Genel
Kimya Çiftçi Dumlu: “Kendine sor: Boşanmalı mıyım, boşanmamalı mıyım?
Published
1 yıl agoon
Hiç kimse evlilik hayatına boşanma düşüncesiyle başlamaz. Evlenirken çiftler tüm zorlukların kendileri için olmayacağını ve tüm evliliklerden farklı olacağını düşünerek adım atarlar. Biz diğer çiftlerden farklıyız asla sorun yaşamayacağız düşüncesi içinde olurlar. Ancak bazı durumlarda hayat, çifti boşanma düşüncesiyle karşı karşıya getirebilir.
***
Doğru olan evlilik hayatına sonsuz mutluluğu yakalamak düşüncesiyle başlamanın abartılı bir beklenti olduğunu kabul etmektir. Her türlü birliktelikte olduğu gibi evlilik ilişkisinde de inişler ve çıkışlar, mutluluklar ve hayal kırıklıkları olabilir. Önemli olan, problemleri çözecek kararlılık ve samimiyetle evlilik ilişkisine devam etmeyi başarabilmektir. Her tartışma sonucunda boşanma noktasına gelmeden problem çözebilme becerisi geliştirmek gerekir. Problemlerin olması muhtemeldir önemli olan her tartışmada boşanma çözümü üretmemektedir. Fakat tüm bunların bilincinden sonra yine de çözüm boşanmak olabilir. Boşanma kararını almadan önce, çiftin elinden gelen her şeyi yapmış olduğuna kanaat etmesi önemlidir.
***
Her ailede problemler olması ve çatışmalar yaşanması, doğal, hatta beklenen bir durumdur. Çatışmanın veya problemlerin varlığı çiftleri boşanma düşüncesine götüren esas sebep değildir. Ancak tartışmalar esnasında sergilenen bazı davranışlar çiftleri boşanma noktasına getirebilir. Örneğin:
- Sürekli şikâyet etmek (Araştırmalar bu tavrı kadınların erkeklerden daha fazla sergilediklerini ortaya koymaktadır.)
- Şikâyetlerin, sorunlara çözüm aramaktan daha çok eleştirmek amacıyla yapılması
- Ellerim birbirini dinlerken küçümseyici bakışı ve eleştirel yaklaşımı
- Eşin sergilediği eleştirilere ve şikâyetlere karşı aşırı duyarlı, hassas ve savunucu tepkiler gösterme (Araş- tırmalar bu tavrı erkeklerin kadınlardan daha fazla sergilediklerini ortaya koymaktadır.)
- Eşler arası iletişimde aşağılayıcı sözler, iğneleyici cümleler, düşmanca bakışlar ve kırıcı tavırların fazlasıyla yer alması
- Karşısındakinin duygularını ve düşüncelerini hiçe sayan ve önem vermeyen tavırlar sergilemek
- Yaşanan olumsuzluklardan eşi sorumlu tutmak, kendi hataları hakkında düşünmemek
- Geniş aileye karşı eşini yalnız bırakmak ( eşe karşı yapılan olumsuz tutum ve tavırlarda eşin tepkisizliği eşe karşı güvensizlik ve ilişkiye karşı güvensizlik geliştirmektedir.)
- Evlilik içerisinde eşlerden birinin hala bekar gibi davranışlarda bulunması
- Eşlerin yeni kurdukları çekirdek aileye sınırlarını çizmeyerek önemsememesi
- Eşine karşı şiddet sergilemek (psikolojik, ekonomik,cinsel..)
Aile içerisinde sürekli tartışmaların ve huzursuzlukların yaşandığı bir çifte yapılabilecek en önemli tavsiye, öncelikle çatışmalarını çözme konusunda ellerinden gelen her şeyi yapmalarıdır. Bu tür bir ilişki sisteminden uzak durabilmek için eşlerin iletişimde negatif tavırlardan kaçınmaya özen göstermeleri gerekir. Eşinden sürekli negatif tavırlar görmek kişinin dayanma gücünü kırar; kişide çaresizlik, bıkkınlık vb. duygular doğurur. Bu da kişiyi bir müddet sonra boşanma düşüncesine götürür. Bunun için kişinin karşısındakinin negatif yönlerini görmekten ve olayları negatif yönde yorumlamaktan uzaklaşması gerekir.
***
Aile içi iletişim becerilerini bilen, problem çözme konusunda bilgili, aile gücünün farkında olan, sağlıklı ve güçlü ailenin özelliklerini bilen aileler kendilerini boşanma riskinden koruyabilirler.
***
Boşanınca Problemler Sona Erer mi?
Boşanmış çiftler üzerinde yapılan araştırmalar, boşanmanın problemlerin sona ermesi anlamına gelmediğini göstermektedir. Boşanma sonrasında bireylerin evli olanlara oranla daha fazla ruhsal problemlerinin olduğu, daha fazla mutsuzluk belirttikleri, sağlık problemlerinin ve ölüm oranlarının daha yüksek olduğu, sosyal anlamda daha izole bir hayat yaşadıkları, yaşam standartlarının daha düşük olduğu ve en önemlisi çocuk yetiştirme konusunda daha fazla problem yaşadıkları görülmektedir.
***
Boşanma sonrasında kendisini toparlamakta zorlanan, depresyon belirtileri göstermeye başlayan, kendisini her zamankinden daha öfkeli ve daha tahammülsüz hisseden, yalnızlık ve çaresizlik duyan, işine veya yeni hayatına uyum sağlamakta zorlanan, konsantrasyon güçlüğü yaşayan kişiler bir uzmana başvurmalıdırlar.
***
Eğer ilişkinizde boşanma süreci içerisindeyseniz sizin için kısa bir test önerisi vereceğim.
***
Boşanmalı mıyım Boşanmamalı mıyım?
Şimdiki hayatınızın iyi ve olumlu yönlerini listeleyin.
Boşanmayla birlikte bunlardan hangilerini kaybedeceksiniz?
Boşanmanın size kazandırabileceklerini listeleyin.
Boşanmanın çocuklarınıza neler kazandırabileceğini listeleyin.(eğer çocuğunuz varsa!)
Boşanmanın size neler kaybettirebileceğini listeleyin.
Boşanmanın çocuklarınıza neler kaybettirebileceğini listeleyin.(eğer çocuğunuz varsa!)
***
Listeyi baştan sona inceleyin. Artılar mı eksiler mi fazla görünüyor? Bu değerlendirmenin ışığında boşanmayı göze almanızın uygun olup olmadığını tekrar düşünün. Bu konudaki düşüncelerinizi bir kağıda yazınız. Unutmayın sağlıklı bir yalnızlık sağlıksız bir beraberlikten daha iyidir. Boşanmadan önce aile terapisi desteği alarak sağlıklı bir boşanma süreci yaşayabileceğiniz gibi eğer devam etmek yönünde en ufak bir isteğiniz varsa da ilişkinizdeki dinamizmi sağlıklı bir yapıya getirebilirsiniz.
Sosyolog & Aile Danışmanı Kimya Çifçi Dumlu