Genel
Av. Hasan Saim Öztürk: Yeniden başa dönmek
Published
4 yıl agoon
Bizim Cumhuriyet hikayemiz Ali Rıza Beyin Zübeyde Hanımla tanışmasıyla başlar. Onların yaşadıkları ve Atamızın dünyaya geldiği evi önceki yıl ziyaret etmiş, değişik duygular içinde 19 Mayıs’ta orada bulunmuştuk. Yani Atamızın doğduğu gün onun evindeydik.
***
Aslında Atamızı dünyaya getiren Ana, Ulusun Kurtuluşuna ve Cumhuriyetin kurulmasına vesile olmuş. Yaşasaydı ellerinden öperdim, şimdi ise rahmet dilemekle yetinebiliyoruz. Analar ne evlatlar doğuruyor…
***
Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktıktan bir süre sonra HAVZA’YA geçer ve çalışmalarını orada sürdürür. Boynunda idam fermanı, bir yandan Merkezi Hükümetle, Sarayla, padişahçı isyancılarla cebelleşirken, bir yandan da Anadolu’nun siyasi ve askeri örgütlenmesiyle uğraşır.
***
Sevr Antlaşması’na yansıyan Wilson prensiplerinden Kürtere özerklik tanınması konusu onu çok meşgul etmekte ve Kürtlerle temas kurmaya özen göstermektedir. Doğu Cephesi’nde Bitlis’ten Rusların kovulması savaşlarında Kürt Ahali ve Aşiret reisleriyle temasları olmuştur. Bundan bilistifade her yere telgraflar çeker ve onları Kurtuluş Mücadelesine davet eder. Aslında Kişisel Çıkarları gereği Padişah yanlısı olan, İngiliz altınlarını seven ve ayrılıkçı olan aşiret reislerini iyi tanımaktadır.
***
Toparladıkları Kürtlerle yola devam eder ve isyan edenlere gerekli yanıtları verir. Doğu Anadolu’dan Milli Mücadele yanlısı Kürt Temsilcilerini Meclise davet eder ve 1920’de Millet Egemenliğini esas alan KURUCU MECLİS TBMM’yi oluşturur. Sonraki aşamaları ve Lozan sürecini hepimiz biliyoruz. Kürtleri temsil eden sivil toplumun LOZAN‘ı yöneten Lord CURSONA çektiği telgrafı GOOGLE‘dan bulup okumanızı öneririm.
***
Kısacası Değerli okurlar, Cumhuriyet’in ilk adımı olan TBMM, Müdafa-i Hukuk çizgisinde Bağımsızlık yanlısı ve birlikte yaşama iradesini ortaya koyan ANADOLU HALKI tarafından oluşturulmuş ve Cumhuriyet kurulmuştur. Halen 16 Nisan 2017’de kimlik değiştiren ve 1809 senedi ittifak ve 1876 Meşrutiyet Anayasasının gerisine düşen bir Anayasayla yönetiliyoruz. Ayrıntıya girmiyorum, Meclisi ve Anayasayı etkisizleştiren, tek adam, kuvvetler birliği, yargının ve adaletin çöktüğü, Anayasa Hukuku terminolojisinde ismini koymakta zorlandığımız OTORİTER bir rejimle yönetilmeye başladık.
***
Yapılan araştırmalar ve anketler Halkımızın %70’ne yakın bir kesiminin bu koşullardan memnun olmadığını gösteriyor. Adalet sisteminin zedelendiği, denge ve kontrol sisteminin frenlerinin boşaltığı bu sistemi yakın dönemde terk etmemiz gerektiğini her üç insanımızdan ikisi kabul ediyor. Şimdi yapılması gereken ne…
***
Tek Cümleyle açıklamak gerekirse; yeniden başa dönerek Cumhuriyeti kuran, Tüm Anadolu Halkını temsil eden, hiçbir etnik unsur kişi ve topluluğu dışarıda bırakılmamak suretiyle bir DEMOKRASİ İTTİFAKI BİLEŞENİ ya da PLATFORMU ile her siyasi partinin kendi siyasi görüş ve çizgisi mahfuz kalmak suretiyle birleşmek ve yeniden çağdaş DEMOKRASİYE dönmek, özgürlükçü bir Anayasaya ve Hukuk devletine kavuşmaktır…
You may like
Click to comment