Connect with us

Hasan Saim Öztürk

AV. HASAN SAİM ÖZTÜRK YAZDI: ANA MUHALEFET NASIL KURTULUR

Published

on

blank

Bu sorunun elbette ki tek bir cevabı ve reçetesi yok. Ana muhalefette toplanan kitlenin düşünceleri, beklentileri, neden sisteme ve siyasi iktidara karşı oldukları sosyal psikoloji ve siyaset sosyolojisi açısından ele alınmalı ve çıkan sonuca göre bir değerlendirme yapılmalıdır. Kan tahlili yapılmayan bir hastaya verilen hiçbir ilacın çok önemli bir tesadüf dışında hastalığı tedavi etmesi olanaksızdır. Dilerseniz önce siyasi iktidarın 15 yıllık tarihsel sürecine kısa bir göz atalım.

*

12 Eylül darbesinden sonra  yapılan Yeni Anayasanın inşa ettiği ve değiştirdiği sosyo-ekonomik ve siyasal bir dönemin sonunda yaklaşık 20 yıl sonra ülkemizde 2002 Kasım ayında iktidara gelen AK PARTİ tam on beşinci yılını doldurdu. Ülkemiz siyaseti için önemli bir süre 15 yıl. İçinde bulunduğumuz ekonomik göstergeler tam üç kat artan dış borca bakıldığında çokta iç açıcı değil. Ancak başka batılı çağdaş demokratik ülkelere bakıldığında bu verilerle iktidarda kalabilen başka bir siyasi parti belkide yoktur.

*

Şunu demek istiyorum, hiçbir iktidar bu ekonomik göstergeler, FETÖ örgütünün devleti kıskaca alarak yaptığı kumpasla ve terör örgütü PKK’nın yoğun saldırıları karşısında bu kadar seçim kazanamaz ve iktidarını sürdüremezdi. Sadece 2015 haziran seçimlerinde bir sarsıntı geçirdi siyasi iktidar ve durumunu çabuk toparladı. AK Parti’nin iktidarda bu kadar uzunca bir süre kalmasının sebepleri neler olabilir acaba, bu konuya kısaca değinmekte fayda var…
*
Bana göre mevcut siyasi iktidarın ilk yıllarındaki izlediği neo liberal siyaset anlayışı ve dünya ekonomisindeki sermaye akışı, yarattığı geçici bir refah ve istikrar görüntüsü önemli etkenlerden biridir. Ayrıca terörün kendilerine sıfır seviyesinde teslim edilmesi, partinin yandaşlarına ve siyasi kadrolarına sağladığı olanaklar, uluslararası destek 2007 yılına kadar getirdi ve bir seçim daha kazandırdı AK Parti’ye.
*
2007’den sonra başlayan FETÖ örgütünün TSK mensupları dahil, muhalif Atatürkçü kadrolara karşı kumpas organizasyonu siyasi iktidarın ritmini bozmasına rağmen deneyim kazanan kadrolar iktidar olanaklarıyla peş peşe seçim kazanmaya devam ettiler. İktidar her türlü engeli aşarak ülkeyi muhalefetin iktidara gelme çabalarına rağmen bugünün olumsuz koşullarına taşımayı başardı.
*
İktidar partisinin bugün gelinen noktada artık ideolojik tartışmaları tamamen geride bıraktığını Milli görüş artığı pek çok siyasetçiyi kendilerince dava olarak nitelendirilen bir anlayışta birleştirerek yargı erkini tamamen alt üst ettiğini, yasamayı denetim yapamayan pasif bir konuma getirdiğini sadece yürütmeyi güçlendirerek hukuk devleti kriterlerinden tamamen uzaklaştırdığını görüyoruz. OHAL gölgesinde yapılan son 16 Nisan Anayasa değişikliği referandumu AK Parti iktidarının siyasal anlamda geldiği ve elde ettiği, rejimi değiştiren siyasi bir zirvedir.
*
Kısaca ana hatlarıyla açıkladığımız 15 yılını dolduran bu dönemin Ana muhalefeti ne yazık ki iki ayrı genel başkanı döneminde de başarılı olamamış ve ülkenin siyasi sorunlarını çözme doğrultusunda iktidar şansı bulamamıştır. Israrla partilerini desteleyen ana muhalefet partisi mensupları ve tabanı yapılan siyasi hatalar, ihtiyaca uygun yapılamayan örgütleme ve organizasyon yetersizlikleri, parti tüzüğünün işletilememesi, kadroların demokratik yöntemlerle ve kariyeri ön plana çıkaran usullerle belirlenmemesi, mezhepçilik ve bölgecilik iddiaları, parti tabanıyla yönetimin arasını açmaya başlamış ve diyalog tamamen kaybolmuştur. Ana Muhalefet Partisi genlerindeki devrimcilik ilkesinin varlığına rağmen, bir türlü yenilikçi, değişimci ve dönüşümcü halka güven veren kadrolarla buluşturulmamış, türlü vaatlere rağmen üst üste seçim kaybetmiştir. Kısacası düzenin değiştirmek isteyenleri düzen değiştirerek yetersiz ve büyüme kabiliyeti olmayan statik bir örgüt haline getirmiştir. Halbuki Gezi Muhalefeti, Adalet yürüyüşü, 2015 Haziran seçimleri ve Darbe karşıtı mitingler muhalefet potansiyelinin gücü konusunda çok önemli ip uçları verdiği halde bu potansiyelde yararlanmak mümkün olmamıştır.
*
2010’dan itibaren girdiği bütün seçimleri kaybeden bir partinin dünyanın hiçbir yerinde lider ve kadro değişikliğine gitmemesi beklenemez ve bu siyasetin tabiatına aykırıdır. Yenilik ve değişim vaadetmezseniz ve bunun ışığını vermezseniz, insanların giderek yavaş yavaş sizi terk ettiğine üzülerek tanık olursunuz.
*
Gelelim başlıktaki sorunun cevabına, hızla tüzük kurultayına giderek yapısal engelleri aşarak, yönetim kadrolarında eskileri kenara çekerek, tabanı tutabilmek için Ankara’yı terk edip örgütün içine dalarak ve onlarla birleşip buluşarak, yakın geçmişin facia ve hatalarını tekrar etmeyerek belki durumu belki bir nebze kurtarabilirsiniz. Ne demişti İsmet Paşa”aksi halde Sizi ben bile Kurtaramam” Ne yazık ki Yolcular gemiyi terk etmeye başladı bile…

Click to comment

Bir Cevap Yazın