Connect with us

Siyaset

HÜSEYİN ÇELİK’TEN AKP’YE BÜYÜK TAŞ !

Published

on

blank

Eski bakan ve eski AKP sözcüsü Hüseyin Çelik, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun görevden alınmasını “kardeş katline” benzetti.

Çelik, Davutoğlu’nun AKP Genel Başkanlığı’ndan ayrılış şeklini, Osmanlı döneminde Padişahların ‘kendisine rakip olmasınlar’ diye ‘kardeşlerini katletmesine’ benzetti.

Hüseyin Çelik’in kendi internet sitesinden yayımladığı açıklamada, açıklamalarla ilgili öne çıkan kısımlar şunlardır :

“Osmanlı padişahlarının önemli bir kısmı, saltanatlarını güçlendirmek ve kendi yerlerine şehzadelerden birinin geçirilmesine mani olmak için kardeşlerini, bazen de hanedanın bütün erkek mensuplarını katlederlerdi. Hatta bazen babalar çocuklarını öldürtürlerdi. Katledilen şehzadelerin bir kısmı henüz kundakta bebek iken, bir kısmı ise erişkin yaşlarda, hatta çoluk çocuk sahibi iken öldürülmüşlerdir. Öyle zamanlar gelmiştir ki, bu katliamlardan dolayı hanedan sona erme tehlikesiyle karşı karşıya gelmiştir. Mesela IV. Muratbütün şehzadeleri öldürttüğü için, kendisinden gizlenen ve kafes arkasına kapatıldığından dolayı anormalleşen ve “deli” ünvanıyla bilinen Şehzade İbrahim tahta geçirilmiştir. Osmanlı padişahlarından en az üçü “deli” diye anılmaktadır. Esasen, her an boynuna yağlı urgan geçme korkusuyla yaşayan bir şehzadenin normal kalması çok da kolay olmazdı.

Kim, bu kardeş katli uygulamasını ne adına savunursa savunsun, ben şahsen aklımın erdiği günden beri bunu hunharca bir uygulama olarak görüyorum. Devletin bekası, fitnenin önlenmesi, toplumun huzur ve barışı gibi gerekçeler, hiç bir zaman, bana tatmin edici gelmemiştir. Esas vahim olanı, bu işin din adamlarından alınan fetvalarla yapılmış olmasıdır. Saltanatlarda, din adamları da çoğunlukla, sultanın “kul“u olarak muamele gördükleri için, ya fetva verecek ya da kelle vereceklerdi; çoğunlukla kelleyi kurtarmak veya azledilmekten kurtulmak için fetva vermeyi tercih ederlerdi. İşin özünde, saltanatın ortak kabul etmemesi meselesi vardır. Esas hassasiyet, devletin bekası ile değil, monarkın saltanatının devamıyla ilgilidir. Monarşiler çeşitlilik arz etse bile, yönetimin dayandığı temel paradigmalar değişmez. Monarkın sıfatının ne olduğu da önemli değil. Kral, kraliçe, şah, padişah, sultan, melik, emir farketmez. Hepsinde işin özü, güçler ayrılığı değil, güçler birliği prensibidir. Bütün güç tek elde toplanmıştır ve o güç ise gücünün paylaşılmasına asla tahammül etmez.

Çok şükür bugün artık “kardeş katli” diye bir şey yoktur. Ancak, şeref ve haysiyetleri ile oynadığımız, bin bir türlü hakaret ve iftiraya uğrattığımız, itibarlarını ayaklar altına aldığımız, sabah akşam trol ve troliçelerin, satılık ve kiralık kalemşörlerin, ekranları dolduran infaz timlerinin saldırılarına muhatap kıldığımız, çileli günlerdeki yol ve dava arkadaşlarımıza, yani manevi kardeşlerimize uygulanan kıyıma ne diyeceğiz? Manen kıyıma uğrayan sadece siyasetteki yol ve dava arkadaşlarımız değil, en zor zamanlarda yanımızda olan, birçok badireyi atlatmada hayati roller üstlenen bazı hukuk ve devlet adamları ile birçok basın mensubu da ne yazık ki bu kırlangıç fırtınasından nasibini almıştır. Manevi kıyıma uğramanın ne anlama geldiğini, onur ve itibarlarına düşkün insanlar çok iyi bilirler.

