Connect with us

Çetin Ali Aytaç yazdı

Çetin Ali Aytaç Yazdı: Hakkımda Yalan Haber Yapan Sarıyer’in “A Haber”i Yenigün’e Cevap

Published

on

blank

Dün(cumartesi), gündüzüyle gecesiyle benim adıma yoğun bir gündü. Öğle saatlerinde hastanede olan kıymetli partililerimi, dostlarımı yine partili arkadaşlarımla, büyüklerimle ziyaret ettik. Akabinde akşam saatlerinde bazı partililerle dost sohbeti ortamında oturup, karşılıklı sohbet ettik. Daha sonrasında ise birkaç saatliğine siyasi sohbet ortamından uzaklaşıp, bu kez de eski bir kıymetli arkadaşımla bir araya gelerek dertleştik. Tam kalkıp, başka bir ortama, siyaset sofrasına müdahil olmaya doğru yol alırken telefonuma whatsapp üzerinden bazı ağabeylerimden mesaj geldi. Hakkımda, Sarıyer’de gazetecilik yapmaya çalışan bir yayın organında haber çıkmış. Bana haberimin olup olmadığını sordular. Tabi ki, ben haberi görünce şaşırdım ve haberimin olmadığını dile getirdim. Daha sonrasında ise haberi açıp okudum.

***

Öncelikle ağabeylerim, partimiz olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin 23 Aralık günü aday tanıtım toplantısında yapmış olduğum konuşmamın, yayın politikası olarak gazetecilikle bağdaşmayan bu kurumda haberimin yapılmasına şaşırmışlar. Üzerime birilerinin oyun oynadığını düşünmüşler. Ve sağolsunlar, haberi görür görmez benimle paylaşma gereğinde bulunmuşlar.

***

Oyun mu oynanmış, tezgah mı kurulmuş, benim için çok önemli değil! Kişi, kendini bildikten sonra düşük zeka seviyeli oyunlara aldırmaz bile… Bu habere cevap vermemin tek sebebi; yapmış olduğum konuşmamın çarpıtılarak haber yapılmasıdır. Yoksa, reklamın iyisi kötüsü olmaz. Sağolsunlar, zaten yapmaya çalıştıkları haberde güzel olan fotoğraflarımı kullanmışlar.

***

Habere dönecek olursak, başlığımda “Sarıyer’in A Haberi” kavramını kullandım. Sebebine gelince ise bu haber kurumu hani Dolar 6 lira iken, Türkiye’de çeyrek dolar 1.5 TL diyerek toplumla dalga geçmeye çalışmıştı ya… Tabi, sadece bu haberle kalmadılar. Türkiye’de iyi giden şeyleri AK Parti’nin yaptığını, kötü giden şeylerin ise her seferinde dış güçler tarafından ya da muhalefet tarafından yapıldığını söyleyip durdular. Aslında herşeyin iyi olduğunu, Türkiye’de asla krizin olmadığını, düne kadar her türlü kötü ithamda bulundukları MHP’nin bugün gerçek milliyetçi olduğunu, düne kadar ilah gördükleri FETÖ’nün bugün hain olduğunu, 2001 krizinden ötürü yıllarca Ecevit’i suçladıktan sonra kendi dönemlerinde daha mislisi yaşanınca, “Ecevit’e de dış güçler operasyon yapmıştı” gibi bir dili kullanan bir kanaldır A Haber… Yorumları, eleştirileri sizlere bırakıyorum.

***

Sarıyer’de kendince yayın yapmaya çalışan Yenigün isimli kuruluş, AK Parti’nin neferi olarak çalışmaktadır. İstediği partiye hizmet etmekte, onun haberlerini, reklamlarını yapmakta tüm gazeteler özgürdür, özgür olmalıdır. Her gazetenin, yayın kuruluşunun ya da gazete-gazeteci olmaya çalışanların kendince belirlediği bir yayın politikası vardır. Kimileri, bu işe gönül verip, gerçekten mesleğinin onurunu koruyup halka gerçek ve de tarafsız haberleri kendine şiar edinir. Kimileri ise “Parayı veren düdüğü çalar” anlayışında yayın yaparak gazetecilik mesleğini kendince icra etmeye çalışır. İlkesi olmaz. Az öncede söylediğim gibi, her gazetenin bir yayın felsefesi, politikası vardır. Görüşler, fikirler değişebilir; ama gazetecilik üzerinden militancılık anlayışıyla yayın yapanları gazetecilikle bağdaştırmak pek mümkün olmaz.

