Connect with us

Siyaset

O YAZARDAN TEHDİT GİBİ SATIRLAR: YENİ DARBE GELİYOR…ERDOĞAN HAYATIYLA ÖDEYECEK…

Published

on

blank

Amerikalı Neo-con yazar ve Michael Rubin, Amerikan Enterprise Institute (Amerikan Girişimcilik Enstitüsü)’nün web sayfası – AEI.org köşesinde yayınlanan 12 Ekim 2016 tarihli yazısında Erdoğan’ın hayatını kaybetmesine sebep olabilecek şiddette üçüncü bir darbenin yaklaşmakta olduğu iddiasında bulundu.

15 Temmuz 2016’dan günümüze kadar iki ayrı darbe yaşandığını belirten Rubin, üçüncüsünün yolda olmadığını düşünmenin hata olacağı görüşünü savundu. 15 Temmuz tarihinde yaşanan darbe kalkışmasının ardından, Erdoğan’ın politik ve olası rakiplerini yolundan kaldırmak için sivil bir darbe gerçekleştirdiğini belirtirken, yaşanması yüksek olasılığa sahip üçüncü bir darbenin bedelini Erdoğan’ın hayatı ile ödeyeceği savını ortaya attı.Rubin, geçmişte Türkiye hakkında kaleme aldığı analiz yorumlarıyla dikkat çekmiş bir isim.

İŞTE RUBİN’İN DİKKAT ÇEKEN O YAZISI:

Türkiye’nin başarısızlıkla sonuçlanan darbesinin ardından neredeyse üç ay geçti. 15 Temmuz’da yaşanan hadiseler önceden tahmin edilebilir nitelikteydi, fakat buna rağmen insanlar o günün modern Türkiye tarihinin önemli günlerinden biri olduğuna karar verdiler. Buna rağmen darbenin bir defaya mahsus olduğunu düşünmek de hata olabilir. Türkiye aslında iki darbe deneyimledi, fakat bu sayı üçe yükselecek ve gelecek darbe çok daha fazla şiddet dolu olacağı gibi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hayatıyla ödeyeceği kadar pahalıya patlayabilir.

15 Temmuz 2016 günü yaşanan darbe sakarlıklarla dolu acemice bir darbe girişimiydi. Buna rağmen Erdoğan başarısızlığa uğrayan kalkışmayı ”Allah’ın bir hediyesi,” olarak adlandırmıştı, çünkü bu sayede gerçek ve kurgusal muhaliflerini yolundan temizlemek için bir sebep eline geçmiş oldu. Erdoğan, Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olarak adlandırdığı eski müttefikinin takipçilerini işaret ediyordu. Erdoğan’ın sunduğu ikinci dereceden deliller, hem Türk medyası hem de ABD hükümeti tarafından şüphe ile karşılandı. Dani Rodrik, Harvard Üniversitesi’nden bir profesör ve üst düzey bir Türk generalinin damadı, Gülen’in takipçilerinin neden ve nasıl bu işe karışmış olabileceklerinin en tutarlı görüşü ortaya koydu. Rodrik ikna edici bir delil sunuyor fakat her ikisine istinaden tedbirli olmalı, çünkü ihmal edilmiş bir bilgi sonucu değiştirebilir. Bu işten kimin karlı çıktığına (cui bono) dair sonuçlar çıkarmak, meydana gelen olaylar gibi istenmeden varılan sonuçlar üzerinden önseziler ile yapılan varsayımların her zaman başarılı olacağını düşünmeyi gerektirir.

GÜLEN TAKİPÇİLERİ DARBEYE ORTAK

Benim kendi okumam bazı Gülen takipçilerinin bu kalkışmaya ortak oldukları ve hatta önceden bu olayın gerçekleşeceğini biliyor olabilecekleri, bazı Kemalist subayların da kendilerine katıldığı yönünde. MİT ve AKP içinde bulunan herkesin ellerinin temiz olmadığını düşünmek için de elde yeterli bilgi var. Olanlar konusunda Gülenciler günah keçisi ilan edildiler. Eninde sonunda darbenin ardında kim vardıysa – ve Türkiye’nin geçmişteki darbelerinin aksine, bu yeterince açık değil – kesin olan bir şey var o da Erdoğan’ın darbeyi olaylar ortaya çıkmadan saatler önce öğrenmiş olduğudur.

