlarını sürdürdüklerinin farkındayız. Attığımız her adımın, ortaya koyduğumuz her hizmetin, bir yanıyla da bu ekonomik zorlukları ortadan kaldıran, hafifleten çalışmalar olduğunu söylemek isterim. Biz, örneğin burada, KDV dahil aylık 1200 lira ücret alıyoruz. Bu, bugünün ekonomik koşullarına göre çok düşük bir ücrettir. Ama biz bunu nasıl yapıyoruz? İşte bugünün ekonomik koşullarında ihtiyacı olan ailelerimizin bu desteği almalarıyla, çocuklarını kreşlere vermelerini sağlama amacıyla yapıyoruz. Ama bu tam da aslında iktisadı önde tutan, tasarruflu ve bereketli bir bütçeyi yönetme kabiliyetini ortaya koymanın karşılığı. İşte bu sebeple biz, binlerce çocuğumuza bu şekilde, bu mali düzenle eğitim veren bir kurum oluyoruz. Yine 5000’in üzerinde gencimizi yurtlarında barındıran bir kurum oluyoruz. Yine çok düşük bir ücretle, 8-10 ayda milyona yakın insanı misafir eden Kent Lokantaları’nı açıyoruz. Yine 500 bine yakın annenin, 0-4 yaş arası çocuğunu kucağına alıp, kartıyla beraber bu şehri ücretsiz dolaşmalarını sağlıyoruz. Yine daha önce hiç yokken, -kreş hiç yoktu, burs hiç yoktu, yurt hiç yoktu- şimdi 75 bin gencimize burs dağıtacağız. Ve bunların hiçbirisine dışarıdan bir el girmeyecek. Tamamen adil bir sistem içerisinde çocuklarımıza, gençlerimize, annelerimize bu fırsatı tanıyan, eşitlikçi bir yönetim olacağız. Bu karakterden ve kimlikten asla vazgeçmeyeceğiz.”

“BUGÜNÜN ZOR EKONOMİK KOŞULLARINI ‘BEN BİLİRİM’ DİYEN AKIL GETİRDİ”

“Bugünün zor ekonomik koşullarını, ‘Ben bilirim’ diyen aklın izinden giden bir kamu yönetimi düzeninin bizi ne yazık ki bugünlere getirdiğini unutmayalım. Ama kötü yönetilen ekonomik düzenin altında ezilen bizler, toplumun her ferdi, bu konuda bir dayanışma içerisinde oluyor. Yine özellikle belediyelerimiz, bizler, bu konuda, bu zor ekonomik koşullarda vatandaşlarımızın yanında duruyoruz. Kurumumuzdaki israf düzenine son vererek, İstanbul’u, adaletli ve bereketli bir bütçe yönetimine kavuşturarak, bu hizmetleri veriyoruz. Ve daha fazla vermeye devam edeceğiz. Bundan sonraki kalan bu dönemle ilgili, kalan süre içerisinde, göreceksiniz ki her günümüz, her haftamız yeni açılışlarımızla, yeni temel atmalarımızla devam edecek. Her birisi aslında çözüme kavuşturulan bir sorunun ortadan kalktığını size gösterecek. Yani bir bölgede, sadece bir avuç insan siyasi sebeplerden dolayı mutlu olsun diye değil, toplumun ihtiyaç duyduğu, sorunların çözüme kavuştuğu projeleri harekete geçireceğiz. Talan dönemi böyle geçirdikten sonra, Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılına adım atarken, göreceksiniz İstanbul’un bu modeliyle beraber, çok daha özel, çok daha kudretli, çok daha halkla iç içe bir başka yılını da hep birlikte başlatıyor olacağız. Bundan en ufak bir şüphe duymuyorum.”