***

Benimle ilgili haberin içeriğine gelecek olursak, haberi okudum. Daha sonrasında ise paylaştığım kendi konuşmamın yayınını bir kez daha izledim. Önce biraz güldüm. Sonrasında ise haberi okuduktan sonra konuşmamı izleyenlerin ya da tam tersi konuşmamı izledikten sonra haberi okuyanların video ile haber arasındaki çarpıklığı çok rahat görebileceğini, farkedebileceğini düşündüm. Konuşmamı izlemeyip, sadece yazıyı okuyanlar ise tabi ki sadece yazıya inanacaklardır. Haberimi yapan kuruluşun ne kadar inandırıcı olduğu ise zaten tartışma konusudur. Sormayan, sorgulamayan, tekdüze bir yaşam içerisine mahkum edilmiş insanlar, bu tür aldatıcı yayın yapanlara çok kolay düşüncelerini teslim ederler. İşte bizim mücadelemiz, Türkiye’yi bu tür karanlık, yozlaşmış zihniyetlerden kurtarmaktır.

Salonda Bomba Değil, Alkış Etkisi Yarattı

Aday tanıtım toplantısında aday olmamın sebebini açıkladım. Türkiye, her geçen gün daha da kötüye giderken partimin başarısız olmasının bazı sebepleri olduğunu konuşma yaptığım bazı platformlarda olduğu gibi o günkü konuşmamda da dile getirdim. Bu eksikliği dile getirmek, parti içi bir mesele değil, aslında halkın duymak ve de görmek istediği, bize oy veren seçmenin de dile getirdiği bir durumdur. Çünkü halkın bizden beklentileri vardır.

Ben bir gazeteci hatta tarafsız gazeteci olmaya çalıştığım kadar, siyasi bir kimliğim de vardır ve o da Cumhuriyet Halk Partisi’dir. İlk kez bir köşe yazımda partili oluşumu böylece dile getirdiğimi de belirtmek isterim. Konumuza devam edecek olursak, ben Sarıyer’de veya Türkiye genelinde kendimizi anlatma konusunda yetersiz olduğumuzu dile getirdim. Sarıyer’de başarısız olduğumuzu söylemedim. Sarıyer’de son 10 yılda hayata geçirilen gerçekten çok güzel projeler var. Eksik kalanlarda var. Bunlar da yeni dönemde hayata geçirilecektir. Bunu her platformda dile getiriyorum. Hatta Salih Bayraktar ile röportaj yaparken kendisine, “Sarıyer’de iki dönemdir CHP iktidarı var. Belediye Başkanı Şükrü Genç, bu iki dönemde Yaşar Kemal Kültür Merkezi ve yeni belediye binası olmak üzere Sarıyer’e önemli kazanımlar sağladı. Bu kazanımları yeterli buluyor musunuz?”  ve “Sarıyer’de AK Parti belediyeyi kazanırsa, birçok yeşil alanın imara açılacağı iddia ediliyor. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?” diye sorular da yönelttim. Hani Sarıyer’de güya gazetecilik yapan arkadaşların cesaret edipte soramadığı sorular cinsinden sorulardır bunlar… Başka bir röportaj için fırsat olursa, yine ne sorulması gerekiyorsa sormaya da devam edeceğim.

