Connect with us

Genel

Kimya Çiftçi Dumlu: Evlilik doyumunu etkileyen faktörler

Published

on

blank

En başarılı ve mutlu ailelerde bile zaman zaman çatışmalar yaşanabilir. Her evlilik ilişkisinde çatışma, tartışma ve ardından çözüm bulma süreci, ilişkinin doğasında yer alır ve süreklilik gösterir. Çiftlerin evlilik ilişkisinde yolunda gitmesini sağlayan faktör; evliliklerinde tartışma ve çatışma yaşamıyor olmaları değil, yaşadıkları tartışmaları çözüme ulaştırabilmeleri ve çatışmalarını çözebilecek beceriye sahip olmalarıdır. Aksi takdirde aile içerisinde sürekli tartışmaların ve çözülemeyen çatışmaların var olması, ailenin stres seviyesini yükselterek evlilik fonksiyonlarında bozulmalara yol açmaktadır.

***

Evlilik ilişkilerinde sürekli çatışma yaşayan ve çatışmaları genellikle hayal kırıklıkları, incinme ve küskünlükle sonuçlanan çiftler zamanla evliliklerinden aldıkları doyumu yitirirler. Eşlerin birbirlerine olan bağlılıkları ve güvenleri azalır. Oysa çiftlerin ve aile üyelerinin aralarındaki sorunları çözümleyerek yaşamdan aldıkları doyumu arttırabilmeleri mümkündür.

***

Uzun süreli beraberlikler, çatışmaları çözme becerisinin bir sonucudur. Evlilik çatışmalarıyla başa çıkabilmek için sahip olunması gereken beceriler bulunmaktadır. Çiftler bu becerileri kazanarak evlilik doyumunu arttırabilir. Açık İletişim Çoğunlukla eşler arasında çatışmaya sebep olan veya çatışmaları alevlendiren en önemli şey, ağızdan çıkan cümlenin eşiniz tarafından, söyleyenin niyetinden farklı bir biçimde algılanmasıdır. Bunun pek çok farklı sebebi olabilir. Örneğin çiftler tartışırken aslında birbirlerinin ne dediğini tam olarak dinlemiyor. Zihinleri birbirlerinin ne dediğini anlamaya çalışmak yerine, karşısındaki susunca kendisinin ne diyeceğini düşünmekle meşgul oluyor. Tartışma esnasında birbirlerinin fikirlerini çürütmeleri gerektiği ya da her tartışmadan birinin galip çıkması gerektiği ön yargısıyla hareket etmektedirler.

Açık iletişimde önemli olan hususlar şunlardır:

• Eşinizin zihnini okumaya çalışmayın, fikirlerini ifade edebilmesi için onu can kulağıyla dinleyin,

• Tartışma esnasında eşinizi suçlama ve eleştiriden uzak durmaya çalışın,

• Tartışırken kendinizin ve eşinizin beden dilinin farkında olun (Örneğin dinlerken kollarını kavuşturmak, göz iletişiminden kaçınmak, yüz buruşturmak gibi davranışlar, karşıdaki kişi tarafından anlattıklarının onaylanmadığı şeklinde algılanır.)

• Aynı fikirde olunmasanız bile eşinizin neden böyle düşünüyor olabileceğini anlamaya çalışın, konuya bir de onun gözünden bakarak aynı fikirde olunmasanız bile eşinizin fikirlerine saygı göstermeye gayret edin.

***

Olumsuz Düşünceleri Kontrol Edebilmek

Tartışmalar esnasında eşlerin birbirlerine duygu ve düşüncelerini çekinmeden aktarabilmeleri ve içlerinden geçenleri ifade edebilmeleri oldukça önemlidir. Ancak eşlerin sürekli olarak birbirlerine olumsuz düşüncelerini ifade etmeleri tartışmaları daha da fazla çözümsüzlüğe sürüklüyor. Tartışma esnasında eşler esas konudan uzaklaşarak birbirlerinin yetersizliklerine ve zayıf yönlerine odaklandığı zaman tartışma gittikçe daha acı verici ve rahatsız edici bir hâl alır. Bu sebeple eşlerin birbirleri hakkındaki düşüncelerini kontrol etmeyi öğrenmeleri gerekir.

