Connect with us

Genel

Ali Büyükasar: İyi günde, kötü günde Sarıyer’imizin yanında olalım

Published

on

blank

Sarıyer Spor Kulübü yöneticisi ve futbol şube sorumlusu Ali Büyükasar, gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Çetin Ali Aytaç’ın sorularını yanıtladı. Büyükasar, “Sezon sonunda Sarıyer’i ilk beşte göreceğimize inanıyorum.” diye konuştu.

İşte Sarıyer Spor Kulübü yöneticisi ve futbol şube sorumlusu Ali Büyükasar ile Sarıyer’in ligin ilk yarısındaki başarısızlığından, ikinci yarısındaki çıkışına, stad ve tesis sorununa dair birçok konuyu ele aldığımız çok özel röportaj:

Sarıyer son yıllarda şampiyonluğu hep son haftalarda ya da Play Off uygulamasında kaybetti. Bu dönemde lige şampiyonluk parolasıyla başladı. Ancak sezon başından itibaren işler yolunda gitmedi ve Sarıyer, hem şampiyonluk, hem de Play Off yolundan iyice uzaklaştı. Ligin ilk yarısında oluşan bu genel başarısızlığı neye bağlıyorsunuz?

Sarıyer Spor Kulübü, her yıl şampiyonluğa oynamak zorunda olan bir camiadır. Bunun en önemli sebebi ise mazisinin, tarihinin çok parlak başarılarla dolu olmasıdır. Fakat maalesef 16-17 senedir bu tür başarılardan oldukça uzağız. Bende hem bir Sarıyerli olarak, hem de Sarıyer taraftarı olarak üzüntü duyuyorum. Her sezon imkanlar doğrultusunda başarılı olmak için elimizden ne geliyorsa yapıyoruz. Bu sezona da aynı şekilde başladık. Geçen sene ortada bir Play Off başarısı vardı. Uzun süre ligi lider götürmüştük. Ancak sonrasında Play Off’a kalabildik. Play Off’ta da ilk turu geçtik. Sonrasında da Sakaryaspor’a elendik. Peki, bu sonuçlar bir başarı mıydı? Son dönemleri ele alırsak, bir başarı olarak nitelendirebiliriz. Tabi, yine hedefe ulaşamadık. Ama Sarıyer yıllar sonra yine Türkiye gündeminde yerini aldı. Bir kamuoyu yarattık. O noktada güzel işler başardığımıza inanıyorum. Bu seneye gelecek olursak, geçen sezonki teknik direktörümüz Serdar Bozkurt, sezon başında bize farklı bir kariyer planlaması olduğunu iletti. Herhalde aldığı tekliflerde daha iyi olabilir. Kendi özelidir, tam da bilemiyorum. Dolayısı ile kendisiyle devam etmedik. Yeni bir başlangıç yapmak istedik. O dönemki şartlar içinde de, Ahmet Akcan ismi ön plana çıktı. Ahmet Akcan, futbol bilgisi, kariyeri ve 35 senelik futbol geçmişi olan bir futbol insanıydı. Fakat önemli olan, dokunun tutmasıdır. Bugün hepimizin gördüğü gibi Dünya’nın en başarılı teknik direktörleri bile çalıştırdığı takımlarda başarısız olabiliyor. Bizde, Ahmet Akcan hocamız ile başarılı olamadık. Bir değişikliğe gittik. Şaban Yıldırım hocamız takımın başına geçti. Şaban hoca takıma geldiğinde kamuoyunu oldukça rahatlamış gördük. Kendisi kariyerli, ligi iyi bilen bir hocaydı. Ancak Şaban hoca ile de istediğimiz neticeleri alamadık. Bu sefer ilk yarının son iki haftasında alt yapı hocalarımıza şans verdik. Ve devre arasına bir soru işareti ve de yeni bir yapılanmayla girdik. Yani ilk devreyi bu şekilde özetleyebiliriz. Niyetimiz, düşüncelerimiz iyiydi ama kafamızdakiler tam olarak sahaya yansımadı.

“BAZI ŞEYLERİ DOĞRU YAPMIŞIZ”

Devre arası planlamasında ligin ikinci yarısı için Play Off hedefiniz var mıydı? Yoksa, ligi orta sıralarda bitirsek bizim için yeterli olur gibi bir planlamanız mı oldu?

