Connect with us

Siyaset

CHP’li Gürsel Tekin: Millet Ağlarken Saray Gülüyor!

Published

on

blank

31 Mart 2019 Yerel Seçimleri kapsamında yurdun bir çok yerine ”Halkın Otobüsü”yle ziyarette bulunan CHP İstanbul milletvekili Gürsel Tekin, Türkiye tarihinin en büyük ekonomik kriziyle karşı karşıya olduğumuzu vurgularken hayat pahalılığı, işsizlik, çiftçinin durumu, sanayideki büyük düşüş gibi sorunlara değindi.

Leman Haber’in aktardığına göre; bu sorunların başlıca sebebi olarak AKP hükümetinin uyguladığı yanlış politikalara değinen Gürsel Tekin’in konuşmasının satırbaşları şöyle;

”Türkiye’nin haline çok iyi bakın. Millet ağlarken saray gülüyor!”

”Millet tarlalarının, fabrikalarının, evlerinin tapusunu, traktörlerinin, arabalarının ruhsatını bankalara kaptırma korkusu içinde yaşıyor. Çarşıda, pazarda, sebze ve meyve artık taneyle, gramla satılıyor. Millet ucuz soğan, patates, domates alabilmek için saatlerce kuyruklarda bekliyor. Babalar evlatlarına cep harçlığı bile veremiyor. İşsiz gençlerimiz Meclis’in önünde kendini yakıyor, intihar ediyor. Saray iktidarı ne yapıyor? Milletten kopmuş, gözleri kör, kalpleri mühürlü vatandaşın feryadını duymuyor. Saray çevresi yazlık, kışlık, uçan saraylarda gününü gün ediyor. Damatlar bakan, teyze oğulları genel müdür atanıyor. Akrabalara, yandaşlara devlet kadrolarında ballı maaşlar bağlanıyor. Havuz müteahhitleri dolarla, euroyla garantilenmiş gelirleri ceplerine atıyor. Vatandaş hayat pahalılığından, işsizlikten bir kuru soğana muhtaç. İşçimiz, çiftçimiz, sanayicimiz kan ağlıyor. AKP düzeninde millet ağlarken saray gülüyor.”

Sadece bir yıl içinde işsiz sayısı 1.5 milyon arttı!

”AKP hortumcu piyasa ekonomisi demektir. Bu ekonominin temeli israf ve yolsuzluktur. Bunlar milletin verdiği paraları har vurup harman savurdular, milleti işsizliğe mahkum ettiler. İşsizlik rekor bir seviyeye çıktı. 24 Haziran’dan sonra ekonomi şahlanacak dediler işsizlik şahlandı, yüzde 13,5’e çıktı. İŞKUR’a kayıtlı işsiz sayısı 3 milyon 953 bine ulaştı. Kayıtlı işsiz sayısı sadece 1 yılda 1 milyon 535 bin arttı. Gerçek işsiz sayısı 7,5 milyona dayandı. Bugün Türkiye’deki işsiz kardeşlerimizin nüfusu, dünyadaki 93 ülkenin nüfusundan fazla. İşi olanların durumu da iyi değil. Her 100 çalışandan 34’ü sigortasız, kayıt dışı çalışıyor. Dünyada 182 ülke var. İşsizliğin en yüksek olduğu 34’üncü ülkeyiz. Türkiye bugün işsizlik bakımından Afrika ülkelerinin bile gerisinde bulunuyor.”

Dünyada hayat pahalılığının en yüksek olduğu 10 ülkeden biri olduğumuzu söyleyen Gürsel Tekin ”varlık kuyruğu” olarak bahsedilen tanzim kuyruklarına da değindi.

”Bunlar varlık kuyruğu olsa önce o bakanlar ve yandaşlar kuyruğa girer”

”Bunlar yediler, içtiler millete hizmet etmeyi unuttular. Türkiye bugün bu bozuk düzen yüzünden dünyada hayat pahalılığının en yüksek olduğu 10 ülkeden biri. Enflasyon yüzde 20’yi buldu, mutfaktaki enflasyon yüzde 30’u aştı. Türkiye’nin enflasyon liginde rakipleri Liberya, Angola oldu.

Son 1 yılda, kuru soğan 1 lira 40 kuruştan 4,5 liraya çıktı. Yüzde 219 zamlandı. Patates 1 lira 60 kuruştan, 3 lira 90 kuruşa çıktı. Yüzde 135 zamlandı. Pırasa 2 lira 20 kuruştan, 5 lira 50 kuruşa çıktı. Yüzde 152 zamlandı. Sivri biberin kilosu 10 lira oldu. Yüzde 119 zamlandı. Millet emekli maaşıyla, asgari ücretiyle artık evine domates, peynir alamıyor. 17 yıl bu ülkeyi yönettiler. En sonunda milleti patates, soğan kuyruklarında perişan ettiler. Buna da varlık kuyruğu diyorlar. Bunlar varlık kuyruğu olsa önce o Bakanlar, yandaşlar kuyruğa girer.”

Devletin her çiftçiye tam 68 bin 386 lira borcu var!

Konuşmasına çiftçinin maruz kaldığı dar boğaz ile devam eden Gürsel Tekin, tarımın nasıl bitirildiğini ve devletin çiftçiye olan borcunu açıkladı.

