Siyaset
BAHÇELİ : BÖLÜCÜ HEVESLERE CESARET VERİLDİ
Published
8 yıl agoon
Partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli,”Erdoğan’ın teröristlere yönelik silahı bırakın, masaya gelirsiniz beyanıyla, parlamentoya buyur etmesi arasında hiçbir fark yoktur.”dedi.
Partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye’de yaşanan terör olaylarına değinen Bahçeli’nin konuşmasındaki satır başları şöyle :
Bölücü heveslere cesaret verilerek, ümit aşılanarak açık çek ve taviz listeleri sunularak bugünlere gelindi. Dürtülerek uyandırılan etnik tahrikler sonucunda, şahadetlerle sonuçlanan kanlı boğuşma ülke geneline yayılmıştır. Türkiye’nin bir bölgesi resmen bıçak altına yatırılmış, bölünme ameliyatına alınmıştır. Hainler, bunlara destek veren mahfiller ur gibi etrafımızı sarmışlardır. Bu kıskaç korkarız ki daha da daralacaktır. Bölücü dayatmaların direnç kazanmasıyla iç gerginlik üst seviyeye ulaşacaktır. Gelişmeler ve öngörülerimiz maalesef bu yöndedir. Bundan zarar görecek olan aziz milletimizin sosyal dokusu ve bin yıllık kardeşliği olacaktır. Türkiye içeride hırpalanacak, giderek kan kaybedecektir. Ülkemizin bu yükü taşımaya tahammülü kalmamıştır. Bıçak kemiğe dayanması şöyle dursun çoktan girmiştir. Milli seferberlik ruhuyla harekete geçmek her Türk vatandaşının kaçamayacağı tarihi bir görev ve sorumluluktur. Türkiye’nin içeriden ve dışarıdan çökertilmesi için saldırılara karşı tepkisiz kalmak gaflet olacaktır.
Türk milleti bu oyunu mutlaka bozmak zorundadır. Türk milleti ortak akıl ve sağduyu ile bu badireyi mutlaka atlatmalıdır. Bu itibarla siyasi hayatımızda çok önemli bir dönemece hızla yaklaşıldığını ifade etmek istiyorum. Siyaset tüccarları kendilerini bekleyen mukadder sona doğru hızla yol almaktadır.
Kaygımız Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği ve Türk milletinin içine çekildiği tuzaktan nasıl kurtulacağıyla ilgilidir. Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu ağır sorunların temelinde liyakatsız kadroların iş başında olması vardır. Bölücü terör örgütü her gün üçer beşer vatan evlatlarını şehit etmektedir. Bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.
ERDOĞAN’IN BU SÖZLERİ VATAN VE TÜRKİYE DÜŞMANLARINA YALDIZLI DAVETİYEDİR
Nusaybin’de az sayıda teröristin teslim sahneleri servis edilmiştir. Günlükleri ele geçirilen bazı teröristlerin anne ve babalarıyla kavuşma anı gösterilmiş, sanki büyük başarıymış gibi sunulmuştur. Neye ve hangi amaca hizmet? Madem canilerin anne-baba sevgisi vardır, o zaman şehit polislerimizin, askerlerimizin, suçsuz ve günahsız vatandaşlarımızın kurumamış kanlarının hesabını kim soracaktır? Diyarbakır Tanışık’ta patlatılan 15 ton bomba sonucu canından olan vatandaşlarımızın hakkını nasıl ödeyeceklerini düşünen var mıdır? Ölenle ölünmez mi diyelim? Sayın Başbakan, söyle bize, şehit anaları ağlarken teröristlerin özlem gidermelerine methiyeler mi düzelim. Bu vicdan yozlaşmasına ortak mı olalım?
Aleyhimizdeki kirli kampanyaya aldırmadan doğru bildiğimiz yolda ilerlerdik. Nedamet duymadık. Teröristler helikopter düşürür çıt çıkmaz. Bir bakarsınız Davutoğlu gider, yıldırım gibi bir vesayet gelir. Cumhurbaşkanı’nın bazı açıklamaları da klasikleşmiş tutumunun nüksettiğine delalettir. Sayın Erdoğan, Diyarbakır’da diyor ki “Terör örgütü silahları gömecek, başka yolu yok. Silahı, bombayı gömerler, sonra gelir, siyaset yaparlar.” Bu sözler davulun kasnağına vurmaktır. Bu sözler vatan ve Türkiye düşmanlarına yaldızlı davetiyedir. Erdoğan’ın teröristlere yönelik silahı bırakın, masaya gelirsiniz beyanıyla, parlamentoya buyur etmesi arasında hiçbir fark yoktur. Anlaşılan yeni bir müzakere sayfası ya açıldı, ya açılacak. Erdoğan’ın son dönemdeki tutumlarından oldukça ümitlenmiştik. Hala inancımızı korumak istiyoruz. Kendisini hem cumhurbaşkanı olmasından hem de bizim düşüncelerimizi benimsemesinden takdir etmiştik.
Ne demek silahları, bombaları gömmek? Ne demek koordinatlarını vermek ve ne demek sonra parlamentoda siyaset yapmak? Sayın Cumhurbaşkanı’na bu sufleyi kim vermiş, bu hatayı kim yapmıştır? TBMM’de yeterince Kandil kontenjanlı terörist vardır. Bu milletin hazmetmesini beklemek vicdan ve adalet cinayetidir.
Demek ki süreç ihaneti retorikte yok, hala saman altından yürütülen su gibi yürümekte, kapalı kapılar arasında sahiplenilmektedir. İlk sonuç gizli ve dar bir kadronun içinde bulunduğu malum görüşme ve müzakere trafiğinin gün be gün AKP ile PKK arasında aldığı yönündedir.
Terör örgütünün silahları gömmesini istemenin boşuna nefes tüketmek olduğuna temas etmiştik. Silahların güvenlik güçlerine teslim edilmesini ve envantere kaydedilmesini dile getirmiştik. Bu karanlık seçeneğin dün de bugün de tutar yanı yoktur. Ülke dışına çıkan katil ilk fırsatta eskisinden daha kalabalık halde gelecek, kanlı mesaisine devam edecektir.
KURULTAYI 10 TEMMUZ’DA YAPACAĞIZ
Grup toplantısının son bölümünde partide yapılacak olan olağanüstü kurultaya da değinen Bahçeli, kurultayın 19 Haziran’da değil, kendi belirledikleri tarih olan 10 Temmuz’da yapılacağını belirtti.