Siyaset
O OSMANLI HANEDANINDAN FİKRİ SAĞLAR’A CUMHURİYET MEKTUBU!
Published
8 yıl agoon
Birgün gazetesinde köşe yazısı yazan CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, dünkü yazısında Osmanlı hanedanlarından Esin Şahinbozkır’ın kendisine yazdığı mektuba yer verdi.
CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, Birgün gazetesindeki dünkü yazısında, son dönemde Abdülhamit’in torunu olarak ortaya çıkan Nilhan Osmanoğlu’nu eleştirerek, kendisine Osmanlı hanedanlarından Esin Şahinbozkır’ın konuyla alakalı yazdığı mektubu paylaştı.Şahinbozkır mektubunda Atatürk vurgusu yaparak, “Her şeyimi, kendimi ifade etmemi, bu ülkede bir yerlerde bazı görevlerin başında olmamı, benim ben olmamı sağlayanlara, başta büyük Atatürk’e, onun ordusundaki halk çocuklarına çok şey borçluyum.” dedi.
İşte Osmanlı hanedanlarından Esin Şahinbozkır’ın Fikri Sağlar’a yazdığı mektubun tamamı:
Sayın Sağlar,
Geçen hafta Osmanoğlu soyadlı bir hanımın Abdülhamit’in torunu olduğunu neredeyse İstanbul’un yarısının sahibi olduğunu, bu malları alacağını (!) basına açıklaması üzerine bu yazıyı kaleme aldım.
Öncelikle Osmanlı hanedanına çok yakın en üst mevkilerde görev yapmış bir paşa torunuyum.
Ali Saip Paşa ve oğlu Tophane Müşiri Hasan Sadi Paşa Cağaloğlu’ndaki türbede gömülüdürler.
Osmanlı hüküm sürerken hanedana çok yakın bir ailenin mensubuyum. Babam padişah kızlarından Nemika Sultan’dan “Mimim” diye bahsederdi.
Babam son şehzade Orhan Efendi ile saraydaki okula giden, saray mektebinde anadili gibi Fransızca öğrenmiş, mürebbiyelerle büyütülmüş yani uzun lafın kısası sarayın tam içinde aileden biri gibi sayılan bir aileye mensup. Annemin babası ise Kuva-i Milliye’ye katılmış, milyonlarca vatanseverden sadece biri, ihtiyati piyade Darendeli Müslim Efendi. Üzerine bir tabur askerin öldüğü, siperin dibinde kaldığı için hayatı kurtulmuş, Kastamonu Rumsındı Okulu öğretmenlerinden Hayriye hanımla evlenmiş.
O Hayriye Hanım ki, şapka inkılabında sıkma başlı örtüsünü çıkartıp yeni bir şapka ile Atatürk’ü sınıfının başında durarak karşılamaya gitmiş…
O Büyük Önder ki, kendisi için hazırlanan koltuğu alana girdiğinde görür görmez Hayriye Hanımın yanına gidip kolundan tutarak “Buyurun hanımefendi” diyerek koltuğa anneannemi oturtmuş…
Ben hem Osmanlı Paşalarının, hem de Kuva-i Milliye’ci Müslim Efendinin torunuyum.
Her şeyimi, kendimi ifade etmemi, bu ülkede bir yerlerde bazı görevlerin başında olmamı, benim ben olmamı sağlayanlara, başta büyük Atatürk’e, onun ordusundaki halk çocuklarına çok şey borçluyum.
O gün yoksul Anadolu çocuklarının torunları, bu gün çağdaş ülkenin önemli yerlerinde görevde bulunuyorlar. O gün Kurtuluş Savaşı’nı kazananlar, bu gün bizi saygın bir ülkenin kişilikli kadınları yaptılar.
Yaşamım boyunca ülkemin önemli yerlerinde görevli bulunan kızlarından biri olmaktan böyle bir Cumhuriyette yaşamaktan mutlu ve gururluyum.
Osmanoğlu soyadlı hanımın bilgisiz konuşmalarını, üst perdeden hanımsultan (!) özenti tavırlarını gördükçe hep bizi biz yapan her devrime, hürriyet için ölen şehitlere, laik Cumhuriyete bir kez daha şükran duydum. Ya! Böyle birisine sultanım demek zorunda kalsaydım? dedim…
Osmanlıda serasker olarak görev yapmış dedem Ali Saip Paşa’ya ait olan ve yakın zamanda tapu tescil davasında bir noktaya gelmiş olduğumuz Ali Saip Paşa Yalısının da varislerindenim.
Bu hanımın beyanlarıyla yalının Abdülhamit Han’a ait olduğu (!) sallama bilgisini öğrendim, kulaklarımıza inanamadım. Böyle mal hırsı olanlar iş başına gelirse, korkarım ki, dedemizin malıydı diyerek hepimizin malına göz dikerler…
Parlamenter sistem bize ne verdi? “Menderes’i parlamenter sistem asmadı mı?” diye soran, cehaletinin farkında olmayan bu kişinin, Osmanoğlu’yum diyerek, ceddini de mahcup ettiğini düşünüyorum.
Hanıma soruyorum: Kardeşlerini boğduran, tek cümle ile dünyaları, mülkiyetleri hayatları değiştirebilen bir güce hayranlık duyuyorsan , tek adam olursa ben de belki bir payem olur diye de içinden geçiriyorsan olmadı hanımsultan adayı!.. Bak biz onda yokuz!.. Biz buna HAYIR deriz!..
Her zaman rahmetle anarız Osmanlıyı ama olanı biteni tarihi de unutmayız.
Bize özellikle Türk kadınına kimlik kazandıran beni ben yapan Atatürk’e onun kurduğu Cumhuriyete ve uygun olanı “Halkın kendi kendisini idaresidir” diyen tek adam olması bir anlık karar ile iken bunu elinin tersiyle reddetmiş adam benim önderimdir, yolu yolumdur.
Rahmet olsun!.. Cumhuriyet ilelebet payidar kalsın!..
Esin Şahinbozkır
Bodrum/Muğla