“ÖYLE LAFLAR İŞİTTİK, ÖYLE ŞEYLER YAŞADIK Kİ…”

“Daha önce siyaseten ayrışmış, birbirinden uzaklaşmış, mesafe konmuş muhtarlarımız vardı. Şimdi ise biz, bu dönemde muhtarlarımızla dayanışmayı ön plana koyduk. Çünkü biz, insanları birbirinden ayır eden veya birbirinden taraf gibi sağa sola savuran insanlar olmadık. Onları da toplum seçti diyerek, saygı duyduk. Bugün biraz muhtarlara değindim; sebebi var. Biz, dönem başladı başlayalı, seçim ortamı da dahil, öyle laflar işittik, öyle şeyler yaşadık ki, bazen bu kötü aklın yaratıcılığıyla ilgili gerçekten ben bile şaşkınlığa uğruyorum her gün. Bu kadar kötülüğe dönük marifet üreten insanlara diyorum ki, ‘Biraz da iyiliğe çalışsanız, bu ülke çok daha iyi olacak.’ Yani gidip, ne bileyim, metronun merdivenlerine taş koyarak veya bir demir parçası koyarak, onları bozmaya çalışmak ya da yol güzergahı üzerinde bir işi, bir sistemi bozmaya çalışmak… Yani bir kurumu kirletmek; İETT, Halk Ekmek gibi… Saçma sapan girişimlerin içinde bulunmak… Koca koca televizyon kanallarını veya medya kuruluşlarını bu işe seferber etmek… Nedir tek dertleri? ‘Ekrem’i kötü yapalım. Ekrem aşağı, Ekrem yukarı…’ O kötü insanların kafasına Ekrem kadar taş düşsün diyeceğim ama diyemiyorum. Ben, öyle bir mizansen, kötülük bile olsa, onlar için düşünecek bir akla sahip değilim. Yine de öyle bir şey olmasın. Sadece, ‘Allah akıl versin’ diyorum onlara. Başka da bir şey demiyorum.”

YAVUZ SALTIK TEPKİSİ: “NE EKREM İMAMOĞLU’NU NE YOL ARKADAŞLARINI TERÖR ÖRGÜTÜYLE YAN YANA KOYABİLECEK AKIL BU ÜLKEDE YOK

“Benim ta Beylikdüzü’nden beri yol arkadaşım olan, Sosyal Hizmetler’de 5 katına çıkarttığımız yardımların başlangıcında onun da imzası olan, sonrasında bu muhtarlarımızın da kardeşliği ve birliği için çalışmaları adına yoğun bir çaba içerisinde olan bir arkadaşım (Yavuz Saltık), şimdi Muhtarlık Daire Başkanımız, bugün yargılandığı mahkemeden beraat aldı. Bir hafta önce ise bir savcı, 15 yıl hapis cezasıyla ilgili bir mütalaa verdi hakkında. Bir haftadır ben uyku uyuyamıyorum. Yargımız hakkında iyi şeyler düşünerek uykusuz kaldım. Yani ben, yargıya güvenerek, doğru karar alacağına olan inançla, tek cümle de etmemeye gayret ettim. Yoksa işim çok dolu. Ve sonuçta beraat etti arkadaşımız. Bir savcı, niye böyle yapabilir? Bilmiyorum. Ve temel şey ne? Efendim neymiş? Terör örgütüne yardım etmiş. Ya Allah aşkına; ne Ekrem İmamoğlu’nu, ne bir yol arkadaşını -Neymiş? FETÖ’cüymüş! Neymiş? PKK’ymış!- hiçbir terör örgütüyle yan yana koyabilecek akıl, bu ülkede yok. Ekrem İmamoğlu ne şahsı adına ne de yol arkadaşları adına, buna müsaade edecek bir kişilik değildir. Bazen yargısız infaz çabası içerisinde olan insanlara sesleniyorum: Neyle yargılandı bu kardeşimiz, Yavuz Bey biliyor musunuz? Bir derneğe verdiği 272 adet, 150 liralık yardım kartı dağıtmak üzerinden bu cezaya mahkum edilmeye çalışıldı.”