***

Olaya Eşinizin Gözünden Bakabilmek

Tartışma esnasında taraflardan biri karşısındakinin haksız olduğunu düşünebilir. Ancak yine de mutlaka olaya bir de eşinizin gözünden bakmaya ve onun bakış açısını anlamaya çalışmalısınız. Eşinizin gözüyle bakmayı denemek, kendini onun yerine koymak size yeni bir ufuk açabilir.

***

Affedicilik

Her evlilikte, yaşanan çatışmalar dolayısıyla zaman zaman eşler arasında incinmişlik ve kırgınlık duyguları meydana gelebilir. Eşler yorgun, meşgul veya öfkeli olduklarında birbirlerine karşı daha az hoşgörülü davranırlar. Hatta birbirlerini daha az çekici olarak bile algılayabilirler. Aslında tüm bu duygular gelip geçicidir. Eğer eşler duygularının zeminine birbirlerine duydukları bağlılığı yerleştirirlerse bu, ilişkilerini güçlü tutar ve birbirlerini affetmelerini kolaylaştırır. Çatışma durumları anlayış ve affedicilikle çözümlenemediği takdirde, ilişkide karşılıklı sevgi bağının gelişmesi mümkün olamaz. Yaşanan tüm olaylar, zamanla geride kalır. Onları zihinde yaşatarak sürdürmek ise kişinin tercihidir. Fakat bu ilişkide doyumu azaltacak en tehlike unsur olacaktır. İlişkinin olumlu yönlerine ve içinde bulunulan ana odaklanmak, her zaman için daha sağlıklı bir yoldur.

Problem Çözme Becerisi

Birbirlerine karşı destekleyici bir tavır sergilemeyen çiftler, problemlerine eleştirel bir tarzda yaklaşır ve “sen ve ben birbirimize karşı” yaklaşımını benimserler. Oysa destekleyici bir ilişki geliştirebilmiş olan çiftler problemlerine “takım ruhu” ile yaklaşırlar. Aslında tüm tartışmalarda her iki tarafın da ortak bir ihtiyacı vardır: Anlaşılmak… Eşine kendisini tam olarak ifade edebildiğini ve eşi tarafından anlaşıldığını hissedebilmek. Burada önemli olan “sen-ben” güç dengesindeki çekişmeden vazgeçerek “biz” olabilmeyi başarmak ve tartışmanın sonunda ortak hedefe ulaşabilmektir.

***

Evlilik ilişkinizde problem ve çatışma çözme becerilerinizi geliştirmeye çalışırken ilişkinizi sağlıklı yollardan desteklemeyi unutmayınız. Bunun için çift ilişkisi danışmanlığı alabilirsiniz.

Genel

İBB’den 681 üreticiye, 1152 torba yağlık ayçiçeği tohumu dağıtılacak

Published

on

blank

İBB; Başakşehir, Arnavutköy ve Çatalcalı çiftçilere ücretsiz verilmek üzere, toplam bin 152 torba yağlık ayçiçeği tohumu dağıtımını başlattı. Millet İttifakı’nın tarımsal üretime destek olacak projeleri hazırladığını belirten İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, dağıtım töreninde yaptığı konuşmada, “Benim sizlerden tek ricam; siyasetçilerin, yöneticilerin, sizlere verdiği her sözü takip edin. Sözünü tutmayanı da derhal sandıkta cezasını kesin, evine yollayın. Sözünde durmayan biz isek de günü geldiğinde bizi de gönderin” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İstanbullu çiftçilere yaptığı tarım desteğini, yağlık ayçiçeği tohumu dağıtımıyla devam ettiriyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kuruma başvuru yapan 681 üreticiye, toplam bin 152 torba tohum dağıtımını, “300 Günde 300 Proje” maratonu kapsamında Çatalca’dan başlattı. İmamoğlu; Başakşehir, Arnavutköy ve Çatalcalı çiftçilerin yararlanacağı tohum dağıtım kampanyası için düzenlenen törendeki konuşmasına, Türkiye’nin geçmişte tarımsal üretimde kendi kendine yeten ülkelerden biri olduğunu hatırlatarak başladı. “Ama acı bir biçimde dışarıya, tahmin edilemez şekilde bağımlıyız” diyen İmamoğlu, bunun temel sebeplerini, “Üretime değer vermezseniz, ithalatı ana bir hat haline getirirseniz, ister istemez böylesi bir duruma düşürürsünüz milletinizi” şeklinde sıraladı.