Gazetecilik yapmaya çalışan arkadaşa gelince, benim konuşmamı kendince çarpıtmış, haber yapmaya çalışmış. Yahu bir de görüntü var. Ve kendinde bu görüntüyü paylaşıyorsun. Bari çarpıtmanı, yalanını kendi kendine ortaya çıkartmasaydın. Zaten geçtiğimiz günlerde sen değil miydin, “Haber yaparken, parayı veren düdüğü çalar.” diyen ve ardından şaka yaptım diyerek geçiştiren. Ne zaman dedim diye hayretle merak ettiysen, Doktor Cengiz Alp’in kliniğine gazete bırakırken, bazı partili büyüklerimizi orada görünce beş dakika sohbet etmiştik. Ardından sende gazeteni bırakmaya geldin ve yaptığın haberler üzerine bazı konuşmalar gerçekleşti. Ben sadece bir süre dinleyici taraf olmayı tercih ettim. Ve sende bu sözü söyleyip, ardından şaka yaptığını dile getirdin. Ben pek gülemedim. Belki espiri yeteneğin bu kadar da olabilir. Onunla ilgili bir şey söyleyemeyeceğim. Ayrıca yapmış olduğum konuşma ise salonda bomba etkisi değil, alkış etkisi yarattı. Bilmeni isterim. Orada olamadığın için, kendinin veya sana aksettirenlerin isteği doğrultusunda yazmışsın.

Elbette eksikliklerimiz var. Olmasaydı, bu dönem çok daha rahat olurduk. O eksiklikleri tamamlamak da, biz partililerin yegane görevi olacaktır. Bizim zaten eksikliklerimiz olmasa, bugün AK Parti diye bir partinin varlığı tartışılır olurdu. Geçmişteki ANAP ve diğerleri gibi… Türkiye, aydınlık ve çağdaşlaşma yolunda çok ileri noktalarda olurdu. Bazı gerçekleri ve yaşananları görmezden gelemeyiz. Haberlerimizde ise tarafsızlık ilkesinden ve gerçek habercilikten asla vazgeçmeyeceğiz.

Sadece Çok Rahat Kazanma Fırsatı Kaçtı Ama…

Sarıyer’deki seçime gelince ise ben Sarıyer’de seçimi kazanmayı zora soktuğumuzu değil, çok rahat kazanma fırsatını kaçırdığımızı dile getirdim. O esnada da zaten daha AK Parti Sarıyer’in adayı henüz açıklanmamıştı. CHP Sarıyer’de oluşacak birlik ve beraberlikle bu fırsat yeniden oluşabilir. 31 Mart’a daha yaklaşık üç ay var… Zaten AK Parti’nin bu kadar ucuz yayıncılık anlayışıyla yayın yapan bir kuruluşla reklamını, haberlerini yaptırtması kendisini daha da aşağıya, CHP’nin Sarıyer’de seçimi rahat kazanma şansını daha da yukarıya doğru çıkarmaktadır.

Şimdi sizlere arkadaşın benimle ilgili yazmaya çalıştığı metni, ardından kendi konuşmamın ilgili kısmını ve devamında da “Youtube”a kendileri tarafından atılmış olan konuşmamı paylaşıyorum:

Sarıyer Yenigün

Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Üyesi Aday Tanıtım Toplantısında söz alan CHP Sarıyer Belediyesi Meclis Üyesi Adayı Çetin Ali Aytaç, yüzlerce partilinin önünde yaptığı özeleştirileri ile salonda bomba etkisi yarattı. İki dönemdir Sarıyer’i kazandıklarını hatırlatan Aytaç, 3. Dönemi çok daha rahat kazanmaları gerekirken seçimi sıkıntıya soktuklarını dile getirdi.

Sarıyer’de başarılı olamadıklarının altını çizen genç siyasetçi, Sarıyer’de AK Partililerin, CHP’lilere göre daha samimi olduklarını anlattı. Çetin Ali Aytaç yaptığı konuşmada “Sarıyer’de çok eksiğimiz var. Bu kadar eksiğimiz olmasaydı, başarılı olurduk diye düşünüyorum. AK Partililer projelerini sunma ve anlatma konusunda bizden çok daha ileri seviyedeler.

Ayrıca kendilerine oy vermeyecek olan insanların bile hiç değilse yanına gidip samimiyetlerini içtenlikle gösteriyorlar. İnsanlara samimiyetle yaklaşıyorlar ve sunumlarını bize göre maalesef daha iyi yapıyorlar. Biz de daha fazla geç kalmadan halka bu şekilde dokunmamız gerekiyor” sözlerini kullandı.