İkinci darbe ise Erdoğan’ın yaptığı sivil darbedir. Aslında 15 Temmuz’da kalkışılan darbeye nazaran Erdoğan’ın sivil darbesi Türkiye’nin dokusuna ve demokrasisine daha fazla zarar verebilecek niteliktedir. Eylül 2016’da yayınlanan ‘Türkiye’nin Reichtag Yangını’ başlıklı yazımda yorumladığım gibi, bunu söylemek hoş değil fakat Erdoğan’ın entelektüel terbiyesi ve Makyavelist politik görünüşü bu noktayı işaret ediyor.

3. DARBE YOLDA

Üçüncü bir darbe girişiminin yolda olduğuna dair şimdiden bazı fısıldaşmalar yapılmaya başlandı bile. 2013’te Erdoğan, Gülen ile olan dostluğunu sona erdirdiğinde, Türk liderin başka dostları da vardı. Sedat Peker’in durumu ilgi çekici. Aşırı milliyetçi olan Peker yaygın şekilde Türkiye’nin en güçlü mafyası olarak biliniyor. Peker, Ergenekon davası süresince hapisteydi, fakat dava dosyasında bulunan delillerin sahte oldukları ortaya çıkmadan önce ilk serbest bırakılan da o oldu.

Oysa Peker’in kavgacı geçmişi Erdoğan’ın kendisiyle yakınlaşıp işbirliği yapmasına engel teşkil etmedi. Gülenciler geniş bir alana nüfus etmeyi başarmış olabilirler ancak Peker’in bağlantıları ise yine de daha güçlü. Erdoğan her nasıl kirli işlerini yaptırmak için geçmişte Gülen’in ağını kullandıysa, şimdi benzer kirli işleri için Peker ve eski DYP’li Mehmet Ağar’ı (geçmişi karışık işlerle dolu olsa da Erdoğan’la yakın ilişkiler geliştirmişti) da benzer şekilde kullanması olası. Nihayetinde Erdoğan’ın hedefinde kim yok ki, Gülenciler, etnik Kürtler, liberaller, feministler, ve politik rakipleri, Erdoğan sadece düşmanlarını değil, Peker ve yakın dostlarını da bertaraf ediyor.

Yakında kritik bir sorunun yanıta ihtiyacı olacak. Ne Erdoğan ne de Türk mafyası içerisinde bazı, daha ziyade gölgeler ardındaki, figürler rekabeti hoşgörecek tipler değiller, gücü paylaşmak konusunda geriye sadece Erdoğan ve Türk mafyası kaldığında neler olur? Böyle bir rekabet ortamı oluşursa, bu işe şiddet karışır mı?

SADECE YÜRÜYEN ÖLÜ BİR ADAM

Erdoğan’ın aşırı güç kazanmasının olumsuz yanı, bir vakum gibi bir taraftan gücü çekip kendi gelişirken diğer taraftan dışarı da atıyor olmasıdır. Erdoğan Türkiye’yi benzersiz ölçüde kutuplaştırmış ve onu düdüklü bir tencereye dönüştürmüştü. Karşı tarafa baskı oluşturmak için uygulanan normal politik rekabetin yerini bundan böyle oldürmeye yönelik politik şiddet olaylarının alması olasıdır. Derin devletin doğası politik ve etnik gruplaşmalara kadar uzanır, 1996 Susurluk skandalı bize bunu göstermişti. Eğer Erdoğan suikaste uğramış olsa – ve orada buna kalkışacak birileri var – Türk derin devleti, vakumu doldurmak konusunda geride kalan en büyük muhtemel güç olacaktır. Peker hakkında genel olarak konuşulan konu, kendisinin hırslarını ve ideolojisini bir kenara bırakmaya uygun birisi olmadığı yönünde. Peker geçmişte devletin dizginlerini eline almak istememiş olsa da, kendisini başkanlık sarayına bir kukla olarak oturtmak isteyebilecek çok sayıda kıdemli Türk politikacı ile yeterli bağlantılara sahip. Erdoğan kendisinin bir sultan olduğuna inanabilir, gerçekte ise, kendisi aslında sadece yürüyen ölü bir adam olabilir.