“BU GİDİŞ, GİDİŞ DEĞİL”

Yaşananların, daha fazla yapılaşma ve daha fazla rant uğruna tarım alanlarını gözden çıkaran anlayıştan kaynakladığına vurgu yapan İmamoğlu, “Bu gidişin gidiş olmadığını ve gerçekten bizi sıkıntıya sokacağını hepimizin görmesi lazım. Bu ülkeyi tarımın gücüyle, tarımın bereketiyle yeniden buluşturmak, hepimiz için, geleceğimiz için önemli bir karardır” diye konuştu. Dünyanın gelişmiş ülkelerinin tarıma yaptığını, Türkiye’nin ise kendi hataları nedeniyle bu alanda gerilediğini kaydeden İmamoğlu, “İstanbul’da, Türkiye’nin en büyük şehrinde, dört yıldır tam da bunun için çalışıyoruz. Yani bu yanlış gidişi tersine döndürme noktasında öncü adımlar atıyor, Türkiye’ye örnek uygulamaları harekete geçiriyoruz. 4 yıl önce, ‘İstanbul’da Tarım’ diye bir başlığı Belediye Başkanı olarak açtığımızda ve insanlara bahsettiğimizde, yüzümüze şaşkınlıkla bakılır, ‘Bu konuya hiç girmesen de olur’ diye tavsiyelerde bulunanlar olurdu. İstanbul ve tarım, sanki yan yana gelmeyecek iki kavram, iki kelime gibiydi. Ama bugün her şey çok farklı. İnanın güzel memleketimizin neresine gitsem; doğusuna, güneydoğusuna, İç Anadolu’suna, Karadeniz’ine, ‘İstanbul’da sizin yaptıklarınızı keşke bize burada da yerel yönetim ya da devletimizin kurumları yapsa’ diye anlatanlar, sorgulayanlar ve bize teşekkür edenler oluyor” ifadelerini kullandı.

“BÜYÜK BİR ZİHİNSEL DEVRİME İHTİYACIMIZ VAR”

Yakın dönemde meydana deprem felaketinde yaşanan can ve mal kayıplarının yüksekliğinin ana nedenlerinden birinin de tarım alanlarının imara açılması olduğunu belirten İmamoğlu, “Meseleye, ülke ölçeğinde bakarak, şehrimizden başlayıp, bütün ülkenin bu yanlışlardan dönmesini sağlamak konusunda büyük bir yolculuğa, büyük bir dönüşüme, büyük bir zihinsel devrime ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı. İstanbul özelinde tarım, hayvancılık, balıkçılık ve arıcılık alanlarında üreticilere verdikleri desteklerden örnekler veren İmamoğlu, “Üreticilerimize, bizim için ne kadar değerli olduklarını en güçlü bir şekilde onlara hissettirmek, onları morallendirmek, onları cesaretlendirmek ve kabiliyetlerinin farkına varmalarını sağlamayı çok istemiştik. Aslında bunu da başardık. Ne oldu biliyor musunuz sonuçta? 2019 yılı sonuna doğru yola çıktığımız ve 2021 yılında İstanbul’da ilk uygulamalarına destek uygulamalarına başladığımızda, 693 üretici olduğunu tespit edip, onlara katkı sunduk. Bugün üretici sayımız, İstanbul’da 8 bin 226 kişiye ulaştı” bilgilerini paylaştı.

“TARIMIN, ÇİFTÇİNİN KIYMETİNİ BİLMEYEN YÖNETİCİLERDEN KURTULMAK ZORUNDAYIZ”

“Siz imkan ve fırsat verirseniz, inanın bu memleketin boşta, açıkta, kullanılmayan, ekilmeyen hiçbir köşesi kalmaz” diyen İmamoğlu, “Bitkisel üretimde, hayvansal üretimde, arıcılıkta, balıkçılıkta faaliyet gösteren 8 bin 226 İstanbul İstanbul’da yaşayan hemşehrimle, -az önce hanım çiftçimizin dediği gibi- biz de ‘16 milyon İstanbullu için üretiyoruz’ diyen çiftçilerimizle gurur duyuyorum. Hepinizin emeğine sağlık” şeklinde konuştu. İstanbul’un dışındaki bazı kentlere de tarımsal anlamda katkı sunduklarını aktaran İmamoğlu, “Tarımın, çiftçinin kıymetini bilmeyen yöneticilerden kurtulmak zorundayız. Bu çok net. Bu cennet vatanın en önemli kalemlerinden birisi olmalıdır. Tarımın, çiftçinin kıymetini bilmeyen muhtarsa bile, adı siyasi partinin ilçe başkanı bile olsa, belediye başkanı da olsa, büyükşehir belediye başkanı da olsa, bakan da milletvekili de olsa, cumhurbaşkanı da olsa; tarımın kıymetini bilmiyorsa, ona güle güle demek lazım. Çok net” şeklinde konuştu.