Sayın Ahmet Davutoğlu, değerli bir bilim ve siyaset adamıdır. Herkes gibi onun da artıları eksileri elbette vardır. Birlikte siyaset yaptığımız sürece, aramızda tatsız diyebileceğimiz bir tartışma bile geçmemiştir. Ancak Sayın Erdoğan‘dan sonra, benim şahsen genel başkan adayım hiç bir zaman Sayın Davutoğlu olmadı. Bunu ikili görüşmelerimizde kendisine de ifade ettim. Ben, Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlık ettiği bütün kurullarda kendisinden sonra Sayın Abdullah Gül‘ün AK Parti’nin genel başkanı ve başbakan olması gerektiğini, gerekçeleriyle birlikte çok açık ve aleni olarak söyledim. Ama sonuçta Sayın Erdoğan, Sayın Davutoğlu‘nu tercih etti. Biz, Sayın Davutoğlu‘na da, birçok değerli arkadaşımızın tasfiyesine en azından seyirci kalmasına rağmen, hürmette kusur etmedik. Hatta ülkemizin, partimizin ve hükümetimizin selameti ve başarısı için ‘nasıl yardımcı olabiliriz‘ diye gayret gösterdik.

Peki, bütün bunlara rağmen, Sayın Davutoğlu‘na revâ görülen muameleye sağ duyulu kaç insan “bu şık oldu” diyebilir. Bu olaydan sonra, değerli dostum Vehbi Vakkasoğlu‘nun yıllar önce okuduğum “Önce Alkışladılar, Sonra Öldürdüler” isimli kitabını hatırladım. Gerçekten tarih tekerrürlerle doludur.”

Click to comment

Bir Cevap Yazın

Genel

CHP Sarıyer İlçe Başkanlığı 18 Mart mesajı yayımladı

Published

on

blank

CHP Sarıyer İlçe Başkanı Ahmet Güveloğlu, Çanakkale Zaferi’nin 108. yılı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. 

Güveloğlu yayımladığı mesajda, “108 yıl önce Çanakkale’de tam bağımsızlığın meşalesi yakıldı. Tarihin akışı değişti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları büyük bir destan yazdı. Çanakkale’de, Conkbayırı’nda, Arıburnu’nda bağımsızlık mücadelesi verenlere, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve tüm silah arkadaşlarına selam olsun. Bu uğurda mücadele eden tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. 18 Mart Çanakkale Zaferi’miz kutlu olsun.” dedi.

Continue Reading

Genel

İYİ Parti Sarıyer’den 18 Mart mesajı

Published

on

blank

İYİ Parti Sarıyer İlçe Başkanı İbrahim Temur, 18 Mart Çanakkale Zaferi dolayısı ile bir mesaj yayımladı.

Temur, 18 Mart Çanakkale Zaferi dolayısı ile yayımladığı mesajda, “18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıl dönümünde başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere vatan uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi rahmet ve minnetle, gazilerimizi saygı ve şükranla anıyoruz.

Milletimiz; cesaretin ve birliğin getirdiği mücadele gücüyle ” Çanakkale Geçilmez ” diyerek kazandığı büyük zaferle, tam bağımsız ve çağdaş yeni bir Türk devleti olma yolunda yürümeye başlamıştır.

İnanıyoruz ki; milletimiz 108 yıl sonra bugün de, aynı ruh ve inanmışlıkla, adil ve hür bir yaşam için, yeniden tarih yazacaktır!” dedi.

 

Continue Reading

Genel

Sarıyer’in İYİ Partili Meclis Üyesi Taylan Yıldız istifa etti

Published

on

blank

Sarıyer Belediyesi’nin ve İBB’nin İYİ Partili Meclis Üyesi Vedat Taylan Yıldız, milletvekili aday adayı olabilmek için istifa etti.

İYİ Parti’nin Sarıyer Belediyesi ve İBB Meclis Üyesi Dr. Vedat Taylan Yıldız yaptığı açıklamada, “Açtığım canlı yayında gençlere sordum TBMM’de milletvekili adayı olayım mı diye, anket sonucunda gençler yüzde 90 milletvekili adayı olmamı istedi. Sevgili genç arkadaşlarım. Sizinle beraber Pazar akşamı Twitch yayınımızda aldığımız karar üzerine Sarıyer ve İBB meclis üyeliklerimden bugünden itibaren istifa etmiş bulunuyorum. Geçmiş dört yıl zarfında beraber çalışma mutluluğuna eriştiğim değerli eski il başkanım Sayın Buğra Kavuncu‘ya, İl başkanımız Coşkun Yıldırım‘a, Grup Başkan Vekilim İbrahim Özkana ve birbirinden kıymetli İYİ Parti meclis üyelerimize teşekkürü bir borç bilirim.” dedi.

Continue Reading

Popüler

blank