23 Aralık’ta Aday Tanıtım Toplantısında Gerçekleştirmiş Olduğum Konuşmanın İlgili Kısmı

“Cumhuriyet Halk Partisi’nde meclis üyeliğine neden aday oldum? Herkes diyor ki, mimarlar, mühendisler meclis üyeliğine aday olmalıdır. Peki, iletişimciler, sosyologlar neden meclis üyesi olamaz! Halka yaptığımız projeleri kimler anlatacak? İletişimciler, sosyologlar… Bazen projeler anlamında güzel çalışmalar yapıyoruz; ama bunu halka sunma konusunda eksikliklerimizin olduğunu düşünüyorum. Şayet eksikliğimiz olmasaydı, birçok alanda başarılı olurduk. Bildiğiniz üzere, Sarıyer’de iki dönemdir iktidardayız. Üçüncü dönemde de Sarıyer’de aslında seçimi çok rahat kazanabileceğimizi söylememiz gerekiyordu; ama birtakım sıkıntıların yaşandığını görüyoruz. Bunların da sebepleri; az önce bahsetmiş olduğum sebeplerdir. Kendimizi tam olarak halka, yapmış olduğumuz projelerde dahil olmak üzere anlatamıyoruz. Bu konularda eksiklikler yaşıyoruz. Halkın, yaptığımız projeleri gördükten sonra bize hemen oy vermesini bekliyoruz. Böyle bir bakış açısı olamaz. AK Partililer bu konuda maalesef bizden çok daha ilerideler. Kendisine oy vermeyecek olan seçmenin bile yanına gidip, samimiyetini göstermeye çalışıyor. Bizim de halka dokunmamız gerekiyor. Halkın beklentileri neler, halka vereceklerimiz neler; bunları halka anlatmamız gerekiyor. Ben de bir iletişimci, bir sosyolog adayı olarak bu eksiklikleri tamamlamak adına meclis üyeliğine aday oldum. Teşekkür ederim.”

Konuşmama Facebook hesabım üzerinden de ulaşabilirsiniz. Orada da birçok partilimiz izlemiş ve teşekkür etmişti.

1 Comment

1 Comment

  1. Sinem Siklon

    11 Ocak 2019 at 03:06

    Merhaba Sayın Meslektaşım;

    Ben de bir gazeteciyim, sizin söylediğiniz gibi iletişimci. Doktoram da iletişim sosyolojisi üzerine ama hali hazırda aylık bir derginin genel yayın yönetmenliğini yapıyorum. İnanır mısınız sadece Sarıyer’e özgü değil bu yazdıklarınız. Her kentin yayınında yazarına gazetecisine ya da yayın yönetmenine bir şekilde çamur atıyorlar. “Çamur at, izi kalsın” mantığı.Yayın yönetmenliğini yaptığım dergi bir yaşam kültür sanat dergisi olmasına rağmen o dergide bile siyaset arayıp buldu bizim oraların A haberi. Yaptığım iki röportaj da muhalif ve ahaliyi isyana gark ettirecek türdenmiş. Ben de onların sayesinde öğrendim. Özellikle seçim zamanı yapılmış bu röportajlar. Halkın aklını karıştırmak için… Yaptığım iki röportajla halkın kafasını karıştırabiliyorsam ne mutlu bana… 31 Mart tarihine kadar bu tür kafa karıştırıcı, isyana sürükleyici röportajlara devam. Yeter ki şu %51 lik ahalinin kafası karışsın. Üzmeyin tatlı canınızı. Yapacakları elle tutulur bir işleri olmadığından haberleri masal şeklinde yazıp basıyor ya da yayınlıyor. Umarım bir meslektaşım olarak, Sarıyer Belediye Meclisi’ne girersiniz ve onlarla doğru bir şekilde, eğer ki iletişim kurabiliyorsanız kurarsınız.

Bir Cevap Yazın

blank