“BU İŞİN ŞAKASI YOK; SİZLERDEN DESTEK İSTİYORUZ”

“Tarımda dışa bağımlılıkla mücadele etmeli ve buna son vermeliyiz” diyen İmamoğlu, “Bu işin şakası yok. Bu iş, ‘beka sorunu’ dediğimiz meselelerden birisidir. Temennimiz, isteğimiz, memleketimizde tarıma hak ettiği değeri verecek kadrolar olarak, başta Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı seçtirerek ve onun yol arkadaşları olarak bizleri, özellikle atılı masanın kıymetli liderleriyle beraber, kocaman bir ekibi bu devrimi başlatmak, demokrasiyi, hak, hukuk, adalet düzenini tekrar ülkemizin her sathına yaymak adına, elbette ki sizlerden destek istiyoruz” ifadelerini kullandı. Tarıma destek miktarının Anayasa’nın 21. maddesinde, ‘gayrisafi milli hasılanın yüzde 1’inden az olmaması gerektiği’ şeklinde güvence altına alındığının altını çizen İmamoğlu, “Ne yazık ki, bugüne kadar çiftçilerimize hiçbir zaman bu kaynak verilmedi. Hatta bu kaynağın seviyesinin yanına bile yaklaşılmadı. Ben, açıkçası bunu içime sindiremiyorum. Ve çiftçinin hakkını ona vermeyip, bir avuç insana aktarılan bir düzenin varlığına, artık ben tahammül edemiyorum” dedi.

“SÖZÜNDE DURMAYAN BİZ İSEK, GÜNÜ GELDİĞİNDE BİZİ DE GÖNDERİN”

Kendisinin de çiftçi çocuğu olduğunu kaydeden İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

“Bu tür desteklerin, hak ettiği şekliyle çiftçilerimizle buluşturulması önemli. Birçok husus var. Mazotta ÖTV yükünü indirmekten, çiftçilere kullandığı gübre ve tohum maliyetine dönük yüzde 50’sini destek olarak geri vermeye kadar birçok hususu, siz kıymetli çiftçilerimize Millet İttifakı hükümeti hazırlıyor. Benim sizlerden tek ricam; siyasetçilerin, yöneticilerin, sizlere verdiği her sözü takip edin. Sözünü tutmayanı da derhal sandıkta cezasını kesin, evine yollayın. Verdiği sözleri tutmayanı, gönderin. Biz, 4 yılda ne diyoruz? ‘Yaptık. Yanınızda durduk. Tarımı destekledik. Her hususta örnek verebilirim. Ben değil sadece. Ankara’da Mansur Yavaş Başkanım da verir, diğer şehirlerdeki bütün belediye başkanlarımız da verir. Sözünde durmayan biz isek de günü geldiğinde bizi de gönderin. Bu kadar net. Siyaset yapan insanların, hizmet yapan insanların, hele hele bizler gibi belediye başkanı, bakan, cumhurbaşkanı gibi, inşallah yarınlarda başbakan gibi, birtakım hususları yerine getirmekle mükellef, devletin yöneticileri, mutlaka sizlere hesap vermek zorundadır. Ne olur, hakkınıza bu anlamda sahip çıkın. Bu ülkenin sahibinin siz olduğunuzu unutmayın. Bu ülkenin sahibi, 86 milyon insanımız.”