“SEÇİME DOĞRU ATILAN BU ADIMLAR, SEÇİME DOĞRU NELER YAPACAKLARININ ÖN SİNYALLERİ”

“Muhtarlarım bilirler; her bir muhtarıma neredeyse her yıl o kadar kart veriyoruz yoksullara versin diye. İstanbul’da 1000’e yakın muhtar var. Bunu niye söylüyorum? Şundan: Ortada verdiği dernekle ilgili bir hüküm yok henüz. O dernekle ilgili hüküm olmadığı gibi, içeride tutuklu da kimse yok. Ama burada, birini 15 yılla tutuklamaya çalışıyorsunuz. Olacak iş değil. Yani bu ne biliyor musunuz? Seçime doğru atılan bu adımlar, seçime doğru daha neler yapacaklarının ön sinyalleri, fragmanları. Yani yarın Ekrem’e neler diyecekler? Ekrem’in bir kısım yol arkadaşlarına neler diyecekler? Neler yakıştıracaklar? İşinize bakın. Buradan sesleniyorum. Kameraya bakarak sesleniyorum. Bu işin içinde kim varsa, en tepesinden en aşağıya; bir avuç insan, işinize bakın. Bu vücuda leke yapışmaz. Yakınındaki hiçbirine de yapışmaz. Onu söyleyeyim. Bugünden bunu ifade ediyorum: İşinize bakın, iş üretin. Gelin bizimle marifetinizle, işinizle yarışın. ‘Ben daha iyi yapacağım’ deyin. Bunu anlarız. Ama bize leke atarak kazanacağınızı sanıyorsanız, 23 Haziran 2019’da yediğiniz o 806 bin farklılık demokrasi tokadının daha alası geliyor 2024’ün 31 Mart’ında. Bu kötü yoldan vazgeçin. Kararlı yolculuğumuz, sadece ve sadece 16 milyon insanına kararlı hizmet yolculuğudur. Ne bir kişiye tabiiyiz ne sadece bir partinin hükmü altındayız. Biz, milletimizin hizmetine koşan, mensubu olduğu partiye de layık bir birey olmaya çalışan ahlaklı, erdemli, iyi insan olmayı ilke edinmiş, devletine, milletine layık, Türkiye Cumhuriyeti’ne layık, Cumhuriyet’in kurucu değerlerini omuzlarının üstünde taşıyan, Mustafa Kemal Atatürk’e layık birer evlat olmaya devam edeceğiz. Bunun altını çizeyim. Her şeye rağmen, yargının bugün verdiği kararın Türkiye Cumhuriyeti Devleti adaleti adına doğru bir karar olduğunu, mutluluğumu beyan ediyorum.”

BAĞIŞÇILARA ÖZEL TEŞEKKÜR

“Bu güzel kreşlerin açılışında, güzel evlatlarımıza ve çocuklarımıza çok daha adil, çok daha güzel, çok daha yeşil, çok daha insanların birbirini sevdiği bir şehir ve bir ülke var etme konusundaki çabamızın hayırlı uğurlu olmasını diliyor, 8 kreşimizin İstanbul’umuzdaki çocuklarımıza güzel hizmetler vermesini diliyorum. Kreş yapımına özel katkı sunan çok değerli destekçilerimiz aramızda. Birazdan burada beraber onlarla kurdele keseceğiz. Onlar da ‘kanatsız melekler’ olarak aramıza katılıyorlar. Her kreşimize katkı sunmakla, bizim yanımızda olmakla ve çok da ön plana çıkmadan bunu yapmakla, tam da inancımıza, kültürümüze göre hareket etmenin çok özel erdemini gösteren aileler, iş insanlarımız… Onlara yürekten teşekkür ediyorum. Bu sahalarda, bu ortamlarda özel olarak gerçekten iş birliği içinde olduğumuzu görüyorum, hissediyorum.”

28 İLÇEDE 65 KREŞE 6.042 ÖĞRENCİ KAPASİTESİNE ULAŞILDI

İmamoğlu’nun konuşmasının ardından, bağışçılar ve protokolde yer alan isimlerin katılımıyla, 8 farklı ilçedeki 8 yeni kreşin toplu açılışları gerçekleştirildi. İmamoğlu ve beraberindeki heyet, sembolik açılışın yapıldığı Ümraniye Aşağı Dudullu Yuvamız İstanbul Kreşi’ni gezerek, minik öğrencilerle renkli sohbetler gerçekleştirdi. İmamoğlu, kreş gezisinin ardından, bölgede kurulan Halk Süt standında vatandaşlarla buluşarak, anı fotoğrafları çektirdi. dağıttı. Atılan 8 temelle birlikte, İstanbul genelindeki İBB kreşlerinin toplam sayısı 65’e yükseldi. Açılan 823 kapasiteli 8 yeni merkezle, toplamda 28 ilçede 65 kreşe ve 6.042 öğrenci kapasitesine ulaşıldı.

