Connect with us

Genel

DSP İstanbul: Ecevit’in ışığına güvenimiz hala yaşıyor ve yaşayacak.

Published

on

blank

DSP İstanbul İl Başkanlığı, vefatının 14. yılında eski başbakanlarımızdan, Türkiye’nin Karaoğlan’ı Bülent Ecevit için bir mesaj yayınladı. 

Demokratik Sol Parti (DSP) İstanbul İl Başkanlığı, DSP’nin Onursal Genel Başkanı, Türk halkının Kıbrıs Fatihi Mustafa Bülent Ecevit’in aramızdan ayrılışının 14. yıldönümünde bir basın açıklaması yayınladı.

Demokratik Sol Parti İstanbul İl Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

“Bugün 5 Kasım.

Onursal Genel Başkanımız, merhum Başbakanımız ve kuramcımız Bülent Ecevit’in aramızdan ayrıldığı gün!

Bir matem günü olduğu kadar, yararlanmayı bilenlere nice dersin aktarıldığı bir umut günü aynı zamanda!

Belleklere kazınmış ilk ders, “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” sözünün yaşama geçmesidir.

Bülent Ecevit’in siyasal yaşamının her aşamasında, kendini daima halkımıza hesap verir konumda tutmuş ve her konu hakkında halkın ilk ağızdan ve net biçimde bilgilenmesine dikkat etmiştir. Başbakanlık yaptığı zamanlarda Türk milletinin bilmediği ve üzerinde fikir yürütemediği hiçbir dış ve iç sorun yoktu; çünkü halkımız her konuyu bizzat Başbakan Bülent Ecevit’ten, ilk ağızdan öğrenir, dezenformasyonla kafası bulanmazdı.

Bizim nesil yabancılar karşısında dik durmayı yine ondan öğrendi. “Toprağında ne ekeceğine ancak Türk Milleti karar verir” diyerek Afyon yasağına karşı dünya devlerine meydan okurken, yeni nesle de bir yön çizmişti: Türk Milleti’nin çıkarları her şeyden üstündür!

İşte bu bilinç, Kıbrıs Barış Harekâtı ile oradaki soydaşlarımızı da soykırımdan kurtarmıştı. Artık fiili bir antiemperyalist mücadele içine girmiş ve bunu gençlere aşılamıştı.

Her siyasetçiye ders olabilecek en önemli özelliklerinden biri de, düşünmeden, tartmadan hiçbir konuyu dile getirmemesiydi. Televizyonda sorulan bazı sorulara “henüz bunun üzerinde düşünmedim” diye cevap verdiğini de görmüşüzdür. Enini boyunu ölçmeden ölçüsüz bir söz etmez, yanlış bilgi vermiş olmaktan çekinirdi.

Nihayet, Türk siyasi yaşamına “sayın” kelimesini yerleştirecek kadar duyarlı ve nazikti. En müfrit muhalifleri bile, “sayın” sıfatını kullanır olmuşlar ve bu da silinmemecesine günlük yaşamımıza yerleşmiştir.

İşte biz bir 5 Kasım günü böyle bir lideri kaybettik. Ama onun kaybıyla köşemize çekilmedik. Onu, Atatürk’ün açtığı yolda ışığımız olarak kabul ettik. Hatırasına saygımız olduğu kadar, ışığına güvenimiz hala yaşıyor ve yaşayacak.”