“ÇOCUKLARA VE GENÇLERE, GÜZEL BİR GELECEĞİ HEDİYE ETMEK ZORUNDAYIZ”

Cumhuriyet’i, yöneticilerin haddini bildiği bir sistem olarak tanımlayan İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:

“Atatürk’ten gördüğümüz şekliyle; memleketine, milletine, amasız, fakatsız hesap vererek ve her zaman vatandaşına karşı sorumlu olduğunun bilincinde olan, çoluğunu, çocuğunu ailesini, akrabasını görev yaptığı alanın içine değil, hayatına terk edecek, orayı bir aile makamı olarak kullanmayacak, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ kavramıyla memleketini yönetecek bir düzeni kurmaya az kaldı. Bu ülkede bereketli, şenlikli bir hasat yapar gibi, kardeşçe ve mutlu yaşamak istiyoruz. Gerçekten özlemimiz ve gayretimiz budur. Bunu başarmalıyız. Kim için biliyor musunuz? Burada oldukça deneyimli insanları görüyorum. Ama çocuklarımız da var aramızda gençlerimiz de var. En çok da çocuklarımız ve bu ülkenin enerji kaynağı gençlerimiz için bunu yapmak zorundayız. Onlara çok güzel bir geleceği, hep birlikte hediye etmek zorundayız. Özlemimiz ve gayretimiz bunun için olacak. 14 Mayıs’ta bu yolda çok büyük ve çok güçlü bir adım atacağız. Sonrasında, açıkçası ne olacağını sizler biliyorsunuz. Aynen 2019’da yolladığınız gibi; halkın, milletin iktidarı gelecek ve Allah’ın izniyle o güzel kalbinizdeki dualarınızla, sizlere söz veriyoruz ki, her şey çok güzel olacak bu güzel memlekette. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Ayçiçeği tohumlarının sizlere bereket, bolluk getirmesini diliyorum. Size şans getirmesini diliyorum. İnşallah bir an önce kuraklığın gittiği ve bu ülkenin üstünden kara bulutların dağıldığı, bolluğu ve bereketi yaşadığımız bir gelecekte buluştuğumuz sürecin var olmasını diliyorum.”

ÇİFTÇİ MERVE ÇAVUŞ: “16 MİLYON İÇİN ÜRETİYORUZ”

Dördüncü kuşaktan çiftçi olduğunu belirten Korkut Arıkan, “Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na, bizi üretime teşvik ettiği için, gerçekten çok teşekkür ediyoruz. Bu verdikleri tohumlar, gübreler, fideler… Burada en önemli şey, bunun karşılıksız verilmesiydi. Bütün belediyeler için bunun örnek olması lazım” dedi. Kadın üretici Merve Çavuş da duygularını, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bizlere sağladığı fide, mazot, yağlık ayçiçeği tohumu desteklerinden dolayı Ekrem İmamoğlu Başkanımıza çok teşekkür ediyoruz. ’16 Milyon İçin Çalışıyoruz’ diyor Büyükşehir Belediyesi. Bizler de 16 milyon için üretiyoruz, üretmeye de devam edeceğiz diyorum” sözleriyle dile getirdi. Çatalca Ziraat Odası Başkanı Seyit Çetin de konuşmasında, yakın coğrafyamızda yaşanan Rusya-Ukrayna savaşına dikkat çekerek, “Bugünlerde ayçiçeği tohumu, buğday tohumu, gübre, mazot, fide ve benzeri destekleri İstanbul’umuz tarımınaa bir can suyu vermektedir. Bu proje kapsamında, başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu olmak üzere, emeği geçen herkese şahsım ve Çatalcalı çiftçiler adına çok çok çok teşekkürüm” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından; İmamoğlu, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ve Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, yağlık ayçiçeği tohumunu başlattı.

İBB, 4 YILDA ÇİFTÇİLER İÇİN NELER YAPTI?

İBB, 2020 yılında başlattığı destek kampanyasıyla; İstanbullu çiftçilerin girdi maliyetlerini azaltmak, tarımsal üretimden çekilen çiftçilerimizi tekrar tarıma teşvik etmek ve böylelikle tarımsal alanların betonlaşmasını önlemek amacı ile yazlık sebze üreticilerine domates, biber, salatalık, patlıcan ve karpuz fidesi desteği verdi. 2021 yılında bu desteklere; kışlık sebze fidesi, silajlık mısır tohumu, biyolojik mücadele amacıyla sarı tuzak, küçük ölçekli balıkçılarımız için tekne bakım malzemesi ve küçükbaş hayvancılık yapan çiftçilerimize kuzu besi yemi destekleri eklendi. 2022 yılında ise, tüm bu desteklere ilave olarak; yağlık ayçiçeği tohumu, ekmeklik buğday tohumu, damla sulama hortumu ve gübre desteği, mazot, çilek fidesi, büyükbaş hayvan yemi ve arı yemi destekleri ilave edildi. 2023 yılında da tarımsal üretimde su sarfiyatını azaltan, yabancı otlarla mücadeleyi en aza indiren, tarımda ilaç kullanımını azaltan malç naylonu desteği de ücretsiz hizmetlere eklendi.

