Genel
Kimya Çiftçi Dumlu: Her şey olması gerektiği gibi olsun
Published
3 yıl agoon
“Ben yetersizim, sevilmeye değer birisi değilim, bir daha beni kimse sevmeyecek, ben çirkinim ondan böyle oldu, hiçbir zaman mutlu olamayacağım..”
***
(Bu düşünceler ayrılık sonrasında uzun bir süre devam ediyorsa, bir terapiste danışmalısınız. Çünkü yıllar sonraki ilişkinizi bile etkileyecek olumsuz fikirlere kapılabilirsiniz.) Bazı bireyler ayrılığı daha sağlıklı bir şekilde atlatırken, bazı bireylerin ayrılığı atlatma süreci oldukça zorluk yaşar ve bu süreç uzun sürer. Çünkü ani ayrılıklar ( aldatılma, terk edilme gibi beklenmedik olaylar) kişilerde şok ve yetersizlik hisleri uyandırarak neden bu benim başıma geldi gibi kendi içine yönelme ile beraber çözümsüz sorular ortaya çıkarmaktadır. Kişi kabullenemediği ve hazır olmadığı bir ayrılıktan sonra sürekli düşünceler içerisinde nedenler aramaya başlar. Beyin artık ayrılığa bağlı olarak kişinin kendiyle ilgili olarak negatif düşünceler üretmesine neden olur. Bunu yapmasaydım, şunu da söylemeseydim ya da bu noktaya gelmesi benim hatam gibi sürekli keşke ve pişmanlıklar üzerinden ayrılık anında takılı takalarak günlük hayatının rutinini göremeyerek depresyon sürecini yaşamaya başlar. Evet, bu yapılan ruh sağlığı ve geleceğe dair beklentiler açısından olumsuzluk oluşturan bir durum fakat beyin ayrılık sonrası gereğinden fazla çalıştığından, uykunuzda bile bir çözüm yolu aramaktadır ve tekrar tekrar aynı nokta üzerinden; ayrılığa neden olduğunu düşündüğü nedenler üzerinden çözüm üretmeye çalışır.
***
Ayrılık sonrası biten bir ilişkinin ardından ne yapılmalıdır?
Öncelikle, bunun doğal bir süreç olduğunu kabullenmelisiniz. Doğal olmayan şey ise, insanların sizden bir an önce kendinize gelmenizi istemesidir! Boşver.. diye başlayıp; yaşadığınız ilişkiyi küçümseyen ve sizi bu şekilde konuşmalarla kötü hissettiren herkesten uzak durun ve yasınızı doğal bir süreç ile atlatmaya odaklanmalısınız. Her biten ilişkinin sağlıklı olarak atlatılması için buna ihtiyacı vardır.
***
Fakat bazen de tam biten ilişkinin kabulleniş aşamasında sağlıklı bir ayrılık süreci yaşarken; vicdan ve kalbiniz akıldan üstün gelebilir. Bir zamanlar sevdiğiniz kişinin yokluğuna tahammül etmek de zorluk yaşayabilirsiniz. Güzel
günlerin özlemi ve bir daha yaşanamayacakmış hissi sizi derinden üzüntü ve çözüm bulma yoluna yöneltebilir. Tam unutmuş derken yeniden bir araya gelmek için çeşitli kendinize göre haklı bahaneler bulabilirsiniz. Sık sık başvurulan dört bahaneyle yüzleşme ve kendinizi değerlendirerek yola devam etmek ister misiniz?
***
Tehdit
Siz ilişkiyi bitirdiniz ama karşı taraf bunu kabul etmiyor ve sizi tehdit mi ediyor? Hatta en kötüsü, sizsiz yaşamanın bir anlamı olmadığını ve kendi hayatına son vereceğini mi söylüyor?
***
Karşınızdaki kişinin ciddi bir çöküş yaşaması sizi korkutabilir. Ve hatta tekrar denenebilir düşüncesi içerisine sizi yönlendirebilir. Fakat dikkat etmelisiniz ki; tehlikeli olabilecek bu acıma duygunuza dikkat edin!
***
“Romantik bir ilişkiyi ayakta tutan nedenin suçluluk duygusu ya da karşı tarafın duygusal çöküşü olmaması gerekir. Kimse bu duygularla isağlıklı bir ilerleme kaydedemez. O yüzden onları kalıcı bir şekilde hikâyenin içine dahil etmemek gerekir” diyor psikanalist Fabienne Kraemer. Birlikte olduğunuz kişiye acımak, ilişkiye geri dönme sebebiniz olmamalı, çünkü her şeyden önce karşı tarafın bizsiz de iyi bir hayat sürdürebileceği gerçeğini yok saymış olursunuz. Ayrıca, yerinizin doldurulamaz olduğunu düşünmenizde gizli bir kibir ve üstünlük kurma isteği saklı olabilir. Eski
ilişkinize dönmek istemenizin bir diğer sebebi de aşktan çok sahip olma içgüdüsüne dayanan kıskançlık olabilir. Fabienne Kraemer, “Çoğu zaman ayrılığın bireyleri özgürleştirdiğini ve aslında çok kırılgan olduğunu düşündüğümüz birinin bile bir ayrılıkla baş edebileceğini düşünürüm. Onun bizsiz yapamayacağını düşünmek onun özgürlüğünden bir parça çalmaktır” diyor. İlişkiniz acıma duygusu üzerine ve belki de bensiz yapamaz egosu üzerine kurulmayacağının farkında olmalısınız.
