Connect with us

Siyaset

CHP İSTANBUL İL GENÇLİK ÖRGÜTÜ BAŞKAN YARDIMCISI MUHAMMET ACAR YENİ YAZISI “GEÇMİŞTEN GELECEĞE CHP” İLE ARTIK SARIYER SON BASKI’DA

Published

on

blank

“Uçurum kenarında yıkık bir ülke…Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar…Ondan sonra, içerde ve dışarda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet…Ve bunları başarmak için arasız devrimler…İşte Türk Genel Devrimi’nin kısa bir diyemi…” diye bahsediyor Mustafa Kemal Atatürk.

Bu tanım aslında sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin değil, Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük iki eserinden biri olarak gördüğü Cumhuriyet Halk Partisi’nin de nasıl bir ruhla kurulduğunu; Kemalist düşüncenin neleri nasıl başardığını da bir nebze açıklıyor.

29 Ekim 1923’ten 29 Temmuz 1965’e kadar Kemalizm’le kalmış; 1970’lere kadar “ortanın solu neresi?” sorusunun cevabını bulmaya çalışmış, 1999’a kadar sosyal demokrasi ile yol almaya çalışmış ve son olarak 2010’dan bu yana da özgürlükçü sol-tam demokrasi arasında rüzgarla savrulmaya alıştırılmış Cumhuriyet Halk Partisi’nin geleceğini kuşkusuz hepimiz merak ediyoruz.

Atatürk sonrasında İkinci Dünya Savaşı’na dahil olmamayı başaran İsmet İnönü’den, Kıbrıs Barış Harekatı’nı gerçekleştirerek EOKA terörüne son veren Bülent Ecevit’e; 1980 darbesi sonrasında kapatılan CHP’nin 1992’de Deniz Baykal ile yeniden kurulmasından, 2010’dan bugüne Kemal Kılıçdaroğlu’nun izlediği sakin ve anlaşılmaz politikalarına kadar gelindi.

İsmet İnönü “ortanın solu” dedi, “ortanın solu, Moskova yolu!” denildi.Normal şartarda Türkiye’ye uymayacak olan ve 1994’te de “Sosyal demokratlar, sermaye sınıfının yanında değil ama karşısında da değildirler.Sosyal demokratlar, kapitalist rejimlerde bu iki sınıfın uzlaşma köprüsü konumundadır.”** şeklinde tanımlanan sosyal demokrasiyi “ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen!” ve “toprak işleyenin, su kullananın!” gibi sloganlarla tanıtan ve uygulayan Bülent Ecevit 1977 seçimlerinin galibi oldu ve başarıyı yakaladı.1980 sonrası 1992’de partiyi yeniden açan Deniz Baykal, Kemalizm’e bağlı kalmasına rağmen etkili politikalar üretememesinin sonucunda 1999 seçimlerini %22 ile Bülent Ecevit’in DSP’sine kazandıran isim oldu.Son olarak Kemal Kılıçdaroğlu dönemi ise, “Kemalist devrim ve toprak reformu”ndan gelip “Yenikapı Ruhu”na kadar giden uzun ince bir yol olarak karşımızda duruyor.

Aslında büyük resim de karşımızda çok net olarak duruyor.

Bütün sorunun aslında Kemalizm’den uzaklaşmadan izlenecek emek yanlısı politikalarla çözülebileceği, kısa ve net birkaç tespit ile görülebiliyor.

Günümüzde ne tek başına Kemalizm, ne de tek başına emek yanlısı söylem ve politikalar yeterli değildir.Türkiye’de insanlarımız geçim sıkıntısı çekerken, bizler gidip kimseye devrimcilik yapamayız.Bizim milyonlarca gencimiz işsizken, bizler gidip laikliği sadece salonlarda kendi kendimize bağırıp durmakla hiçbir problemi çözemeyiz.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kemalizm’e yönelişi de başlı başına bir çözüm olmayacaktır şüphesiz.Zira Kemalist düşüncenin de somut politikalardan yoksun olduğunda başarısızlığa uğrayabileceğini, Deniz Baykal örneği ile net bir şekilde görmüş olduk.Bugüne kadar somut Kemalist politikalar üretme konusunda; ne parti bu temelde taş üstüne taş koymuştur, ne de başkasının koymasına izin vermiştir.***Artık Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu tür çıkmazlardan bir an önce sıyrılıp, donanımlı kadrolar öncülüğünde önüne Altı Ok rehberliğinde somut politikalar koyması gerekmektedir.

Ve en önemlisi de; Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı, Türkiye Cumhuriyeti tam bağımsızlığından yoksun bir durumdayken dördüncü devrim hedefini, 29 Ekim 2016 günü “tam demokrasi” olarak açıklayamaz, açıklamamalıdır.

Ne Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu tür boş maceralara atılacak vakti vardır, ne de Cumhuriyet Halk Partisi bu sorumsuzlukta bir partidir.Tam bağımsızlık olmadan gelecek olan tam demokrasinin kimlere ve neye hizmet edeceğini bizler çok iyi biliyoruz!

Ülkemizin çıkmaz sokaklara sokulmak istendiği şu zor günlerde çözümü Kemalizm’den ve Altı Ok’tan başka bir yerde aramak hatasına bir kez daha düşülürse; bu kez ne içerisinde barınabileceğimiz bir Cumhuriyet Halk Partisi, ne de üzerinde özgürce yaşayabileceğimiz bir Türkiye Cumhuriyeti kalmayacak.

Tüm ilgililerin kulağına gitmesi ve herkesin üzerine düşeni bir an önce yapması umuduyla..

Muhammet Acar

Kaynakça: * : Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, 1. Cilt, Sayfa 330. ** : Sosyaldemokrat Halkçı Parti, Parti İçi Eğitim Semineri 5. Kitap(1994), Sayfa 59. *** : Kemalist Devrim İdeolojisi, Emin Türk Eliçin, Sayfa 23.

 

Click to comment

Bir Cevap Yazın