Bu destekler sayesinde; 2020 yılında İBB’ye kayıtlı 693 olan çiftçi sayısı, 2023 yılında bitkisel üretimde 4.506 kişiye ulaştı. İBB’nin 2023 yılı içerisinde İstanbullu çiftçilere vereceği destekler şöyle olacak:

 

•      2.246 çiftçiye, 6.129.306 adet yazlık sebze fidesi

•      1.266 çiftçiye, 9.863.400 adet kışlık sebze fidesi

•      1.808 çiftçiye, 3.019 torba yağlık ayçiçeği tohumu

•      446 çiftçiye, 1.788 torba silajlık mısır tohumu

•      1.649 çiftçiye, 3.502 torba (175.100 kg) granül gübre

•      525 çiftçiye, 1.902 torba (47.550 kg) damla sulama gübresi

•      190 çiftçiye, 2.989 top malç naylonu

•      489 çiftçiye, 6.500 paket sarı tuzak

•      2.272 çiftçiye, 311.750 litre mazot

•      1.450 küçük ölçekli balıkçıya, tekne bakım malzemesi, balıkçı tulumu ve çizme

•      1.131 çiftçiye, 1.640 ton büyükbaş besi yemi

DESTEKTEN NASIL FAYDALANILIR?

İstanbul sınırları içerisinde ikamet eden ve tarımsal üretim yapanlar, destekten faydalanabilir. Çiftçiler, 2022 ya da 2023 yılı için alınmış Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) belgesi veya Ziraat Odası Çiftçi Belgesi, kimlik fotokopisi ile Avrupa Yakası’nda İBB Tarım ve Su Ürünleri Müdürlüğü’ne, Anadolu Yakası’nda ise, İBB Beykoz Koordinasyon Merkezi‘ne veya https://tarimdestekleri.ibb.istanbul/portal üzerinden başvurabilir.

Continue Reading

Genel

Belma Bozkurt’tan sergiye davet

Published

on

blank

Sanatçı Belma Bozkurt, 27 Nisan-3 Mayıs 2023 tarihlerinde, Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek ‘ Shade of Branches’ isimli, yaklaşık 60 eserden oluşan kişisel sergisine tüm sanatseverleri bekliyor.

BELMA BOZKURT KİMDİR?

Sanat terapisi uygulayıcısı ve CTI sertifikalı Co-active profesyonel koç olan Bozkurt, Sanat terapisi koçluğu uygulamalarıyla gönüllü çalışmalarda bulunuyor. Yurtiçi ve yurtdışı pek çok sergi ve fuarda eserleri yer alan sanatçının eserleri en son Tokyo Metropolitan Müzesi’nde ve Türkiye’de IAAF Istanbul, ArtAnkara ve Bodrum’da sergilendi. Anda farkındalık teknikleriyle sanat üretimini birleştiren sanat pratiğiyle “insan” olma değerine temas etmeyi araştırmaktadır. “Mükemmel varılacak bir yol değil, özgün ve otantik olan ise an içinde çok keyifli bir yolculuk” sözleriyle sanata yaklaşımını ifade eden sanatçı, yarattığı zamansız atmosferle izleyiciye ruhsal bir huşu deneyimi yaşatıyor.

Sanat çalışmaları ve eserleriyle katıldığı sanat etkinlikleri

Kişisel Sergi, CKM (Caddebostan Kültür Merkezi), 27 Nisan-3 Mayıs 2023

Barış Manço Kültür Merkezi, Alegori 2,

8-21 Nisan 2023

ARTANKARA, Sanat Hayatı, Mart 2023

Büyük Kulüp, ALEGORİ 1, 28 Ocak 2023

Signature Art Gallery, Dışavurum, Ocak 2023

İAAF 2021, Doart Galeri

ArtAnkara, Galerim Sanat Galerisi, Mart 2022

Japonya- Tokyo Metropolitan Müzesi’ nin 50. Yılı anısına düzenlenen sergi

Uluslararası Resim Sergisi Varna

Bodrum: Karl Ein Art Gallery, MAİ sergisi

Karl Ein Art Gallery- Vuslat, Akaretler

Karl Ein Art Gallery- Queen, Akaretler

La Visione Art Gallery-Four Seasons-Santa Maria Church, Beyoğlu

La Visione Art Gallery- Harmony, Maçka

Next Gallery, Less is More, Nişantaşı

3459 Art Gallery, Uluslararası Resim Sergisi, online

Gallery Punto, online karma sergi

Karşılıksız Aşk, Gallery Next

Networkhan Artpromoter Gallery

Manifesto:

