Connect with us

Siyaset

CHP ESKİ GENÇLİK KOLLAR GENEL BAŞKANI’NDAN CUMHURİYET YAZISI…

Published

on

blank

CHP’nin eski Gençlik Kolları Genel Başkanı Fatih Pala, sosyal medya hesabı üzerinden Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan operasyonları kaleme alarak,”Cumhuriyet Gazetesi’nin yazar ve çizerlerinin tutuklandığı operasyonun karşısında tüm muhalif kesimlerin birlikte karşı duruşu ikinci cumhuriyetçi, yetmez ama evetçi, mandacı kadroyu heveslendirmesin. ” dedi.

CHP’nin eski Gençlik Kolları Genel Başkanı Fatih Pala, sosyal medya hesabından son dönemlerde Cumhuriyet Gazetesi’ndeki yaşananlarla ilgili bir yazı yazdı.Pala, “Cumhuriyet Gazetesi’nin yazar ve çizerlerinin tutuklandığı operasyonun karşısında tüm muhalif kesimlerin birlikte karşı duruşu ikinci cumhuriyetçi, yetmez ama evetçi, mandacı kadroyu heveslendirmesin. Bu operasyonu fırsat bilip gazetenin köklerini ve hukukunu savunan Alev Coşkun ve Mustafa Balbay’ı günah keçisi yapmanıza müsaade etmeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.

İşte Fatih Pala’nın “O Kadar Kolay Değil!” başlıklı büyük beğeni alan o yazısı:

Cumhuriyet Gazetesi’nin yazar ve çizerlerinin tutuklandığı operasyonun karşısında tüm muhalif kesimlerin birlikte karşı duruşu ikinci cumhuriyetçi, yetmez ama evetçi, mandacı kadroyu heveslendirmesin. Bu operasyonu fırsat bilip gazetenin köklerini ve hukukunu savunan Alev Coşkun ve Mustafa Balbay’ı günah keçisi yapmanıza müsaade etmeyeceğiz.

Öncelikle süreci hep birlikte hatırlayalım;

Cumhuriyet Vakfı’nın, 02 Nisan 2013 tarihli toplantısı ile başlıyoruz. Yönetim Kurulu üyesi Aydın Aybay’ın vefatı nedeniyle yerine yeni bir üye seçimi yapılacak. Toplantıda, 11 yönetim kurulu üyesinden 9’u hazır bulunuyor. Mustafa Balbay cezaevinde, İnan Kıraç da yurt dışında olduğu için toplantıya katılamıyor. Bu iki yönetim kurulu üyesi mazeretleri gereği oylarını kapalı zarf içinde toplantıya sunuyorlar.

İşte dananın kuyruğu da burada kopuyor. Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç, kapalı zarf ile gelen oylardan Mustafa Balbay’a ait olanını kabul ederken, İnan Kıraç’ın oyunu kabul etmiyor. Oylama, 5’e 5 çıkıyor. Ve Başkan Orhan Erinç’in oy verdiği Önder Çelik, Yönetim Kurulu üyesi seçiliyor. Alev Coşkun, Mustafa Balbay, Mustafa Pamukoğlu ve Şevket Tokuş’un ilk itirazları işte bu seçime.

İkinci itiraz, 18 Şubat 2014’de yapılan toplantıya. 11 kişilik yönetim kurulu 6 kişi ile toplanıyor. Toplantıya gelmeyen 5 üyeyi ihraç edip yerlerine 5 yeni üye seçiyor.

Gerçekten çok demokratik değil mi?

Yukarıdaki süreç Cumhuriyet Vakfı’nın ve Cumhuriyet Gazetesi’nin çizgisinden çıkarılıp bambaşka bir zihniyete evirilmesindeki önemli dönemeçtir.

Şimdi gelelim Cumhuriyet operasyonunun tüm sorumluluğu üzerlerine yıkılmaya çalışılan Alev Coşkun, Mustafa Balbay, Şevket Tokuş ve Mustafa Pamukoğlu’na…

Cumhuriyet gazetesini adeta istila eden ve gazeteyi köklerinden uzaklaştıran bu grup, hep bir ağızdan “beğendiniz mi yaptığınızı, sizin yüzünüzden soruşturma başladı” algısını yayıyor. Gördükleri bir hukuksuzluğu yargıya taşımış insanlara bu nasıl söylenebilir? Ne yapmaları bekleniyordu? Aman hükümet bunu kullanır bu hukuksuzluğu görmezden gelelim mi deselerdi? Ahlakı, “iki kadın memesi için vatanı satarım” derecesine kadar uzanan bu yapının adetidir hukuksuzlukları ve zulümleri işlerine geldiği gibi görmezden gelmek.

