Connect with us

Çetin Ali Aytaç yazdı

Çetin Ali Aytaç Yazdı: Emek Hırsızlığı!

Published

on

blank

Gazetecilik mesleği, bildiğiniz üzere çok zor bir meslektir. Türlü türlü tehditler alırsınız, kimseye yaranamazsınız, herkes her haberin kendi istediği gibi olmasını ister… İster de ister… Ancak bir gazetecilik çizginiz varsa eğer, o zaman o çizginizi topluma, okurlarınıza zamanla kabul ettirirsiniz. Bu süreçte öyle kolay bir süreç değildir. Etrafta yalpalanan, sizin emeğiniz üzerinden prim yapmaya çalışan, haksızca sizi eleştirmeye, karalamaya çalışan meslektaşlarınızda türeyecektir. Bu gibi engel teşkil etmeye çalışan durumlarla karşılaşmak, aslında günümüz gazeteciliğini gözlemlediğimizde artık çok normal gibi gelmektedir.

***

Ulusal basınla yerel basın arasında yaşanan kavgalarda birbirine benzemektedir. Ulusal basında mesleğini onuruyla sürdürmeye çalışan gazetecilerle birlikte, bu mesleği sadece ticari amaçlı yapan her devrin gazetecileri her dönemde karşı karşıya gelmişlerdir. Bir tarafta emeğiyle gazetecilik mesleğinin hakkını verenler, diğer taraftada her devrin iktidarının peşinden koşan pragmatist gazeteciler vardır. Onlar kazandığı paraya bakarlar. Gazetecilik, onlar için sadece para kazanmanın bir aracıdır. Tabi ki, her insan yaptığı mesleğin karşılığını maddi olarak da almak isteyebilir; ama hakkını vermeden, bu işin esas amacını bilmeden bilgisizce, sadece fayda ve çıkar sağlama amaçlı bu mesleği icra etmeye çalışanların bu mesleğe ne kadar zarar verdiğini söylemek de, bizlerin görevidir. Gazete okumayı yaşam biçimi haline getiren saygıdeğer okurlar, bu durumu zaten iyi çözümlemektedir.

***

Buradan birkaç anlatımla esas konumuza gelecek olursak, yerelde de aynı durumları çokça gözlemlemekteyiz. Örnek verecek olursak; bir yerel basın organı olarak röportaj gerçekleştiriyorsunuz. Uzunca süren o röportajdan aldığınız ses kaydını çözmeniz ise saatlerce sürüyor. Daha sonrasında da röportaj üzerinde düzenlemeler, gözden geçirmeler falan… Yani sadece bir röportajla uğraşmak, gününüzün en az yarısını kapsıyor. Bir de bu mesleğin hakkını veren gazeteciyseniz eğer, yazı diline bir gazeteci gözüyle çok dikkat edip, titizlikle yazılarınızı hazırlıyorsunuz. Sonrasında da, verdiğiniz emeğin karşılığını haberinizi paylaşarak, paylaştığınız haberden olumlu tepkiler alarak alıyorsunuz. Bu bahsettiğim sadece bir röportaj…

***

Bunu anlatmamın sebebine gelince ise sizin büyük bir uğraşı ile emek vererek yaptığınız haberi, başka bir yerel basın organının kendi haberiymiş gibi paylaşmasını dile getirmek istememdir. Başlığımın içeriği bu kısımda yatmaktadır. Siz, özel haberinizi hazırlıyorsunuz. Arkadaşlar, sizin haberinizi sizden hemen yarım saat sonra kendi haberiymiş gibi yayınlama cüretinde bulunuyor. Haberi ya kaldır, ya da kaynak belirt diye hatırlatmada bulunuyorsunuz, onay alıyorsunuz. Bir buçuk gün sonra dünya değişmiş, gündem değişmiş, herşey başka yöne evrilmiş, arkadaşlar o zaman kaynak belirtiyor. Yani aslında bu başımıza ilk kez gelmiyor. Daha öncede bu gibi durumları yaşadık. Ama artık bir yere kadar diyorsunuz…

***

Gazetecilik, bir sanattır. Herkes gazete basabilir; ancak herkes gazeteci olamaz. Gazeteci, emeğe saygı duyar. Gazeteci, mesleğini etik kurallar çerçevesinde icra eder. Okurunun, vatandaşının haber alma hakkını sağlamakla birlikte, okuruna gazetecilik terimleriyle doğru haber alma hakkını da sağlamak zorundadır.

***

Henüz geçtiğimiz günlerde aldığım davet üzerine gittiğim Sarıyer’deki bir yerel basın organı olan Sarıyer Posta gazetesinde karşılıklı mini bir sohbet gerçekleştirip, o sohbet üzerinden “Tarafsızlık vurgusu” yapmıştık. Akabinde ise böyle bir olay yaşadık. Aslında bu basın organından bu durumu ilk kez yaşamadık. Daha öncede karşılaşmıştık. Sonrasında emeğe saygı duymaları gerektiği konusunu ifade etmemizin ardından ise haberlerimizi kaynak belirterek yayınlamaya başlamışlardı. Şimdi aynı durum tekrar yaşanmaya başladı. Her gazete, elbette farklı bir gazeteden haber paylaşabilir. Ama bunu, haberi yapan gazetenin emeğine saygı duyarak yapmak zorundadır. Kaynak belirtmek zor bir şey değildir. Karşı tarafın emeğine sahip çıkmaktır. Hele ki özel bir haber yapılıyor ise önce izin alınır, sonra haber olarak paylaşılır. Özellikle yerel gazeteciliğin esasıdır.

***

Emek, en yüce değerdir. Kutsaldır! Gazetecilik mesleğinin de, olmazsa olmazıdır. Gazeteci asla emek hırsızlığı yapmaz, yapamaz. Bu mesleğe gönüllü olan arkadaşları da, bu mesleğin kurallarına uymaya davet ediyorum. Bizler bu işin okulundan, sonrasında da mutfağından geçtik. Bu mesleğin kültürüne sahip olabilmek, çok özel bir duygudur. Bir gün sizlerinde bu özel duyguyu yaşamasını isterim. İşte o zaman gazetecilik mesleğinden keyif almaya başlayacaksınız. Amacının ne olduğunu öğreneceksiniz. Gazeteci olacaksınız…

 

Click to comment

Bir Cevap Yazın

blank