‘Hepimiz bir ağacın dallarıyız ve her halimiz birbirinden’

Kiraz ağacı, çocukluk odamdan içeriye, dallarındaki bembeyaz çiçekleriyle salınırdı. Bu ağaç yazıma, kışıma ve baharıma ortak olurdu. Bilinçaltıma işleyen dallar, sanat terapisi uygulayıcılığı eğitimleriyle derinleşti, zamanla tuvale dökülmeye başladı. Beni ben yapan bilgelik, canlılık, üretkenlik ve yaratıcılık, bir ağacın eşliğinde kök verdi. Bu yaşlarımda hayatıma yüklediğim anlam, kökleriyle maddenin bilgisini alarak, dallarıyla manevi tezahürünü gerçekleştiriyor bu sergide.

“Kökleri cehenneme kadar uzanmayan bir ağacın, dalları cennete yükselemez” der Jung. Bazen çiçek açar, bazen kuşlar konar, bazen yaprak döker, bazen karları taşır üstünde. Zaman zaman narince kuruyup kırılsa da vakti geldiğinde yeşermek için güven ve umut verir. Anlık vaziyetim, dost ağacımın tanıklığında tuvalime yansır ve gölgemi duygularım aydınlatır.

Hepimiz bir ağacın dallarıyız ve her halimiz birbirinden mesul. Mevlana’nın dediği gibi “Sevgi varsa kuru dal bile çiçek açar.” Kalbimi ve ruhumu tüm çıplaklığıyla sizlere açtığım kişisel sergimde, yolculuğuma tanık olduğunuz için teşekkürler.

blank

Continue Reading

Genel

CHP Sarıyer’den Kireçburnu ziyareti

Published

on

blank

CHP Sarıyer İlçe Başkanı Ahmet Güveloğlu ve ekibi, 14 Mayıs’taki genel seçimler için kolları sıvadı. Seçim sürecinde irtibat bürolarını ziyaret eden Güveloğlu ve yönetimi, mahallelerde yapılan çalışmalarla ilgili bilgi aldı.

14 Mayıs 2023 Pazar günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleri için çalışmalarını yoğun bir tempoyla sürdüren CHP Sarıyer İlçe Başkanı Ahmet Güveloğlu ve yönetimi, cumartesi günü CHP Sarıyer Kadın Kolları Başkanı Sunay Sevinç’in ve Kireçburnu Mahalle Temsilcisi İlyas Adıgüzel’in de katılımı ile Kireçburnu Spor Kulübü’nü ziyaret etti. Keyifli bir sohbet ortamında gerçekleşen ziyarette Güveloğlu, 14 Mayıs’ta iktidara geldiklerinde ülkenin her bir kurumunda olduğu gibi sporda da liyakata önem vereceklerini söyledi. Ziyaret sonrasında ise CHP Sarıyer İlçe Başkanı Güveloğlu ve ekibi ile Kireçburnu Spor Kulübü yönetimi, kulübün sahasında toplu hatıra fotoğrafı çektirdi.

ESNAFLARIN SORUNLARINI DİNLEDİLER

Kireçburnu Spor Kulübü ziyareti sonrasında Güveloğlu ve ekibi, Kireçburnu’ndaki esnafları ziyaret etti ve esnafların sorunlarını dinledi. Ardından ise Tarabya-Kireçburnu Mahallelerinin irtibat bürosuna uğradı. Kireçburnu Mahalle Temsilcisi İlyas Adıgüzel ve mahalle birimiyle seçim çalışmaları üzerine değerlendirmeler yapıldı.

GÜVELOĞLU, SARIYER’İN SULTANLARINI YALNIZ BIRAKMADI

Kireçburnu’ndaki çalışmalarını tamamlayan Başkan Güveloğlu, daha sonra Sultanlar Ligi’nde mücadele eden Sarıyer Belediyespor Kadın Voleybol Takımı’nın PTT ile oynadığı mücadeleyi tribünden takip etti. Sarıyer’in Sultanlarını yalnız bırakmadı.

Continue Reading

Popüler

blank