Ergenekon ile başlayan soruşturmalar dizisinin, Gülenist terör örgütünün kumpası çıkması sonrası takındıkları pişkin tavır bunun kanıtıdır. Eğer bir suçlu aranıyorsa vakıf ve gazete, yaptıkları hukuksuz istilaya bakmalıdırlar. Cumhuriyet Gazetesi’nin temel çizgisinin temsilcisi bu insanlar sizlerin ortalıkta kolayca harcayacağı figürler değildir. Buna ne sizin kalibreniz yeter, ne de bu çizgiye sadakatle bağlı milyonlar müsaade eder.

Alev Coşkun ve Mustafa Balbay üzerinde yoğunlaşan eleştirilere bir bakalım;

Aydın Engin, kendisiyle 15 Kasım 2016 tarihinde yapılan röportajda şöyle diyor: “Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yapılan seçimlerin yasal olduğuna dair bir raporu var”. Ya yasalara uygun olmadığına dair 3 rapor ne olacak? Yetmez ama evet kurnazlığı ile saklıyor Aydın Engin bu raporları.

Aynı röportajda “Kanıtlayamam ama Cumhurbaşkanı’na imzasız mektubu Alev Coşkun’un yazdığına eminiz” diyor.

Aslında şaşırtmıyor Aydın Engin. Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un terör örgütü kurduğuna emin olduğu gibi emin!

Ve devam ediyor, “Alev Coşkunlar yönetimde olsa gazete milliyetçi olurdu” diye. İşte solumsu bu yapının her fırsatta başvurduğu taşra uyanıklığı: Atatürk milliyetçilerini bir laf oyunu ile faşist diye damgalamak. Aydın Engin yanılan değil, yanıltandır. O nedenle bilmediğini değil, sinsice yanılttığını görmemiz gerekiyor.

Bu açıklamalardan sonra sahneye Yalçın Doğan çıkıyor.

Yeni T24, eski Hürriyet yazarı Ağabeyimiz, Hürriyet gazetesinde hak arama hürriyetini unutmuş olacak ki, “Alev Coşkun, Mustafa Balbay şimdi mutlu musunuz” başlıklı bir yazı kaleme alıyor.

Aydın Engin ile aynı uyanıklığı yapan Doğan, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne yapılan şikâyete hak veren bilirkişi raporlarını görmezden gelip, “yasaya uygundur ve usulsüz değildir” diyen tek bir rapordan bahsediyor.

Coşkun ve Balbay’a, “Dava açarak iktidara fırsat yarattınız” diyerek de bu isimleri Cumhuriyet operasyonunun sorumlusu olarak ilan ediyor.

Gülmemek elde değil!

Kırk yıllık bir yazarın mantığına bakar mısınız? Bizleri hukuksuzluğu yapanları değil, düzeltilmesi için hakkını arayanları suçlamaya sevk ediyor. Bu pespayeliğe ses çıkaracağız, gerçeği haykıracağız!

Son salvolar Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç’ten;

Gazete’nin eski imtiyaz sahibi Berin Nadi’nin anmasında yaptığı açıklamaların, birçok Cumhuriyet okurunu derinden yaraladığına inanıyorum. İtiraza konu olan toplantının başkanı olarak yaptığı cinliğin hesabını vermeden, bel atı saldırının nadide örneklerinden birisini sergiliyor.

Erinç konuşmasında, Alev Coşkun’un aldığı maaşa, Mustafa Balbay’ın Ankara temsilcisi olarak kullandığı arabanın yakıtına kadar giriyor. Bu isimleri para düşkünü ve amaçları için Cumhuriyeti kullanan insanlar olarak zihnimize yerleştirmeye çalışıyor.

Çok yazık! İnsan, babaları Silivri zindanındayken baskı ile okullarından ayrılmak zorunda bırakılan Balbay’ın çocuklarından utanır.

Ve, “Şevket Tokuş’un masrafları fazla geldi o yüzden yönetimden çıkardık” diyor Erinç. Üstelik Berin Nadi’nin huzurunda. O’nun noter kanalı ile bağışladığı evi, İzmir ve Ankara bürolarını satmış, tüketmiş bir yapının başkanı olarak!

Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik yürütülen baskı amaçlı operasyonları yaptığınız usulsüzlükleri örtbas etmek için kullanmanıza izin vermeyeceğiz.

Bu operasyona karşı duruşumuz, tutuklanan yazar ve çizerlere sonuna kadar sahip çıkmamız sizlerin yanlışlarınızı görmemize engel olmayacak.

O kadar kolay değil!

Coşkun ve Balbay’ın çizgisi bizlere Nadi’nin, Mumcu’nun, Kışlalı’nın, Selçuk’un emaneti.

Fütursuz saldırılarınızı bertaraf edeceğiz!

Click to comment

Bir Cevap Yazın