***
İnatçılık
Bazı ilişkiler zehirli olabiliyor. Örneğin empatiden yoksun partnerinizin tutumlarından hoşlanmıyorsunuz ama yine de o kişiye geri dönüyorsunuz. Peki ama neden bu acıyı tekrar yaşamayı tercih ediyorsunuz? Psikanalist Fabienne Kraemer, “Tıpkı bozuk plak gibi sürekli aynı şeyleri yaşamak, yeniden kurban pozisyonuna bürünmek, kişinin kendi içindeki inatçılığa gönderme yapar. Daha önceden yaşanmış olan bir şeyin yansımasıdır. Bu durumun içinden çıkamamanızın nedeni bu bağda size hitap eden bir şeylerin olmasıdır” diyor. Bu bir çok bireyin sıkça başvurduğu
klasik bir yoldur, fakat bu yoldan çıkmayıda bilmek gerekir. “Bazen anlayışlı olmayan bir insana âşık olunabilir. Gönül bu denir ya.. Fakat böyle durumlarda danışanlarıma bu ilişkiden kaçınmalarının daha sağlıklı olacağını belirtiyorum.Çünkü böyle bir ilişki yıkıcı olabilir ve gelecek vadetmez.”
***
Toplum baskısı
Tekrardan bir araya gelmek, ailenizin ayrılıkla ilgili tepkilerine ya da “Gerçekten mi!! Çok kötü bu! Oysa ne kadar da mutlu görünüyordunuz,yazık olmuş bu güzel ilişkiye..” gibi ilişkinizi sadece dışarıdan tanıyan kişilerin sözlerine maruz kalmanıza bir çözüm gibi görünebilir. Ailenizi seçimlerinizle hayal kırıklığına uğratmak ve toplumun olumsuz bakışlarını üstünüze çekmek istemediğiniz için geri dönme düşüncesi içerisine girebilirsiniz; fakat geri dönmenin sonuçları tüm bunlardan daha ağır olabilir. Tabii ki ayrılık sosyal çevrenizle kurduğunuz ilişkileri ve alışkanlıklarınızı etkiler. Fabienne Kraemer bu konuda şöyle bir öneride bulunuyor: “Onları kaybetme korkunuza rağmen bu ayrılık kararını çevrenizdekilerle paylaşmanız çok daha iyi olacaktır. Ayrıca ilişkiye devam etme nedenlerinizden biri de çift olarak görüştüğünüz arkadaşlarınızla seyahat etmenin verdiği zevk olmamalıdır, özellikle de bu ilişkide acı
çekiyorsanız.”
***
Çocuklar
Çocuklar birleşmek için kabul edilebilir haklı bir sebep gibi görünse de aslında hem çocuk gelişimi için hem de ilişkiniz için sağlıksız bir düşüncedir. “Elbette onlar sizin bireysel veya bir çift olarak mutlu olmanızı isterler, fakat bu, onlar için bir araya gelmek ve mutsuz olmak anlamına gelmez” diyor Fabienne Kraemer. Bu fedakârlık taşıması ağır bir yüktür.Çünkü bir çocuğu sevgi dolu bir aile tablosu çok mutlu eder. İşte önemli olan o tablodur. Ebeveynlerin ayrılması onlar üzerinde bir korku yaratır ve gerçekten de zor bir dönem olabilir fakat çocuklar için sağlıksız bir ilişki yürütme fedakârlığınız onları mutlu etmeye yetmez aksine çocuğunuzu suçluluk duygusuna yöneltir.
***
Günümüzde, ayrılık yaşansa bile ebeveyn olarak kalabilmek mümkün. “Ayrılık sürecinin iyi yönetilmesi çocuklar üzerinde olumlu etkiler yaratır. Düşünülenin aksine çocukların sevgi dolu bir ortamda yetişmeleri için illa ebeveynleriyle aynı çatı altında yaşamalarına gerek yoktur.”
***
Her şey olması gerektiği gibi olsun hayatınızda..Aldığınız kararlarda kararlılık ve yeni bir hayata başlama cesaretini içinizde hissedin. Ayrılık süreci küçümsenmeyecek kadar önemli ve yaşanması gereken bir dönemdir. Sağlıklı bir şekilde bu sürecin yaşanması en doğrusudur. Bir bahane ile biten ilişkiye geri dönme düşüncesi sadece bir zaman sonra yeniden hayal kırıklığına uğrama ihtimalini göze almaktır. Fakat biten ilişkinin tekrar başlama ihtimali varsa bu bahanelere sığınarak değil reel nedenler/ kalbi duygularla ve eşlerin karşılıklı problemlerini çözümleyerek karar vermesi gereken bir durumdur. Her ilişki de problemler yaşanması muhtemeldir; önemli olan problemleri çözümlemeden rafa kaldırmak değil; çözümleyerek bir sonuca ulaştırmaktır.