Connect with us

Siyaset

Engin DENİZHAN’ın kaleminden “TARLABAŞI SİYASETİ”

Published

on

blank

Sevgili okuyucularım uzun süreli bir ayrılıktan sonra yeni yazım ve yeni gazetemle sizlerle olmaktan gurur duyuyorum.

Siyaseti aktif olarak yapmaya başladığımdan bu yana siyaseten idollerim oldu. Birkaç örnek vermem gerekirse; Bülent Ecevit:  Konuşma, uslup ve nezaketi ile siyasetçinin nazik ve zarif biri olabileceğini gösteren ender isimlerdendi.  Yada Erdal İnönü: Nezaketi siyasi karakteri ile birleştirmiş, siyasetçi denmeyecek kadar insani özellikleri önde gelen dürüst bir siyasi rol modeldi. Bu siyasiler genel siyasetin altın tahtasına isimlerini yazdırmışlardır. Bir de bu isimler gibi siyasetin yerel aktörleri de vardır. Mesela Sarıyer siyaseti özelinde bakıldığında bilgisi, kültürü ve siyasi nezaketi ile Şevki Bakırcı, Aziz Kurt, İrfan Kaban gibi isimler bu anlamda akla ilk gelenlerdendir.  Kendi siyasi birikimlerini gençlerle paylaşmaktan çekinmedikleri gibi onların yanlışlarını tolare ederek düzeltebilen nazik ve naif bir karakterlerdir.

Tabi yazının başlangıcından bu yana yazdıklarımla başlığın ne alakası var dediğinizi duyar gibiyim alakası şu Sarıyer siyaseti birkaç aydır Tarlabaşı Siyasetine döndü. (Tarlabaşı siyaseti; Argo dilde her türlü hakaret ve çirkinliğin meşru kılındığı siyaset diye tarif edilir.) Sarıyer’de siyaset sağ – sol fark etmez nezaket çerçevesinde yapılırdı. Hatta Sarıyer’de yapılan elit siyaset bir çok ilçede de takdir görürdü.  Ta ki geçen aylara kadar.  Siyasi rakibine sinkaflı sözde bulunan mı? istersiniz. Bardak fırlatan mı? istersiniz. Çıkışta gel diyen mi? yoksa 1970-1980’li yıllarda Tarlabaşı Pavyon fedaileri gibi siyaset yapan ve bunu bir sokağa etki dili olarak kullanmaya çalışan sözde yerel erkler mi? istersiniz.

Bizlere siyasette Hacıbektaş-ı Veli’nin “incinsen de incitme” düsturunu öğreten siyasi önderler ne yazık ki bizim siyasi erki eline bulunduran siyetçilerimizi gördüklerinde ne kadar acıyorlardır. Siyasetin insan malzemesi üzerinden yapıldığı ve insanın bir onurunun her şeyden öncelikli olduğunu unutan siyasiler birbirlerine ağza alınmayacak kelimeler kurmaktan çekinmez oldu. Bende bir yerel siyasetçi ve yazar olarak bu dili tamamen reddediyor. Sarıyer siyasetçilerini nezakete davet ediyorum.

Yoksa bu dil devam ederse siyasetteki toplumsal kamplaşmalara dönüşecek ve birbiri ile komşu olan insanların aralarına nifak tohumları ekilmeye başlayacaktır. Çünkü yerel siyasetçiler sokağında aynası halindedirler. Eğer siyasette seviye ve nezaket yükselirse sokakta da sevgi ortamı yükselir. Son olarak bir Aşık Mahsuni Şerif sözü ile yazıma son veriyorum; Acı sözü kamil bal eder, Tatlı sözü cahil hiç eder.

Click to comment

Bir Cevap Yazın