 

Kaynak: https://www.aei.org/publication/the-next-phase-in-turkeys-political-violence/

Şıvan Okçuoğlu

Click to comment

Bir Cevap Yazın

Genel

İYİ Parti Sarıyer’den özel günlerde anlamlı ziyaret

Published

on

blank

İYİ Parti Sarıyer, özel günlerde anlamlı ziyaretlerine devam ediyor. İtfaiyeciler Haftası’nda Sarıyer’in emektar itfaiyecilerini ziyaret eden İYİ Parti Sarıyer, Eczacılar Günü’nde de Sarıyer’in eczacılarına karanfil dağıttı.

Bir yandan yerel seçim çalışmalarının startını veren İYİ Parti Sarıyer, bir yandan da özel günlerde anlamlı ziyaretler gerçekleştiriyor. İYİ Parti Sarıyer İlçe Başkanı İbrahim Temur ve ekibi, İtfaiyeciler Haftası’nda Sarıyer’in emektar itfaiyecilerini ziyaret etti. Yaptıkları işin öneminde değinen Temur, itfaiyecilere çalışmalarında kolaylıklar diledi. Ziyaret sonrasında hatıra fotoğrafı çektirildi.

ECZACILARA KARANFİL DAĞITTILAR

İYİ Parti Sarıyer İlçe Başkanı İbrahim Temur ve ekibi, Eczacılar Günü’nde Sarıyer’in eczacı esnafını da unutmadı. Eczacılar için anlamlı olan bugün de eczacılara karanfil dağıtan Temur ve ekibi, eczacı esnafının sorunlarını dinledi. Temur, “İYİ Parti olarak eczacıların sorunlarını çözmek için mücadele etmeye devam edeceğiz. Tüm meslek gruplarının sorunlarına aynı kararlılıkla yaklaşıyoruz. İYİ Parti, Türkiye’deki eczacıların sesi olmaya devam edecektir.” ifadelerini kullandı.

blank

Continue Reading

Genel

İYİ Parti Sarıyer, gazilerle kahvaltıda buluştu

Published

on

blank

İYİ Parti Sarıyer İlçe Toplumsal Politikalar Başkanlığı, 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla Sarıyer’de gazilerle bir araya geldi.

İYİ Parti Sarıyer İlçe Toplumsal Politikalar Başkanlığı; Gaziler Günü dolayısıyla Sarıyer’de bulunan gazilere bir kahvaltı programı düzenledi. Programa İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Coşkun Yıldırım ve İl Başkan Yardımcıları katılım sağladı. İYİ Parti Sarıyer İlçe Başkanı İbrahim Temur’un ev sahipliğinde ve Başkan Yardımcılarının gazilerle bir araya geldiği etkinlikte gazilerin talepleri dinlenildi.

”GAZİLERİMİZE ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ”

Sarıyerli gaziler, kendilerini unutmayarak böyle bir kahvaltı programında bir araya gelmekten duydukları mutluluğu ifade ettiler. İYİ Parti Sarıyer İlçe Başkanı İbrahim Temur, katılımlarından dolayı İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Coşkun Yıldırım’a ve tüm gazilere teşekkür ederken, “Geçmişten bugüne taşınan en değerli miras olan vatanımız için, gazilerimize çok şey borçluyuz.” dedi.

Programın sonunda günün anısına fotoğraf çekildi.

blank

Continue Reading

Genel

TKP Sarıyer piknikte buluştu

Published

on

blank

TKP Sarıyer İlçe Örgütü, Emirgan Korusu’nda MYK Üyesi Serap Emir’in katılımıyla bir piknik gerçekleştirdi.

TKP Sarıyer’in Emirgan Korusu’nda gerçekleşen pikniğinde, şiir ve müzik dinletileri yapıldı. Düzenlenen piknikte ortak mesaj veren örgüt üyeleri, “Tek bir yolumuz var. Biz çoğunluğuz. Türkiye’de emekçiler, yoksullar, işsizler, geleceğin işsiz adayı öğrenciler, biz çoğunluğuz hep beraber. Halkı örgütlemeden halkın kahramanlarını yaratamayız. Örgütlülük bizim tek silahımız. Onların parası var, onların kanlı ve kirli bir siyaset kültürü var, bizim tek silahımız birlikte olmak” diyerek etkinliğe katılanlara örgütlenme çağrısı yapıldı.

 

Continue Reading

Popüler