Continue Reading

Genel

Sarıyer’de Edebiyat yolculuğu sona erdi

Published

on

blank

Boğazda kitap ile deniz kokusunu buluşturan Uluslararası 10.Sarıyer Edebiyat Günleri, Haydar Aliyev Parkı’nda yapılan muhteşem ödül töreni ve Barabar konseriyle son buldu. Birçok usta ismin yanı sıra 300 yazar ve 32 yayınevinin katıldığı etkinlikte, her yıl verilen Beyaz Martı Edebiyat Ödülü bu yıl Ayfer Tunç’un oldu. Etkinliğin onur ödülü ise usta oyuncu Müjdat Gezen’e verildi.

Tüm sanatseverleri Sarıyer’de bir araya getiren Uluslararası 10. Sarıyer Edebiyat Günleri, yapılan çeşitli etkinliklerin ardından son buldu. Yedi ayrı dilde şiirlerin seslendirildiği “Uluslararası Şiirlerle Umut ve Barış Yolculuğu” dinletisiyle başlayan program usta oyuncu Müjdat Gezen’in interaktif söyleşisiyle devam etti. Son olarak  Mustafa Çevikdoğan’ın moderatörlüğünde “Saklı’dan Kuru Kız’a  Ayfer Tunç’la Edebiyat Serüveni Üzerine “ söyleşisi gerçekleşti. Masal çadırında ise; Ayla Kayacan, Olcay Açıkgöz ve Gürkan Alp çocuklar için birbirinden güzel masallar okudu. Etkinlikte Ayfer Tunç,“Beyaz Martı Edebiyat Onur Ödülü”nün sahibi oldu. Ayrıca etkinliğin onur konuğu Müjdat Gezen ve Fakir Baykurt Öykü Yarışması’nda derece girenlere de ödülleri takdim edildi. Uluslararası 10. Sarıyer Edebiyat Günleri Barabar konseriyle son buldu.

AŞK, DOSTLUK, BARIŞ BİZLERİ BİRBİRİMİZE BAĞLAR

Program, “Uluslararası Şiirlerle Umut ve Barış Yolculuğu” şiir dinletisiyle başladı. İlk olarak sahneye çıkan etkinliğin moderatörü Bilgi Çengelli, “ Sarıyer Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu 10. Uluslararası Sarıyer Edebiyat Günleri’nde hep beraber olmanın mutluluğunu ve onurunu yaşıyoruz. Başta Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve ekibine çok teşekkür ediyoruz. Sarıyer, adeta bilimin, sanatın, kültürün ve edebiyatın merkezi konumundadır. Dil, din, ırk, renk ve kültür olarak birbirimizden farklıyız. Ancak hepimizin hissettiği ortak duygular aşk, dostluk, barış, umut bizleri birbirimize bağlar, kültürler arasında köprüler kurar, dünyayı güzelleştirir” dedi. Konuşmanın ardından Belçikalı şair Kathleen Tillie, Alman şair Acrilla Zhang, Iraklı şair Kemal Beyatlı, Arnavut şair Roksana Xheka ve Türk şair Leyla Işık barış şiirlerini edebiyatseverler için seslendirdi.

SARIYER’E NAZIM VE NERUDA HEYKELİ DİKECEĞİZ

Dinletiye konuk olan Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ise, “Pablo Neruda ve Nazım Hikmet, ikisi de vatan şairidir. En büyük arzuları bir araya gelmekti. Biz bunu vasiyet olarak aldık. En yakın zamanda hayata geçireceğiz. Her 15 Ocak’ta Nazım’ı Tarabya’dan yolcu ederiz. O noktaya ikisinin de olduğu bir heykel dikeceğiz” şeklinde konuşarak Pablo Neruda’nın Nazım Hikmet için yazdığı şiiri okudu.

