Connect with us

Siyaset

ÖZDİL’DEN ANLAMLI YAZI: KIRIK KALPLER DURAĞI

Published

on

blank

Sözcü’ye kurulan FETÖ kumpasından sonra usta gazeteci Yılmaz Özdil, Sözcü gazetesindeki bugünkü köşesinde okurlarına Sözcü gazetesini anlatan güzel bir yazı kaleme aldı.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı günü Sözcü gazetesine kurulan FETÖ kumpasının ardından Sözcü gazetesi, dünkü sayısını boş sayfalarla çıkartmış ve kurulan kumpasa bu şekilde tepki göstermişti.Dünya’da gündem yaratan bu gelişmelerin ardından Sözcü gazetesinin usta yazarları bugünkü köşesinde Sözcü gazetesine kurulan kumpasları yazdı.En dikkat çeken yazılardan biri ise Yılmaz Özdil’in yazısı oldu.Özdil köşesinde, Sözcü gazetesindeki usta kalemlerin hikayesini  kısa özetle anlattı.İşte Yılmaz Özdil’in bugünkü “Kırık Kalpler Durağı” başlıklı yazısı:

Polis filan basmış… Arkadaşlarımız gözaltına alınmış. Apar topar gazeteye gidiyorum. Radyo açık. En sevdiğim şarkı çalıyor. “Kırık kalpler durağında inecek var…”

*

Sözleşmeden buluşuverir kırık kalpler anlatılmaz ama ordadır bütün dertler gönül kırgınlıkları hayat haksızlıkları kader yalnızlıkları çeken bütün kalpler Kimini yakıp geçen aşklar incitmiş kimini yanlış kararlar yıkıp geçmiş kimine yakın dostu ihanet etmiş kimi hayatın sillesini yemiş gönül durgunlukları hayat yorgunlukları şehir yalnızlıkları çeken bütün kalpler

*

Sözcü’yü anlatıyor aslında.

* Uğur Dündar mesela… Ekrana çıkması resmen yasaklandı, özgürlüğü için buraya geldi. Emin Çölaşan… Yazmasına izin verilmedi, yazabilmek için geldi. Bekir Coşkun… Vatandaşlıktan bile atmaya kalktılar, onuncu köy’üne vatandaş oldu. Rahmi Turan… Gazetesi kapatıldı. Necati Doğru… Sansürlediler, bastı istifayı. Soner Yalçın… Hapse attılar, hapisteyken işten attılar. Ege Cansen… Saygı Öztürk… Can Ataklı… Ümit Zileli… Meslekten silmeye, yok etmeye çalıştılar.

*

Kırık kalpler durağı’dır Sözcü.

*

Dertleri omuzlayanların, gönül kırgınlığı, hayat haksızlığı, kader yalnızlığı çekenlerin, haklarındaki yanlış kararlarla incinenlerin, yakın dostlarının ihanetine uğrayanların “sözleşmeden buluşuverdiği” yerdir.

*

İşte bu nedenle, bu saçma operasyon yüzünden ne hissediyorsun derseniz… Bütün kalbimle söylüyorum ki, sadece kalp kırıklığı hissediyorum. En başta gazetenin sahibi Burak Akbay, aynı çatı altında birlikte çalışmaktan onur duyduğum yurtsever insanların, sadece gazetecilik yaptıkları için, sadece gazetecilikte ısrar ettikleri için, tekrar tekrar aynı saldırılara, aynı iftiralara maruz kalmasından ötürü, bu ülkenin yurttaşı olarak inciniyorum, güceniyorum. Atatürkçülerin örselenmesinden… Bu topluma böylesine köle, böylesine kul muamelesi yapılmasından ötürü, rencide oluyorum.

*

Yoksa, gene bütün kalbimle söylüyorum ki, polis basmış, hepimizin defterini düreceklermiş filan, hikayedir. Boya alır, duvara yazarız. Peçeteye yazarız. Ağaçlara kazırız. Kuşun kanadına yazarız.

*

Biz yazılarımızı aslında, zannedildiği gibi kağıda değil, milletin vicdanına yazarız.

*

(Dünkü özel sayımız dünya çapında ibrettir. Yandaş gazeteler bedava dağıtılıyor, kimse almıyor. Bomboş gazete verdik, parayla alındı, her zamankinden fazla satıldı. Namusuyla yazan gazetenin, hiç yazmadan anlatabilme gücüdür bu.)

*

Biat etmeyeceğiz. Boyun eğmeyeceğiz. Diz çökmeyeceğiz. Motorları maviliklere süremezsek… Atımızı uçuruma süreriz.

 

Click to comment

Bir Cevap Yazın

blank