Şimdi Sarıyer Spor Kulübü’nü yönetiyorsanız eğer, başarısızlığı yeterli göremezsiniz. Biz zaten bunu ne kendimize, ne de taraftarımıza anlatabiliriz. O yüzden bizlerde hedefleri olan insanlarız. Başta Kulüp Başkanımız Saffet Akkoyun olmak üzere, bu yüzden burada görev yapıyoruz. Dolayısıyla şartlar ne olursa olsun takımımızın toparlanacağına inanıyorduk. Bu süreçte de Ekrem Al ismi ön plana çıktı. Hocamız ile anlaştık. Hocamızın göreve gelmesinin ardından Antalya’da çok güzel bir kamp dönemi geçirdik. Hazırlık maçları yaptık. İlk yarıda eksik olan ruh, azim ve inanç o kampta kendini göstermeye başladı. Bir de, kadromuz oyuncu yapısı olarak normale göre şişkin duruyordu. İlk yarıda verim alamadığımız, çeşitli sebeplerden dolayı faydalanamadığımız 7 oyuncumuz ile yollarımızı ayırdık. Burada kulübümüzü maddi bir külfetten de kurtarmış olduk. Böylece tasarruf etmiş olduk ve yeni transferlere de yer açmış olduk. Baktığınız zaman da forvete Furkan Yaman, stopere Gökhan Çalışır, orta sahanın ortasına ise Trabzonspor’dan Cafer Tosun ismini kattık. İki tane genç oyuncu Mehmet Ali ve Yaşar’ı da profesyonel yaptık. 5 tane takviye yaparak bu açıklarımızı kapatmış olduk. Takım içinde olumsuz düşünceye kapılan, yedek kaldığı için sorun eden veya başka düşüncelere kapılan hiçbir oyuncumuz kalmadı. Sizin de gördüğünüz gibi, Ekrem hoca ile 4’te 4 yaparak yolumuza devam ediyoruz. Demek ki bazı şeyleri doğru yapmışız. Bazı tercihler doğruymuş. Karşılığında da zaten başarıyı görmüş oluyoruz.

Sizce bu başarının en önemli payı nedir? İlk yarıda Play Off’un bile çokça uzağında kalan bir Sarıyer varken, şimdi Play Off basamağının sadece 1 puan altında kalan bir Sarıyer var. Bu başarı öyküsünü anlatır mısınız?

Daha tam başarılı olduğumuzu söyleyemeyiz; ama bir çıkış yakaladığımız gerçeği ortadadır. Bir kere burada aslan payı, teknik direktörümüz Ekrem Al’ındır. Camianın kaybettiği motivasyonu, hırsı bize yeniden kazandırdı. Bu çok önemli bir hamleydi. Sonrasında yaptığımız transferlerin takıma uyumu da çok önemli oldu. İyi verim almaya başladık. Mutsuz olan oyuncularla yollarımızı ayırdık. Takım içinde takımın modunu düşüren oyuncu kalmadı. Gençte, olgun oyuncularımızda birbirlerine sahip çıkıyor. Ayrıca takımın başarısı, futbolcuların kendi başarısı da olmuş oluyor. Kulübün başarısız olması demek ise bu oyuncu kadrosunun da başarısız olarak anılacağı anlamına gelir. Camia için, kendi kişilikleri ve onurları için herkes başarılı olmak zorundadır. Bu sebeple ben bu toparlanmayı bir uyanış olarak görüyorum. Afyon maçına gelecek olursak da, belki mükemmel bir oyun ortaya koyamadık. Ancak takımımız 90 dakika boyunca ayakta kaldı. Mücadeleden vazgeçmedi. Bir de kalecimizin de ekstra bir performansı vardı. Çok zor olan, belki de Manisa maçından daha da zor olan bir maçı deplasmanda kayıpsız geçmeyi başardık. Şimdi bakıyoruz ki, Play Off sıralamasıyla aramızda sadece 1 puan kalmış. Her maçı yeneceğiz diye bir kural yok; ama bu ortalamaları koruyabilirsek Play Off’a katılacağımıza inanıyorum.

Bu sezon için hedef şampiyonluk yerine Play Off diyebilir miyiz?

Matematiksel olarak baktığımızda şampiyonluk ihtimalimiz gözükse dahi, arada 16-17 puanlık bir fark var. Biz bütün maçlarımızı kazansak bile, rakiplerimizin de o orantıda puanlar kaybetmesi gerekiyor. Futbolda her şey olabilir; ama biraz zor gözüküyor.

“TAKIMIMIZIN YANINDA OLALIM”

Sarıyer taraftarlarına bir çağrınız var mıdır? Desteklerini yeterli buluyor musunuz?

Sarıyer taraftarının desteği bizim için her zaman çok önemlidir. Sağolsunlar. Bayrağı hiçbir zaman yere düşürmüyorlar. Deplasman olsun, Yusuf Ziya Öniş Stadı olsun her zaman yanımızdalar. Zaman zaman stadda seyirci sayısı az olur, zaman zaman çok olur, bunun sebebi saha başarılarıdır. Bu durum, Dünya’nın her yerinde böyledir. Büyütülecek bir olay değildir. Bu takım hepimizin takımıdır. Tüm Sarıyerlilerin takımıdır. Sarıyer taraftarı da, doğruyu yanlışı en iyi şekilde bilir. Günlük skorlara aldırmayalım. Takımımızın yanında olalım. Başka bir takımımız, camiamız olmadığına göre iyi günde, kötü günde takımımızın yanında olalım.