MÜJDAT GEZEN’E ONUR ÖDÜLÜ

Yüz Yüze söyleşiyle sevenleriyle buluşan usta oyuncu Müjdat Gezen, “Türk toplumunun en ihtiyacı olan şey diyalog. Bir türlü diyalog kuramıyoruz. Türkiye’de en büyük sıkıntı soru soramama sıkıntısı. İnsanlar soru sormaktan korkar mı? Bundan ürker hale geldi. Başka bir ülkenin vatandaşı olmayı hiç düşünmedim. Düşünmek zorunda kalan gençlere sesleniyorum, gitmeyin. Burası çok güzel bir ülke. Şu Boğaz’a bir bakın, şu topraklara bir bakın. Her şey elinizde, her şey halkta bitiyor” dedi. Söyleşinin ardından büyük ustaya Uluslararası 10. Sarıyer Edebiyat Günleri Onur Ödülü verildi.

OKURA ULAŞMAK KOLAY DEĞİL

Mustafa Çevikdoğan’ın moderatörlüğünde “Saklı’dan Kuru Kız’a  Ayfer Tunç’la Edebiyat Serüveni Üzerine” söyleşisiyle sahneye çıkan Ayfer Tunç, “ Bugün olsa bu kadar kolay edebiyat dünyasında çıkış yapmam mümkün değil. Nitelik ve nicelik birbirine girmiş durumda. Okura ulaşmak bizim zamanımızdaki kadar kolay değil. Edebiyat yayıncılığı da popülizme teslim oldu. Pek çok iyi kitabı atladığımızı fark ediyorum. Bunlar edebiyat için olumsuz gelişmeler. Hikaye insanın temel ihtiyaçlarından biri. Yeni bir zamanın içindeyiz. Gerçekleri kabul edip ona göre durum değiştirmek gerekli” dedi.

BEYAZ MARTI EDEBİYAT ONUR ÖDÜLÜ AYFER TUNÇ’UN

İmza günleri, söyleşiler, şiir teknesi, şiir hatları, sergi ve konserlerle renklenen etkinliklerde Sarıyer Edebiyat Günleri ile özdeşleşen “Beyaz Martı Edebiyat Onur Ödülü” de sahibini buldu. 2014 yılından bu yana verilen “Beyaz Martı Edebiyat Onur Ödülü” Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Vedat Türkali, Murathan Mungan, İnci Aral, Ahmet Ümit ve Latife Tekin’in ardından bu yıl Ayfer Tunç’un oldu.

ÖYKÜLER ÖDÜL ALDI

Uluslararası 10. Sarıyer Edebiyat Günleri’nin final etkinliğinde Fakir Baykurt Öykü Yarışması’nı kazananlar da ödüllerine kavuştu. Ödül töreni öncesi konuşan Başkan Genç, Fakir Baykurt’u andı. 4 dalda 240 öykü, 71 öykü kitabının değerlendirildiği yarışma sonucunda dereceye girenler, ödüllerini Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve Işık Baykurt’un elinden aldı. Yarışma kapsamında “Fakir Baykurt Öykü Kitabı Ödülü” Polat Özlüoğlu’nun kaleme aldığı “Annem, Kovboylar ve Sarhoş Atlar” kitabına verildi. Ortaokul kategorisinde “Ay’ın Gölgesi” öyküsüyle Aylin Uçar, lise kategorisinde “Saksıda Teyzem” öyküsüyle Irmak Titiz, yetişkin kategorisinde ise “Turacı Yakmak” öyküsüyle Emrah Kanlıkama birinciliği göğüsledi.

USTA YAZARLAR İMZA GÜNÜNDE

Uluslararası 10. Sarıyer Edebiyat Günleri’nin son gününde; Murathan Mungan, Özge Özberk, Adnan Özyalçıner, Murat Ağırel, Sinan Akyüz, Mine Söğüt, İsmail Arı, Mısra Öz, Yavuz Ekinci, Halil Genç, David Simpson, Bora Serdar, Zeynep Aliye, Ali Avcu, Nurdan Bağrıaçık, Bilge Uzun, Sinan Duman, Birol İnan Mona, Doğan Akdoğan ve daha bir çok yazar okuyucularıyla buluştu.

Continue Reading

Popüler