”Üretim olmayan yerde bereket de olmaz, zenginlik de olmaz. Bugün Türkiye’de kıtlık varsa, yokluk varsa israf ve yolsuzluk nedeniyle var. Bunlar üretime gidecek parayla saraylar yaptılar, yandaşları beslediler, ceplerini doldurdular, milleti yokluğa mahkum ettiler. Tarım devriminin yapıldığı topraklarda bunlar tarımı bitirdiler. Çiftçinin malı para etmiyor. Mazota, gübreye, ilaca gücü yetmiyor. 2002 yılında bir kilo gübre almak için çiftçimiz 1,7 kilo buğday satıyordu. Bugün 2,7 kilogram buğday satsa ancak alıyor. Besici 2002’de 1 litre çiğ süt satıp 1,7 kilo süt yemi alıyordu. Şimdi 1 litre satsa ancak 1 kilo süt yemi alıyor. 17 yılda Tarım Kanunu gereği çiftçiye ödenmesi gereken para 271 milyar. Ödedikleri para 121 milyar. Bunlar çiftçinin 150 milyar lirasını gasp ettiler. Bu 150 milyar lirayı israf çukurlarına gömeceklerine çiftçiye verseler, bu milletin çiftçisi bu ülkeyi 3 kere doyurur. AKP’nin her çiftçiye tam 68 bin 386 lira borcu var. Devlet borcunu çiftçiye ödemiyor, çiftçi bankaların elinde borç batağına giriyor, üretimden çekiliyor. 2002 yılında 239 milyon dönüm tarım alanı işleniyordu. Bugün 197 milyon dönüme düştü. İki Trakya büyüklüğünde alan artık ekilmiyor.”

AKP demek işsizliktir, yoksulluktur!

Kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyken tarım ürünleri ve besicilik konusunda nasıl ithal ürüne muhtaç olduğumuzu açıklayan Güsel Tekin, ”Bunlar çiftçiye yokluğa mahkum ederken, el oğlunu doyurdular. Buğdaydan nohuta her şeyi ithal eder hale geldik. Arjantin’den sığır alıyoruz Gürcistan’dan aldığımız samanla besliyoruz. 2003 – 2018 yıllarında Türkiye tam 95 milyar dolar yani 518 milyar TL tarım ve hayvancılık ithalatı yaptı. AKP düzeninde Hans kazandı, Hasan aç kaldı. Türkiye dünyanın en çok sığır ithal eden ikinci ülkesi oldu. Çin’in nüfusu Türkiye’nin tam 17 katı. İthal ettiğimiz sığır sayısı Çin’in 9 katı. Üretim bir bütündür. Çarklardan biri durursa hepsi durur. Tarım üretimi bitti, sanayi üretimi yere çakıldı. Son 1 yılda sanayi üretimi yüzde 9,8 azaldı. Bir ülkede tarım üretimi yoksa, sanayi üretimi yoksa elbette işsizlik olacak, yoksulluk olacak. AKP demek işsizliktir, yoksulluktur” dedi.

Borç 450 milyar dolar!

Ülkenin iflas ettiğini ve borcun 450 milyar dolara dayandığını açıklayan Gürsel Tekin, borç alınan betona kurban gittiğini söylerken konuşmasının sonunda ”İstanbul değişirse Türkiye değişir” diye bitirdi.

”En dikkat edilmesi gereken nokta. Bunlar bu ülkeyi iflasa sürüklediler. El parasıyla bol keseden kredi aldılar, milleti gırtlağına kadar borçlandırdılar. 2002 yılında Türkiye’nin dış borcu 129 milyar dolardı. Yani 1923’ten 2002 yılına kadar bu ülkedeki bütün hükümetler sadece 129 milyar dolar borç aldı. AKP döneminde borç 3,5 kat arttı. 17 yılda borç 450 milyar dolara çıktı. Bu hükümet yüzünden bu ülkede dünyaya gözlerini açan her çocuk 5 bin 589 dolar borçla doğuyor. Aldıkları borcu ne yaptılar? Betona gömdüler. 2002 yılında her 100 liralık yatırımın sadece 11 lirası betona gidiyordu, şimdi 28 lirası betona gidiyor. Rant hırsıyla gözü dönmüş bir şekilde şehirlerimize ihanet ettiler. Bunların elinde bu ülkenin şehirleri adeta beton ormanlarına döndü. Millet nefes alacak bir karış toprak bulamıyor. AKP demek borç demektir, rantiye düzeni demektir, doğa katliamı demektir.”

”İstanbul değişirse Türkiye değişir!”

”Bugün Türkiye’de 16 milyon kardeşimiz soğuk kış günlerinde evini ısıtamıyor. 25 milyon kardeşimiz ay sonunu ucu ucuna getiriyor. 26 milyon kardeşimiz iki günde bir sofrasına bir kap et koyamıyor. 47 milyon vatandaşımız borçlarını ödemekte zorlanıyor. 54 milyon insanımız konut ve kira masrafları altında eziliyor. AKP’nin hortumcu piyasa ekonomisiyle üretim terk edildi, ithalat patladı. Milletin kazancı düşerken, borcu arttı. Ekonomi faizcilerin insafına bırakıldı. Sanayici, çiftçi, üretici ezildi. 31 Mart’ta sandığa gittiğinizde bunlara bir ders verin. Unutmayın bir oy değişirse bir ilçe değişir, Bir ilçe değişirse İstanbul değişir, stanbul değişirse Türkiye değişir.”

Click to comment

Bir Cevap Yazın