Tesisleşme ve yeni stad konusundaki fikirleriniz nelerdir? Sarıyer Spor Kulübü’nün yakın dönemde yeni bir stad projesi var mıdır?

Yusuf Ziya Öniş Stadı’nın sahibi değil, kiracısı konumundayız. Öncelikle bu bilgiyi paylaşalım. Onun dışında bizim stad üzerinde kanuni olarak pek bir yaptırım şansımız bulunmamaktadır. Yıkıp yenisi yapalım, ya da güçlendirelim gibi bir hakkımız yoktur. Bu hakkımızın olabilmesi için stadın bize devredilmesi gerekir. Ya da kullanım hakkı da olabilir. Diğer takımlar belirli bir süreliğine bu hakkı nasıl alabiliyorlarsa, bizim içinde aynı uygulama geçerli olabilir. Bundan sonrada stad ya yıkılabilir, ya da belirli kısımları yıkılıp yeniden yapılabilir. Veya tamamen yeniden yapılabilir. Ama dediğim gibi bunun olabilmesi için İl Spor Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Bakanlığı, belki belediyeler nezdinde ve tüm siyasi partilerin ortak desteği ile böyle bir çalışma yürütülebilir. Bunun da şiddetle lazım olduğunu düşünüyoruz. Çünkü stadımız yaklaşık 1970-80 döneminden kalma bir staddır. Günün koşullarını karşılamamaktadır. Bu sebepten dolayı da stadyumumuzun eksikliğini hissediyoruz. Tesisleşme konusuna gelecek olursak, başkan ve yönetim kurulumuz birçok şeyden sorumludur. Ancak bunlar tarihi meselelerdir. Bizden önce de Sarıyer Spor Kulübü vardı ve bizden sonra da olmaya devam edecek. Sponsor olabilir, belediye veya çeşitli kurumların desteği olabilir, el birliği ile bu tesisleşme sorununu da çözmemiz gerekir. Zekeriyaköy’de bir yerimiz var. O bölge için izinler alındıktan sonra, oraya kamp binası, kulüp binası gibi şeyler yapılabilir. Mevcut olanlar işimizin tam olarak görülmesine yeterli olmuyor. Başarı istiyorsak zaten tesisleşmeye, stadyuma ve alt yapıya önem vermemiz gerekiyor. Kalıcı başarı ancak bu şekilde meydana gelir.

“MANİSA FK MAÇINDA ÜÇ PUAN ANLAMINDA DAHA AVANTAJLIYIZ”

Manisa FK maçı ile ilgili taraftarlarınıza bir çağrınız var mıdır?

Sarıyer Spor Kulübü bir irade ortaya koydu ve bu ligde yenilmeyecek takımın olmadığını gösterdi. Belki birçok insan kamuoyunda böyle bir çıkış yakalayacağımıza inanmıyordu. Ama şimdi herkes inanmaya başladı. O yüzden Manisa FK maçında üç puan anlamında kendimizi daha avantajlı görüyorum. Çünkü moralliyiz. Takım içinde dayanışma üst seviyededir. Taraftarlarımızın da desteği en üst seviyede olacaktır ve stadımızın tamamı dolacaktır.

Ligin bir değerlendirmesini alırsak, neler söylemek istersiniz?

Ligi genel anlamda değerlendirirsek, Samsunspor ve Manisa FK dışında olan takımlar birbirlerine denk takımlardır. Bu bahsettiğim iki takım ise bütçesi yüksek olan takımlardır. Ligin oyuncu ve kalite standartları ortadadır. Sert bir ligde mücadele ediyoruz. Taktiksel mücadeleden çok, fiziğe dayalı bir mücadele ile maçlar oynanıyor. Ayakta kalan, çok koşan, mücadele eden takımlar netice alıyor. Analiz ettiğimiz zaman da, bütçesi yüksek olan takımlar ligde makası açmış gözüküyor. Yine de bizim ligin şöyle bir durumu var; herkes herkesi yenebilecek kapasitededir. Mutlak favori diye bir durumda yoktur. Bizim ise en önemli avantajımız, lig birincisi ve ikincisi olan Samsunspor ile Manisa FK maçlarını kendi sahamızda oynayacak olmamızdır. Kendi evimizde onları yenecek motivasyona da sahibiz. Ben ortada büyük bir şans görüyorum. Diğer takımlarda bizden üstün değildir. Sezon sonunda Sarıyer’i ilk beşte göreceğimize inanıyorum.

blank

blank